Karşıyakamız basketbolda yine bizleri gururlandırmaya devam ediyor...
Aslında çok da zorlu bir rakip olan ve en zor deplasmanlardan biri olan Bursa karşısında rahat elde edilmiş görünen başarı kimseyi aldatmasın. Çok çalışmanın ve oyun disiplininden kopmamanın getirdiği bir başarıydı bu...
İlk maçın uzatma sonrası kazanılmasının ardından deplasmanda Bursa'ya karşı ne yapacağımız akıllarda bir soru işareti bırakmış olsa da inanarak ve ''basketbol söz konusu ise orada her daim öncelikle Karşıyaka'nın sözü geçer'' gerçeğiyle, net bir skorla zafere ulaşıldı. Yarı finaldeyiz...
Bu yazı kaleme alınırken yarı finaldeki rakibimiz belli değil, ancak gönlümden geçen rakip Galatasaray... Türk Telekom bu sezon maalesef içerde-dışarda bizi yendi. Çok iyi bir koçları var ve aynı zamanda da müthiş bir takım oyunu oynama becerisi olan takım! Galatasaray'ın rakip olması halinde ise en büyük dezavantaj, onların sahasındaki seyirci faktörü olacaktır. Bana sorarsanız, oyun sahada oynanır ve rakip olarak Türk Telekom daha fazla tedirginlik veriyor. Ancak, rakip kim olursa olsun Karşıyaka'ya final oynamak çok yakışır!
Geçenlerde Buddy ile (can dostum köpeğim) mutad gezintilerimizden birinde tesadüfen bir restaurant'ta yol kenarındaki masalardan birinde otururken koç Ufuk Sarıca'ya denk geldim. Öncesinde herhangi bir tanışıklığım yok kendisiyle. Yine de play off'larda başarı dileklerimi ilettim. Kibarca mukabelede bulunarak teşekkür etti. Rahatsızlık vermemek için aynı şekilde yoluma devam ettim. Bu durumda; öncesinde bir tanışıklığım olmadığı gibi, o başarı dileğim esnasında kendimi tanıtmadığımdan, sonrasında da bir tanışıklığım oluşmamış oldu. Fakat sonradan, aslında aklımda kendisine sormak istediğim çok şey olduğunu farkettim...
Play off sürecinde; takımı yine bireysel olarak gününde olmasını umud ederek yıldız oyuncularının sırtlayacağı şekilde bir oyun kurgusunda mı oynatacak? Veya takımı, takım oyununun kazanmakta en önemli unsur olduğu gerçeğinden hareketle bir ya da iki kişinin gününde olmasından bağımsız olarak mı hazırlayacak maçlara? Hücum organizasyonlarında set hücumu ağırlıklı mı, bireysel yeteneklere sırt dayanarak mı hareket edilecek? Karşımıza çıkacak her rakibe aynı kendi oyunumuzu oynayarak mı, yoksa rakibe göre özel taktikler belirlenerek mi başarıya ulaşılmaya çalışılacak? Belki de en önemli soru olan ''bu sene de yine şampiyon olunabileceğine takım oyuncuları arasında ve kendisinde duyulan inanç var mı'' sorusunu sorsaydım keşke diye düşünmeden edemedim sonrasında...
Bu sene Türk Telekom dışında çeyrek finale yükselen takımlar arasında yenemediğimiz takım olmadığına göre bence gerçekten inanılırsa tekrar şampiyonluk neden olmasın ki?!
202.734,37 -TL... Bu cezanın sorumluları her kimlerse bence bu rakam onlardan tahsil edilmeli. Karşıyaka'ya, küfürlü tezahüratlar ve tribünlerde boş bırakılmayan merdivenler nedeniyle verilen son cezanın tutarı bu!
Aynı gerekçelerle alınan ilk ceza da değil. Zaten rakamın bu kez bu kadar yüksek olmasının nedeni de o ya... Seyircilerin neden olduğu kötü ve çirkin tezahüratlar nedeniyle dördüncü kez, merdivenlerin boş bırakılmaması nedeniyle de önceden kesinleşmiş beş ayrı ceza zaten mevcut...
Tam 41 senedir salonlardayım. Ufacık çocuktum ve oradaydım, orta yaşa geldim hala oralardayım (pandemi kesintisi hariç). Bir zamanlar ailecek, kızlı erkekli gruplar halinde veya çoluk çocuk gidilen maçlarımızda yine son derece yüksek volümlü ve rakibi baskı altına alan tezahüratlar olurdu ama ailemiz, yanımızdaki kadınlar veya çocuklar yüzü kızarmadan, utanılacak sözler duymadan o maçları tamamlarlardı...
Şimdi yine ailecek, kızlı erkekli gruplar halinde ve çoluk çocuk salonları dolduruyoruz ama özellikle son 10-15 senedir artık maalesef tribünlerden koro halinde yükselen çirkin seslerden veya bireysel taşkınlıklardan dolayı utanır, yüzümüz kızarır hale geldik. Aslında yüzü kızarması gerekenler bunları yapanlar olması gerekirken hem de...
Küfretmeden destek vermek veya medeni ülkelerdeki gibi merdivenleri boş bırakarak tribünlerde yer almak bu kadar mı zor! Hem kulübe maddi zarar, hem de o salonu dolduran düzgün insanlara büyük manevi taciz bu!..
Merdiven boşluklarının doluluğu konusu tabi sadece seyirciye atfedilebilecek bir hata değil. Bu konuda kulübün de hatası var, gereken tedbirleri almadığı için... Keşke daha büyük bir salonumuz olsa da büyük Karşıyaka taraftarına kapasite olarak daha fazla hitap edebilse. Ama bu gerçek, mevcut durumda yine de merdivenlerin işgaliyesini haklı çıkarmaz.
Neyse, yarı final keyfimizi hiçbir şey bozamaz neticede. Bunlar da düzelir inşallah diyor ve ekliyorum; ''Hadi bakalım, gelsin sıradaki...''
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!