''Ülke genelinde meskenler hariç tüm alanlarda (kamuya açık alanlar, cadde, sokak, park, bahçe, piknik alanı, sahiller, toplu ulaşım araçları, işyerleri, fabrikalar vb) maske takmak zorunlu tutuldu.'' Bu hafta içi alınan son karar böyle... Cezası da 900 tl.
Yazılarımı takip edenler hatırlayacaktır, ''900 liralık umut'' başlığıyla bir yazı kaleme almıştım cezanın ilk belirlendiği dönemlerde... O günden bugüne tüm umutlar suya düştü ama maalesef... Uygulanmadıktan sonra ceza belirlemenin ne anlamı var ki! Ya da etkili bir şekilde ve istisnasız olarak uygulanmadıkça...
Cezayı kesecek olan görevlilerin kimler olabileceği konusu da aslında net değil! En azından ben bilmiyorum... Netse bile demek ki yeterince duyurulmamış. Polislerin böyle bir ceza kesme yetkisi yok diye laflar dolaşıyor ortalıkta. O zaman bunun cezai müeyyidesini uygulayacak olanlar kim?! Yaptırımlar çok sıkı bir şekilde uygulanmadıkça sorumsuz ya da iradesiz insanlarca virüsün yayılımı artarak devam edecektir.
Yazımın giriş cümlesine bir daha göz atıp, hangi alanlarda maske takılması zorunluluğu olduğunu hatırladıktan sonra da lütfen bu alanlara gidin ve etrafınızı gözlemleyin. Karşılaşacağınız sonucu aslında ben de söyleyebilirim sizlere. Zira ben gerek sahilde, gerekse parklarda maskelerimiz takılı vaziyette çoluğum çocuğumla maaile mütemadiyen geziniyorum. Her 10 kişiden belki sadece 2 veya şanslıysak 3'ü sadece maskesini uygun şekilde takıyor! Üstelik benim henüz 4 yaşındaki kızım bile, bir kez olsun yakınmadan, istemiyorum demeden sürekli ve düzgün şekilde maskesini takabilirken, yetişkinim diye geçinenlerin durumu böyle!
Kural tanımaz, akıl ve vicdan yoksunu tiplerin etrafına virüs saça saça kendisini hiç kısıtlamadan geçirdiği hoşça vakite karşın, bizler gibi kurallara uyan, en önemlisi ise etrafındakilerin can güvenliğine duyduğu saygı nedeniyle maskesini doğru düzgün takanlar kendisini son derece güvensiz, tedirgin hissediyor ve maskesizlerden kaçmaya çalışarak vakit geçiriyoruz. Kötüler hep mi kazanacak demek geliyor insanın içinden!
Ve bugüne değin (artık her kimse o ceza yazma yetkisi olanlar) bunlardan birine dahi 900 tl ceza yazıldığına şahit olmadım. Dürüst, kurallara ve çevresine saygılı insanlara yönelik ise sanki fırsat kollanıyor ceza verebilmek için! Bunu da nereden çıkardın diye soracak olursanız; hayatı boyunca arabasına bindiği anda, daha arabasını çalıştırmadan emniyet kemeri takan benim gibi bir adama tamamen yalan yanlış şekilde emniyet kemeri takmamaktan adresime gönderilen ceza nedeniyle söylüyorum. Zaten arabanın vereceği emniyet kemeri uyarı sesine tahammül edebilmek de mümkün olabilecek bir şey değil ya, benim durumum ise bundan bağımsız olarak, anında emniyet kemeri takan biri olarak o sese falan maruz da kalmadan, kesinlikle yapmadığım bir şeyin cezasına maruz kalmak... Bunu yapan polis arkadaşın göz muayenesini yaptırmaya yardımcı olmak isterim doğrusu. Başkalarının da evinin rızkının haksız yere gitmemesi adına... Amaaaa; konu, bundan çok daha ciddi olan, insanların canına mal olabilecek bir virüsün yayılmasına aracılık etmek olan, maske takmayanlara gelince ceza meza hak getire...
Basketbol maçlarının önce yüzde 50 seyirci kapasitesiyle oynanma ihtimali varken, şimdi ilk yarı maçlarının tamamen seyircisiz oynanması kararı alınması, İzmir Valiliğince tüm etkinliklerin ertelenmesi kararı alınması, 81 ilde her alanda artık maske takmanın zorunlu hale getirilmesi, düğünlerin iptali vb arka arkaya alınan kararlar da mı durumun ciddiyetini bu maskesiz gezmekte direnenlere bir nebze olsun anlatmıyor!
Bu konuyla ilgili ümidimi artık tamamen kaybetmiş durumdayım. Konunun okumuş olmakla, eğitim almış olmakla falan da alakası olmadığını gördüğüm nice örneklerle anlamış durumdayım. Konu insan olmakla, vicdanlı ve sorumluluk sahibi olmakla alakalı tamamen. Duyduğum bir diğer örnek mesela; Milli Kütüphanede görev yapan bir mühendis arkadaşın ısrarla bulunduğu alanda maske takmamakta direnmesi... Gerekçesi de karbondioksit soluyarak daha büyük sağlık sorununa yol açabileceği palavrasıymış..! Palavra diyorum, çünkü bu konuda yapılan çalışmalar var ve 3 saat süreyle aralıksız maske takan bir insanla aynı süreyi maskesiz geçiren bir kişi arasında yapılan oksijen saturasyonu ölçümü karşılaştırmasında hiçbir fark görülmemiş! Milli Kütüphane çalışanları arasında coronavirüs vakası görülürse, önce bu arkadaştan hesap sormak lazım...
Zaten takılı olan emniyet kemerime, takılı değil cezası yazan memur arkadaşın maskesini doğru düzgün takanlardan olma ihtimalini düşünmediğim gibi (çünkü hak yiyen birisinin diğer kurallara da uyması olasılığı çok düşük), Milli Kütüphane'deki o zat gibi böylesi yalandan mazeret uyduranların da aslında insanlara zarar vermekten keyif alan psikopatlar olup olmadıklarının araştırılması gerektiğini düşünüyorum.
Yasaları uygulamakla görevli olanlar yasaları yanlış uygular veya yasalara gerçekten uymayanlara yönelik gerekli yaptırımları uygulamazlarsa içerisinde bulunduğumuz bu coronavirüsle savaş ortamından zaferle ayrılabilmemiz mümkün değil! Her mesleği iyi yapan da var, kötü yapan da... Bu durum hemen her gün aleyhinde haberler yapılan doktorlara özel bir durum değil yani... Mesleğinin hakkını vererek yapan ve çoğunluğu oluşturan tüm polis memuru arkadaşlara hayatlarının her alanında kolaylıklar ve en önemlisi sağlık dolu günler diliyorum. Şayet maskesizlere veya koluna, bacağına takanlara ceza kesme yetkileri yoksa da bir an önce bu yetkinin tanımlanmasını istiyorum. Yok eğer zaten böylesi bir yetkileri varsa da, lütfen bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmasınlar. Yoksa ileride o gözlerden akacak olan yaşlar, maskeyi takmayan o kişinin veya bulaştırdığı bir kişinin kendisinin veya bir yakınının yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesi için olacaktır...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!