Burada doğduk, burada büyüdük, burada yaşıyoruz... Karşıyaka! Ne mutlu bize ki bir an için bile bize düşündürmedi kendisini terketmeyi ve her an için şükrettirdi bu kadar huzurlu, güzel bir yer olması nedeniyle.
Zamanla, -burada doğduk- kısmı cümlelerden çıkarıldı, burada büyüdük ve burada yaşıyoruz diyenlerle birlikte yine mutlu, yine güzel güzel yaşamaya devam ettik şehrimizde. Çünkü Karşıyakalı olmak için Karşıyaka'da doğmak değildi gerekli olan, Karşıyaka'nın kültürüne adapte olmak hayata bakışını içselleştirmekti aslolan...
Biraz daha zaman geçti ve cümle kalıbı sadece -burada yaşıyoruz- haline dönüştü. Bu noktada işte Karşıyaka kültürüne adaptasyonda sıkıntılı olan bir kesimle, hatta büyük bir kesimle aynı havayı teneffüs etmek durumu hasıl oldu. Herkes her istediği yerde hayatını idame ettirebilir tabii ki... Ancak bir yerden bir yerlere gidenler, gitmeyi tercih etme gerekçelerini, gittikleri yerlerde kendileri yok etmeye başlarsa işte o zaman bir süre sonra huzurla yaşanacak ve tercih nedeni olacak hiç bir yerin kalmaması durumuyla karşı karşıya kalınabilir.
Bu durum önlenebilir bir durum mu peki? Kısmen... Bunun yolu Karşıyaka kent kültürüne yakışmayan hareketlerde bulunanları lisan-ı münasiple uyarmaktan geçiyor. Bu uyarı kimi zaman bir komşumuza, kimi zaman bulunulan bir mekandaki kişiye yönelik olabileceği gibi kimi zaman da yönetici gücü elinde bulunduranlara karşı sandık başında yapılabilir. Her ne şekilde olursa olsun elimizi taşın altına koymalı ve yanlışlara karşı doğru yaklaşımlarla gerekli uyarıları yapmalıyız. Yoksa Karşıyaka, Karşıyaka olmaktan çıkacak yakında...
Eminim pek çoğunuz sosyal medyada eski Karşıyaka fotoğrafları ile karşılaştığınızda iç geçirip aah ah ne de güzeldi o zamanlar diye düşünüyorsunuzdur. İşte o güzellikleri tamamen kaybetmemek adına gereği yapılmalı. Ancak bazı konular var ki maalesef zamana karşı direnilemeyen ve bireysel olarak gücümüzün yetmediği konular! En basitinden trafik konusu... Çok değil daha bundan birkaç yıl öncesine kadar sabah işe giderken İzmir tarafına geçmek için İzmir'in hangi noktasına gidecek olursanız olsun yarım saat veya bilemedin kırk, kırk beş dakikada varılabiliyorken şimdilerdeyse maalesef sadece Karşıyaka içinden çıkmak o kadar süre alıyor. Bunun nedeni ise çok açık! Mavişehir tarafına ve Çiğli yönüne doğru olan kesime yapılan devasa boyutlarda ve onlarca-yüzlerce apartman blokları, ancak buralarda yaşayacak olanların kullanacağı yeni ulaşım kanallarının açılmaması veya açılamaması... Ve bu ne yazık ki bireysel çabalarla düzeltilebilecek bir durum da değil!
Pek çok yerde son zamanlarda gündeme geldiği üzere İzmir artık çok sayıda inşaat firmasının yeni istila alanı olarak belirlenmiş vaziyette maalesef! Bunun önüne geçmek için ise sadece yerel yönetimlerin çabası değil merkezi idarenin de bir takım tedbirlerle bunun olmasını engellemeye çabalaması lazım ki bu da pek yapılacak gibi görünmüyor...
Yıllar yılı başka şehirlerden ziyaretimize gelen arkadaşlarımızdan çoğu zaman duyduğumuz laf değil mi ''İzmir koca bir köy gibi, bıraktığım yerde öylece duruyor, hiç bir gelişme yok'' cümlesi. Özellikle de İstanbul'dan gelenlerce... İyi de bizler İzmir'i böyle seviyoruz, böyle kalsın istiyoruz. AVM alışkanlığı yerleşmesin, İzmir'in burnunun dibindeki cennetlere taş çatlasın 1 saatlik mesafeyi katederek ulaşmaya ve oralarda açık havada vakit geçirmeye devam edebilelim istiyoruz. İzmir'in devasa gökdelenlerle kaplanması gibi bir hevesimiz de yok ayrıca... Veya onlarca çeşit özel okulun İzmir'de şube açmasını ve çocuklarımızı gerçek hayatta hiç de okullarındaki gibi bir ortamın beklemediği şekilde, Amerikan gençlik filmlerindeki tarzda bir yaşam beklentisine sokmalarındansa uzuun uzun yıllarca olduğu gibi Türkiye çapında başarılara aralarındaki tatlı rekabetle imza atmış olan İzmir Fen Lisesi, İzmir Atatürk Lisesi, Bornova Anadolu Lisesi gibi okulların çocuklarımıza vereceği eğitimi tercih ediyoruz. Başka şehirlerden gelenlerce köy olarak nitelendirilen duruma bizler zaten kendimiz gönüllüyüz ki, ne karışıyorsunuz ne diye tadımızı kaçırıyorsunuz!
Karşıyaka'da doğdum, Karşıyaka'da büyüdüm, Karşıyaka'da yaşıyorum. Onca olumsuz gelişmeye karşın hala ne kadar şanslı olduğumu düşünerek, en azından kendi adıma bu güzelliği korumak için mücadeleye devam ederek... Unutmayın, hep birlikte ve kararlılıkla Karşıyaka, Karşıyaka gibi kalacaktır. Henüz çok geç olmadan!
Sağlıcakla kalın...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!