''Herkesin dilinde bir “Genç seçmen, genç seçmen” lafı, herkesin ağzında bir “Z kuşağı, Z kuşağı” tanımlaması. Ve herkes gençlerin siyasi yaklaşımıyla ilgili bir tez öne sürüyor.“Gençler şöyle düşünüyor, gençler böyle düşünüyor" diye. Bu konuda eldeki en eli yüzü düzgün araştırmayı ise Alman Conrad Adenauer Vakfı yapmış .Gelin bugün sizinle bu araştırmadan bazı başlıklar paylaşayım da, Türkiye’de gençler ne düşünüyor, en azından bazı başlıklar için fikirleri ne, görelim. Conrad Adenauer Vakfı’nın 3 ay 20 günlük bir sürede temsil kabiliyeti oldukça yüksek 18 ila 25 yaş arasındaki 3 bin 243 genç üzerinde gerçekleştirdiği araştırmada katılımcı gençlere 100 soru sorulmuş. “Mevcut siyasi liderlerden hangisini beğeniyorsunuz” sorusuna verilen yanıtlar arasında ilk sırayı “Hiçbirine” şıkkı almış. Gençlerin yüzde 20,5’i mevcut liderlerin hiçbirini kafasına uygun bulmuyor. Hiçbirini takip eden lider ise Recep Tayyip Erdoğan. Erdoğan’ın gençler arasındaki popülerlik oranı yüzde 16,8. Onu takip eden ise Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş. Yavaş’ın beğenilme oranı Erdoğan’a çok yakın: 16,3. Ardından 8,7 ile Meral Akşener, yüzde 7,9 ile Selahattin Demirtaş, yüzde 7,3 ile Muharrem İnce, yüzde 6,3 ile Kemal Kılıçdaroğlu, yüzde 4,5 ile Devlet Bahçeli geliyor. Fikir beyan etmeyenlerin oranı yüzde 3,6 iken Ekrem İmamoğlu diyen gençlerin oranı yüzde 3,3. Onu yüzde 3,3 ile Babacan, 1,1 ile Davutoğlu takip etmiş.''
Yukarıda yer alan tırnak içindeki satırlar Fatih Altaylı'nın 12 Nisan 2022 tarihli köşe yazısından alıntı. En son yazdığım ''Z Kuşağı'' başlıklı yazıma, yakın çevrem de dahil olmak üzere aldığım bazı eleştiriler ve özellikle de eleştirilerin gerekçesi sonrası yukarıdaki satırları, arkasına hiçbir yorum eklemeden paylaşma gereği duydum...
Futbol
Geçenlerde sosyal medyada yer alan Karşıyaka'nın futboldaki durumu ile ilgili bir yorum okudum. Diyor ki; ''şayet berabere kalınan maçların yarısını kazansaydık play off'lardaydık, yarısını kaybetseydik düşme hattındaydık''..! Bugüne kadar yapılan tespitler arasında bence en ilginç olanı buydu. Doğrusu bu arkadaşın dikkatini takdir ettim... Önümüzdeki sezon yapacağımız puan hesaplamaları sadece şampiyonluk için olur umarım.
Vapur Seferleri
KSK Store herhangi bir ürün almayacak olsam bile zaman zaman uğrayıp, havasını teneffüs etmekten keyif aldığım bir ortam. Yine böyle bir gün uğradığımda orada denk geldiğim ve sevdiğim bir tanıdığımla ayak üstü sohbet ettik.
Laf lafı açtıkça açtı ve konu bir şekilde vapurların artık tıklım tıklım doluluğuna geldi. Bunun nedeni de vapur seferlerinin son derece seyrekleştirilmesi tabi ki! Sohbet ettiğim arkadaş bir sefer vapurda belediyeden yetkili birisine denk gediğini ve kendisine bu durumu izah ettiğini söyledi. Aldığı cevabın kendisini çok üzdüğünü de eklemeyi unutmadan sözlerine devam etti... Kendisine son derece kısa ve net bir şekilde sadece; 'sen bilmezsin, anlamazsın'' denilerek hızla yanından uzaklaşılmış maalesef.
Oysa ki bu gibi konuları en iyi bilen, vapuru sürekli kullanan sade vatandaşlar olmalı değil mi aslında! Doğrusu ben de hem şaşırdım, hem üzüldüm bu cevaba... Üstelik bence de vapur seferlerinin seyrekleşmesi vapuru adeta eski zamanların ayakta da yolcu alan şehir içi dolmuşlarının haline benzetti adeta. Özellikle de eskinin güzelim vapurları yok edilip, kapalı kutulara insanların tıkıldığı ve sadece kıç tarafında küçücük bir açık alanı kaldığı için de o bölümde karşılaşılan durum birebir ayakta sıkış tepiş gidilen eskinin dolmuşları durumu hakikaten...
Arkadaşımın makul ve mantıklı talebine ben de destek veriyorum ve bu durum şayet mazot masrafından tasarruf maksadıyla yapıldıysa da, tasarruf edilecek alanların vatandaşa eziyete dönüşmeyecek alanlardan belirlenmesi gerektiğine inanıyorum.
Basketbol
Alınan son Türk Telekom mağlubiyeti sonrası basketbolu adeta düşman gibi gören bir kısım içimizdeki İrlandılardan biri ''salon sporlarında şampiyon olsan ne olur, Avrupa'da kupaya oynasan ne olur'' diyerek zırvalamış yine sosyal medya üzerinden. Allah aşkına artık bu tipler azalarak bitsin de, sadece alınan mağlubiyetlerin üzüntüsünü yaşayıp bir de bunların söyledikleriyle canımızı sıkmayalım.
Basketbolda Avrupa kupalarından elenişimiz sonrası oyuncuların kaybettiği motivasyonlarını tam olarak kazanamadıklarını düşünüyorum. Ama ligde şayet play off'larda son dörde kalabilirsek, bu oyuncuların da tekrar maksimum motivasyonla şampiyonluk şansını bile zorlayabileceklerine şahsen inanıyorum. Birlik olmalıyız, alınan her mağlubiyeti basketbola laf çarpmak için fırsat gibi görmemeliyiz...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!