Doktorlar kahraman mı? Net olarak cevabı en baştan vereyim; hayır! Yeminli bir mesleğin mensubu, vicdanı ile bilgi-becerisini harmanlayan, fedakar,cesur emekçiler sadece. Karşılığı ne maddiyatla ne de kahraman mertebesine oturtulmakla ödenmesi mümkün olmayan bir savaşın en ön cephesinde yer alanlar sadece. Pencereden, balkondan tutulan alkışlar her ne kadar gurur okşayıcı, motivasyon arttırıcı olsa da beklentisi kesinlikle bu olmayan, beklentisi sadece yaptığı işe saygı duyulması, mesleğini icra ederken güvenlik kaygısı duymaması ve emeğininkarşılığını da en azından çoluk çocuğunun okul-giyim-gıda vs gibi giderler anlamında kaygılar duymayacağı düzeyde alabilmesi...
Bugüne değin tek telefonla kendisinin belki de sadece kişisel nedenlerle ve haksız yere hastalar tarafından şikayet edilip sonradan da anında hakkında soruşturma açıldığı bir pozisyondayken, bugün iş başa düşünce yine tek telefonla kendilerine coronavirüs salgını ile ilgili olarak ulaşılabilecek bir telefon hattı oluşturulan doktorların kendilerine yönelik bugünlerde yapılan komplimanların samimiyetine güven duyması ne derece mümkün olabilir sizce!?
Sistemsel bir çıkmaz olur sorun doktora bağlanıp saldırılır, tedavisi mümkün olamayacak düzeyde bir hastalık nedeniyle hasta kaybedilir sorumlusu doktor ilan edilip saldırılır, birileri tarafından bıçaklanan ya da kurşunlanan biri hastaneye getirilip her türlü müdahaleye rağmen kurtarılamayınca o kişiyi vurandan çok adeta doktor sorumlu tutulur ve saldırılır... Hal böyleyken içinden geçtiğimiz şu günlerde yapılan doktor pohpohlaması için insanların içten içe ''denize düşen yılana sarılır'' mantığıyla hareket etmediğini düşünmek işten bile değil... Ya da; ''kahramansın-büyüksün-helal sana'' nidalarının sadece kendi canlarının güvenliğinin temini için doktorun kendisini onlara kalkan yapmasını sağlamak maksatlı gaz vermek dışında gerçekten takdir edildiğini düşünmek biraz fazla safça bir düşünce olabilir mi acaba?!
Açıkçası bir hekim olarak bende gelişen bu paranoya halinin sorumlusu kesinlikle doktorlar değil, haksız yere kendilerine sürekli saldırıda bulunan bir kesim halk, medya ve siyasiler hatta... Tüm bu gerçeklere rağmen biz doktorlar inanın ki numaradan bile olsa şu günlerde bizlere ithaf edilen pozitif düşüncelerden dolayı çok mutluyuz. Hiç de alışkın olmadığımız bir durumu coronavirüs sayesinde yaşıyoruz adeta! Herkes gibi bizler de coronavirüsten çekiniyoruz oysa ki! Bizlerin de yaşlı büyükleri, küçük çocukları, eşi ve sevdiği dostları var çünkü... Yine de en ön saflarda yer almaktan çekinmiyoruz. Bundan dolayı kahraman ilan edilmeye ihtiyaç da duymuyoruz. Bu savaşta başarılı olunduğu takdirde en büyük gurur ve mutluluk yine bizlerin olacak. En büyük ödülümüz de bu olacak...
Coronavirüs'ten yaşamını kaybedenlerin yüzde 8'i doktor. Yakın temasın bulaş riskini arttırdığını en iyi bilenler de doktorlar. Yine de en öndeyiz, yine de hastalananların şifası için onlarla gönüllü olarak temas edenleriz. Her musibette bir hayır vardır derler ya; coronavirüs salgını sayesinde belki de sonrasında doktorlara yönelik şiddeti (bugüne kadar yapılan hiçbir telkin önleyememişken) bu salgın sürecindeki doktorların savaşı nedeniyle önlemeyi başarmış oluruz umudundayım. Gerçi balık hafızalı bir toplum olarak bu umudum da az ama bir umuttur yaşatan insanı...
Biz ne süper kahramanlarız ne de kendi ailesi, eşi, dostu, yakını olmayan sadece etten kemikten yaratılmış ruhsuz varlıklarız. Ne doktorun emeğini kahramanlık gibi sergileyelim, ne de doktoru bir insan değilmiş gibi görerek en büyük tehlikeye maruz kalmalarında sakınca olmayan varlıklar gibi göstermeyelim. Doktor tabii ki vazifesini yapacak. Bu vazifesini yaparken de doktorun da korunmasına yönelik gerekli tedbirler alınmalı, yanısıra da vatandaşlar da bugüne kadar doktorlara yönelik negatif düşüncelerini tekrar gözden geçirmeli. Ancak o zaman biz doktorlar daha mutlu olur, kendimizi kahraman gibi hissetmek yerine daha sağlıklı daha güvenli şartlarda çalışmanın huzurunu yaşamış oluruz. Bunun dışındaki her eylem havada kalacak ve yapılan alkışlar uzayın boşluğunda kaybolup gidecek olan bir sesin ötesine geçmeyecektir...
Son söz; ''tüm bu yazdıklarımdan bizlere gerçekten destek veren, hekimlik mesleğine saygısı olan ve bizlerin çabalarını samimiyetle takdir eden vatandaşlarımızı hariç tutuyor ve Sait Faik Abasıyanık'ın -bir insanı sevmekle başlayacak herşey-, Dostoyevski'nin de -dünyayı güzellik kurtaracak- sözleriyle tamamlıyorum''.
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!