Yıllar yıllar önceydi, NBA'de lokavt olup da NBA yıldızlarının Avrupa takımlarında kısa soluklu oynadığı zamanlardı. Allen Iverson mesela Beşiktaş'a gelmişti... İşte taa o zamanlar (yanlış hatırlamıyorsam 2010 yılıydı, yani 13 yıl öncesinden bahsediyorum), ailecek Karşıyakamızı birlikte ve konforlu bir şekilde izleme imkanı yaratabilmek için maddi anlamda orta halli insanlar olarak bizler için büyük fedakarlık anlamında olan 7 adet VIP bilet almıştık. Fakat ne yazık ki daha sezon başında konforu bırakın, huzurumuz bile kalmayan bir olaya maruz kaldığımız için o biletleri neredeyse hiç kullanamadan o sezonu pas geçmek zorunda kalmıştık.
Şöyle ki; daha sezon yeni başlarken gittiğimiz bir maçta bizim numaralı biletlerimiz olduğu halde o numaralara tribünlerden çoluğunu çocuğunu sarkıtarak oturtanlar yüzünden bize ait olan yerler tamamen doluydu ve o gün için 7 yerimizden sadece 2 tanesi için (abimle birlikte ikimiz gitmiştik o gün sadece) yerlerimizde oturan minik çocuklara ricacı olarak boş olan başka bir yere geçmelerini gayet kibarca söylemiştik (dikkatinizi çekerim ki, zaten bize ait olan yerler için ricacı oluyorduk). Fakat tribünlerden bize doğru en galiz küfürleri ederek, yüzü bağırmaktan pancar gibi olmuş ve şah damarları parmak kadar genişlemiş vaziyette üzerimize gelen birini gördük. Durumu görevliler aracılığı ile izah etmek istediğimizde de görevliler ''biz karışmayız'' dediklerinden dolayı 7 VIP biletimize rağmen mecburen, daha da büyük çirkinlikler yaşanmaması için salonu terk etmek durumunda kalmıştık. Hatta bu konuyu yıllar önce de dile getirip, Karşıyaka gibi basketbol efsanesi ve Türkiye'nin en büyük kulüplerinden birine bu tablonun yakışmadığını, ivedilikle düzgün bir organizasyonun oluşturulması gerektiğini anlatan bir yazı da yazmıştım.
Ancak yakın zamandaki Efes maçında ne yazık ki bilet rezaletinin, aradan geçen onca yıla rağmen halen daha sürdüğünü görmenin üzüntüsünü yaşıyorum. Bileti olup da salona giremeyenler olması hiçbir şekilde mantıklı ve kabul edilebilir bir gerekçeyle açıklanabilir bir durum değil. Ya idarecilerin eşi-dostu-tanıdığı kontenjanından doldurulan yerler nedeniyle, ya bir şekilde biletsiz olarak salona girmeyi başaran ve aslında kulübüne fayda değil zarar veren bir grup bedavacı taraftar yüzünden, ya da her ikisi birden gerçekleşmiş olduğu için yaşanmıştır bu durum diye düşünüyorum. Bir diğer olasılık ise kapasitenin üzerinde bilet satılmış olması ihtimali olabilir ki, bunu akla getirmeye dahi utanırım kulübümüzün şerefi açısından... Bu bilet sorununu çözmek bu kadar da zor olmasa gerek!
Bir diğer konu da bir kesim taraftarın kendi içimizde bölünmeye, gruplaşmaya neden olacak türden açıklamalardan bir türlü vazgeçmemeleri. Efes gibi bir devi yeniyorsun, ardından sosyal medyada yapılan yorumlarda; ''Mavişehir'in sosyeteleri salondaydı, gerçek taraftar dışardaydı'' denilirken, öncesinde takımı tebrik etmeye dahi lüzüm görilmüyordu mesela. Karşıyaka ortak paydasında buluşan kişiler olarak Mavişehir sosyetesi de olsa gerçek taraftar dedkleriniz de olsa (-ki neye göre, kime göre gerçek taraftar ya da Mavişehir sosyetesi tanımı yapıldığı da ayrı bir konu) önce Efes galibiyetinin sevincini, gururunu tebrik ederek söze başlamak gerekmez mi!
Bir diğer yorumda da mesela her zamanki gibi ''iyi tamam ama futbol ne olacak'' yazıyor. Bunu da yıllardır anlayamıyorum. Karşıyaka arması taşıyan her formanın başarısı bizim için değerli değilmiş gibi sanki! Tamam hepimiz üzülüyoruz futboldaki durumumuza ama bu konuyu ayrıca ele alıp neler yapılması gerektiğini tartışmak varken niçin daima basketbolda elde edilen zaferlerin ardından araya futbol lafları sıkıştırıp elde edilen o güzelim zaferin sevincini de gölgeliyoruz ki!
Bu arada üst satırlarda bir kesim taraftarın kullandığı ''mavişehir sosyetesi'' ifadesine de katılmadığımı belirtmek isterim. Ben Alaybey çocuğuyum. Şu anda da Mavişehir tarafında falan yaşıyor değilim. Yani yaram yok ki, gocunayım. Ama yine de bu ifadeden rahatsızım, çünkü yedi göbek Karşıyakalı olduğunu bildiğim, Karşıyakasını canı kadar seven ve her sezon hakkını ödeyerek tüm ailesine kombine bilet almak suretiyle kulübüne de katkısını veren onlarca arkadaşım var oralarda ve onların böylesi bir tanımlamayı haketmediğini düşünüyorum.
Ayrıca salonlarda karı-koca-minik çocukları-kızkardeşi vs vs vs şeklinde aile gruplarının yer almasının bence medeni bir şehirde görülmesi olağan ve güzel manzaralar olduğu kanaatindeyim. Onlar da olacak, canhıraş bağırarak takımını ateşlemeye çalışan bireysel veya erkek arkadaşlarıyla birlikte salona gelenler de... Birlikte ve kimsenin kimseyi baskı altına almayacağı, her renkten Karşıyakalı'nın o salonda mutlu bir şekilde yer alacağı bir ortamın olması en güzeli en doğrusu olacaktır. Ne yazık ki bu durum da yıllardır düzelmiyor...
Belediyecilik hizmetlerinde de çocukluğumdan beri karşılaştığım bir manzara var. Her yeni gelen idare illa ki bir şekilde önceki idarenin yaptığı bir şeyi değiştiriyor. Önceki dönemlerde yapılan şey olumlu da olsa olumsuz da olsa bu böyle maalesef. Tabi ki de bunun altında art niyet aramıyorum. Tabi ki de bu şekilde yapılmasının altında yatan neden daha iyi bir hizmet sunma isteği mutlaka. Ama bazı değişiklikler yapılırken de bir değil birkaç kez düşünüp, o değişikliği yapmanın daha olumlu sonuçlar vereceğinden emin olarak yapılmalı.
Yeni çarşı düzenlemesi yapılıyor biliyorsunuz. Alt yapının yenilenmesi adına gerekliyse tabii ki de yapılmalı. Fakat bu düzenleme yapılırken beni üzen bir durum yaşandı. Bir önceki belediye başkanımız zamanında ''bir baba hindi, Mustafa Abi'' nin üzerinde otururken canlandırıldığı bir bank çarşı girişine konulmuştu. Hatta özel bir törenle açılış yapılmıştı. Ben de oradaydım o gün. Çocukluğumdan beri tanıdığım, Karşıyakamızın sembolü haline gelmiş olan Mustafa Baykara (aynı zamanda 1 numaralı fahri kulüp üyemiz) adına yapılan bu jest eminim ki beni olduğu kadar tüm Karşıyakalıları da mutlu etmişti. Ancak yeni çarşı düzenlemesi çerçevesinde o bank çarşı girişindeki yerinden kaldırıldı. Tekrar aynı yere veya bir başka yere konulacak mı bilmiyorum. Ya da bir başka yere zaten konulduysa ve benim haberim yoksa da bir bilen varsa bana da haber versin lütfen. Ancak ben kendi adıma çarşıya girerken gönüllerde taht kurmuş olan Mustafa Abi'nin bankta oturan heykelini artık görememkten dolayı derin üzüntü duyduğumu ifade etmek isterim. Umarım bu durum da düzeltilir...
Yapılamayan stattan tutun da, yerinden söküldükten sonra aylardır bir türlü takılamayan iskelemizin sembolü saatimize kadar bozulup da düzeltilemeyen veya zaten bozuk olup da düzeltilemeyen sorunlarımızın ivedilikle düzeltilmesini umuyor ve bekliyorum.
Herkese iyi bayramlar dileklerimle...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!