''İzmir Ege'de 6,8 deprem. Çok geçmiş olsun Müslüman halk. Ya Rabbi! İzmirliler gibi, zinaya, nefsime değil, seccademe köle et beni... Amin!'' (tweet)
''Oranın halkının kendine gelmesi lazım. Din yok, iman yok, namaz yok. Bu felaketi kendileri istemiş oldu.'' (sosyal medyada yer alan bir video)
''Doğrusu ben deprem, sel gibi mevzuları alkol zinadan evvel şirke bağlıyorum. Alkol ve zinanın da etkisi var tabi. Özellikle eşcinsel zina acayip belayı çeker.'' (tweet)
''Sokak ortasında sevişmekten, içmekten, zina yapmaktan vazgeç artık İzmir. Bu deprem belki de sizin için ilahi bir ikazdır...'' (tweet)
''Allah zinanın başkentini uyarmak için salladı. Unutmayın Lut kavmine ne olduğunu...'' (tweet)
''Ey İzmir halkı, ey Türkiye, ey Müslüman Türk milleti sizlere sesleniyorum: Düneyin hilafetin kaldırılışını, Cumhuriyeti kutladınız ya, bugün de bu depremin olması, tam da Cumhuriyetin göbek noktası olan İzmir'de olması, sizce şans mıydı? Hepinize soruyorum. Rabbim sonunuzu hayreylesin. Biz böyle olursak arkadaşlar bu kazalar belalar gelmeye devam edecek.'' (sosyal medyada yer alan bir video)
''Abi seni seviyorum lakin İzmir için bunu söyleyemem. Afet evet büyük bir şey ama ezana küfür de onlarda, edepsizlik de onlarda. Yine de Allah yardımcıları olsun ama hiç üzülmedim. İnşallah her şeyin Allah'tan geldiğine biraz daha inançları artar. Rabbim hidayet nasip etsin.'' (tweet)
''Alemlere rahmet peygamberi anmak yerine, var gücünle, tüm çıplaklığınla delirmişcesine, olmasaydın olmazdık diye bir aciz beşere övgüler yağdırırsan ceza cereme kaçınılmaz olur. Şuursuzca hareket edenler yüzünden bizleri helak etme Ya Rabbi.'' (tweet)
Yukarıda yer alanlar ve daha niceleri... Bu mu sizin insanlığınız! İnsanlığa gelen en son ve en güzel, en çağdaş, en merhametli din olan İslam'a sürdüğünüz ve sürmekte olduğunuz lekeyi de mi farkında değilsiniz?! Tüm bu söyledikleriniz ve daha da fazlalarına karşın bakınız gerçekte İzmirlinin hayat görüşü ve İzmir insanının ne olduğuna;
''Gavur İzmir öyle mi? Çok içki tüketiliyor diye depreme reva görülen İzmir'de neler oldu...
1) Kan bağışı çağrısı yapıldıktan 1 saat sonra -yeter artık fazlasıyla bağış yapıldı, artık gelmeyin- anonsu yapıldı.
2) Depremden 2 saat sonra sosyal medya örgütlenmesi ile Çeşme, Foça, Aliağa, Çeşmealtı, Urla'daki yazlıklar konaklama için depremzedelere açıldı.
3) Yazlıklara ulaşım için dakikasında okul servisleri örgütlendi.
4) Sağlam binalarda yaşayan vatandaşlar arama kurtarma ekiplerine tencere tencere yemek taşıdı.
5) Esnaf ürünlerini fahiş fiyattan satmadı, stokçuluk yapılmadı.
6) Enkaz ve binalar yağmalanmadı, otel fiyatları arttırılmadı (hatta ücretsiz hizmete açıldı).''
(*bu, yazdığım 6 maddelik kısım, sosyal medyada güvenilir bir sitede yer almış olup oradan alıntıladım)
7'ye varan şiddette bir depremle sarsılan İzmir'de, bin'lerle ifade edilebilecek vefat olması ihtimal dahilindeyken eğer bu durum yaşanmadıysa, ben de bunu işte İzmir şehrinin böylesi iyi insanlardan oluşmasına bağlayarak karşıt tez sunuyorum dini alet ederek insanlıktan çıkmış olanlara... Ancak bu da bana çok doğru gelmiyor aslında!.. Çünkü söz konusu bir afet olduğunda, söz konusu insanların canı olduğunda bu durumu inançlı-inançsız, müslüman-gayrimüslim, Türk-ecnebi vb gibi bir eksene oturtarak yapılan her yorumu son derece yakışıksız, son derece edepsizce buluyorum... Yine de bir gerçek var ki; İzmir bu felaketten sonra da farkını ortaya koydu. Bunu açacak olursam;
Yukarıdaki 6 maddede yazanlara ek olarak görüp, duyup, okuduklarımdan hareketle anlatacak olursam, 20 yıllık acil kurtarma ekibi üyesi olan, yurt içi- yurt dışı nice nice felakete koşmuş olan bir görevlinin dinlediğim açıklamasında ''Ben 20 senedir bir afet bölgesinde oranın halkının bizlere bu kadar destek verdiği bir başka örnek yaşamadım. Mesela, normalde biz gittiğimiz yerde çadır kurarken, onların bize çadır getirdiğini hayatımda ilk kez görüyorum! Ayrıca, devletin dağıttığı sıcak çorbaya dahi gerek kalmadan buranın insanı sürekli bize yiyecek getiriyor. Her ihtiyacımızı anında gideriyor. Şayet bu şiddette bir depremde bin'lerle ifade edilen bir yıkım olmadıysa, ben bunu İzmir insanının içindeki iyiliğe bağlıyorum'' diyor, tıpkı benim de düşündüğüm gibi...
Bir diğer edindiğim bilgi; artık belli başlı yardım malzemelerinin ihtiyaçtan çok daha fazla bir hal aldığı yönünde! Yani ihtiyaç karşılanmakla kalmayıp fazla fazla hale gelmiş ki bu duruma dair zaten İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin hala daha ihtiyaç olan malzemelere dair yapmış olduğu liste her yerde yayınlanıyor. Yardımlar daha etkin ve lüzum olan yerlere gidecek şekilde yapılabilsin diye...
Değerli büyüğüm Sancar Maaruflu'nun ''Türkiye'nin en başarılı deprem arama kurtarma örgütenmesi İzmir'de'' şeklinde, bu örgütlenmenin tarihi geçmişine istinaden yapmış olduğu bir yorum var ki; Sancar Abi diyorsa doğrudur! Ne mutlu İzmirli'lere... Zaten belki de bu nedenle, şu anda İzmir'e gönderilen deprem ödeneğinin İzmirli'nin sadece 1 günde ödediği verginin yüzde 12'sine denk geldiği iddiaları varken (şayet doğru bir iddiaysa) İzmir kendi yağıyla kavrulup, kendi imkanlarıyla deprem sonrasında son derece hızlı bir refleks göstermekle kalmayıp, son derece de başarılı arama-kurtarma çalışmalarına imza atabildi!..
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in talimatıyla harekete geçen büyükşehir ekipleri , her türlü yardımın ''Biz İzmir'' ve ''Halkın Bakkalı'' sanal platformlarından yapılabilmesi ve depremzedelere ulaştırılabilmesi için organize olmuş vaziyette. ''Biz İzmir'' mobil uygulamalarında ve ''www.bizizmir.com'' adresinde ''Askıda İyilik Var'' bölümü oluşturuldu. Bağış yapmak isteyenler için 4 yardım paketi mevcut. Sıcak yemek 25 TL, gıda paketi 75 TL, hijyen paketi 40 TL ve uyku tulumu ise 120 TL olarak belirlenmiş vaziyette. Bağışların organize edilmesi ve en doğru yerlere gitmesi çok önemli! Yardım için adeta yarış halinde olan kişi ve kuruluşların daha sağlıklı hareket etmesi için de önemli bir organizayon olduğu kanaatindeyim...
Bu deprem felaketi, yaklaşık 8 aydır sürmekte olan ve daha belki de yıllarca sürebilecek olan bir diğer felaketi, yani ''coronavirüs salgını'' gerçeğini de akıllardan çıkarmamıza sebep olmamalı! Endişem o ki, depremin neden olabileceği, coronavirüs tehdidine karşı tedbirlerde bir gevşeklik oluşup da bir süre sonra İzmir'in bu kez covid 19 pozitif vaka sayısnda kıracağı rekorlarla gündeme gelmesi ihtimali!.. Aman diyorum, lütfen bu konuda da tüm tedbirlere yine İzmir insanına yakışır şekilde uymaya devam edelim!..
Her türlü felakete inat, İzmir'e yapıştırılan her türlü yaftaya inat, bu memleketin insanı içindeki iyilikle her zaman İzmir'in dağlarında çiçekler açtırmaya devam edecektir...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!