Para-pul işerinden pek anlamam. Anlasaydım zaten, yıllarca kredi borcu ödeyerek 40 yıllık binadan bir apartman dairesi ile yine hala kredi borcunu ödemekte olduğum 3 yaşında, orta sınıf bir arabadan çok daha fazlasına sahip olurdum. Hekimlik hayatımda 22 yılı geride bırakmış birisi olarak, para kazanmanın apayrı bir yetenek hatta belki de bir sanat olduğunu gördüm.
Yaptığım işin branşım itibariyle, direkt insan hayatına tesir eden bir iş olması, mesleğimi bir meslek gibi değil de bir yaşam biçimi olarak benimseyip hep en iyisini yapmak adına çaba harcamış olmam, benim muadilim olan pek çok meslektaşımdan maddi anlamda çok daha alt standartlarda yaşantımı sürdürdüğüm gerçeğini değiştirmiyor. Çünkü prezentasyonunu iyi yapabilmek, yani kendini iyi pazarlayabilmek de bir marifet. Bunun için özel image maker tutup da instagram’dan hikayeler paylaşmalara kadar benim beceremeyeceğim pek çok metod söz konusu. Yapabilenler eğer işini de gerçekten iyi yapıyorsa buna bir itirazım yok!
Ancak sadece bir reklam balonu olup da işinde aslında kendisini lanse ettiğinin yarısı kadar bile iyi değilse, buna insanları kandırmak denir... Dolayısı ile bu yazıda Karşıyaka Spor Kulübünün bütçe açıklamasına dair kendince kanaat bildirecek olan bendeniz, bunu tamamen maddi konulardan anlamayan biri olarak, basitçe ve düz mantıkla yapacağım.
En son Karşıyaka Divan Kurulu toplantısında yapılan açıklamalar; 01.01.2020- 31.08.2020 aralığındaki 8 aylık süreçte gelir 30.733.792 TL, gider 26.978.894 TL. ve 3.755.000 TL artı olarak kasaya girmiş. Toplam brüt borç 86.371.506 TL. Turgay Büyükkarcı’nın verdiği para 9.141.000 TL. ve 2020 yılı şubelerin tahmini bütçesi; basketbol 28 milyon (14+4 milyon Yaşar Holding’ten), futbol 8 milyon, voleybol 2 milyon, yelken 1 milyon, tenis 750 bin TL.
Şimdi; bu konuda kulübün adeta kasası gibi görev yapıp da her girdi çıktıyı çok net biliyormuşcasına yorum yapan bir kesim var ki, onlara göre kulübün borcu aslında çok daha fazla ve 100 milyon. Bir başka aynı bilgi düzeyine!! sahip kesim de der ki dolar bazında bakarsanız kulüp ciddi anlamda borçlarda azalmaya gitti... Benim gördüğüm ise sadece yukarıdaki rakamlar olduğundan ve divan kurulunun Karşıyaka’ya yakışır şekilde güvenilirliğinden şüphe duyulmaması gereğinden hareketle diyorum ki, son 8 aylık süreç hiç de fena geçirilmemiş gibi duruyor.
Fakat, benim asıl ilgimi çeken konu çok daha farklı oldu! Bu rakamlar ve başkanın cebinden verdiği 9.141.000 TL rakamı açıklanmadan önce, Turgay Büyükkarcı’ya mali konularda sürekli kötü sözler sarfedenler, açıklama sonrasında birdenbire ‘’büyük başkan’’ nidaları ile ortalığı inletmeye başladılar. Buradan çıkardığım sonuç ise; hiçbir konuda bilgisi olmadan sadece fikir sahibi olarak veya ona dahi sahip olmadan onun bunun dedikoduları ile gaza gelenlerin, içi boş teneke gibi en fazla gürültüyü çıkaranlar olduğu gerçeği... Ve bu içi boşlar yüzünden de gerçek bilgilere erişmekte ciddi sıkıntı yaşadığımız konusu...
Turgay Büyükkarcı’nın bende yarattığı intiba; sürekli Karşıyaka ile yatıp, Karşıyaka ile kalktığı... Yanısıra, kulübü sadece sportif başarı anlamında kendisine kısa vadede prim yapmasını sağlayacak şekilde değil, ileriye dönük altyapı ve tesisleşme yatırımları açısından da iyi bir konuma getirmeye yönelik yönetme çabası... Bir diğer ve bence en önemli konu ise kulübün kayyuma devredilmesini önleyen adam olması... Bu saydıklarım, gözle görünen-aşikar olan şeyler. Ancak her ne hikmetse öyle bir kesim var ki gözle görünmeyen, bilinmeyen her şeyi bildiklerini ve aslında Turgay Başkan’ın başarısız olduğunu iddia ediyorlar. Daha doğrusu ediyorlardı... Şimdi onlar da ‘’yaşa varol başkanım’’ demeye başladılar, 9.141.000’i görünce...
Bir diğer konu da futbol fanatiği olup da sürekli medar-ı iftiharımız basketbola saldıranların, ‘’basketbola çok para verilip futbola niye verilmiyor’’ şeklindeki bağırış çağırışları konusu... Yukarıdaki tabloda görüldüğü üzere basketbola sponsor desteğini çıkardığınızda kulübün ayırdığı bütçe olarak 10 milyon kalırken, kulübün futbola ayırdığı bütçe de 8 milyon... Birisi Avrupa’da ve basketbol birinci liginde şampiyonluk kovalarken, diğeri amatöre düşmemeye ve 3’ncü lig batağından çıkmaya çabalayan branşlar ve aralarında kulüp tarafından ayrılan bütçe farkı sadece 2 milyon...
Eyy futbol fanatikleri, artık futbola haksızlık yapılıyor laflarını bir kenara bırakın lütfen! Basketboldaki sponsor desteği ise basketbolun yıllardır kendi kendine elde etmiş olduğu başarıları nedeniyle hakedilmiş olan, analarının ak sütü kadar helal olan bir destektir. Basketbolun altyapıdan oyuncularıyla 86-87 sezonunda yakaladığı başarı sonrası geldi bu destek ve futbol da aynı yolu izleyip, altyapı oyuncularıyla hele bir önce bir başarı elde etsin de ondan sonra futbola da sponsor desteği zaten kendiliğinden gelecektir.
Doğrusu, son yapılan divan kurulu toplantısı belki de bugüne kadar yapılanlar arasındaki en faydalı kurul toplantısı oldu! Çünkü adeta turnusol kağıdı gibi kimin aslında ne olduğunu ortaya koymakla kalmayıp, bukalemunların da deşifre olmasını sağladı. Başkan için; bir iyi-bir kötü diyenlere sesleniyorum; ‘’bir karar verseniz’’!..
Son olarak da Karşıyaka Belediye Başkanı Sayın Dr Cemil Tugay’a teşekkürlerimi sunmak isterim. Karşıyaka basketbolunun simgesi, biz Karşıyakalıların Ateş Baba’sı, Ateş Özerk’e yaptığı (zaten çoktan ve çok daha fazlasıyla hakedilmiş olan) jestten dolayı... Mustafa Kemal Atatürk Karşıyaka Spor Salonu’nda pota arkasında her zaman oturduğu koltuk, Karşıyaka Belediyesi tarafından özgeçmişi de yazılarak özel olarak hazırlanmış ve kendisine tahsis edilmiş... Çok doğru, çok yerinde bir hareket. Hatta bana sorarsanız Pınar Cup turnuvasına da ‘’Ateş Özerk Pınar Cup Turnuvası’’ adı da pekala verilebilir. Veya Ufuk Sarıca’ya yapılan jest gibi, Ateş Baba’nın adının verildiği bir park veya meydan da düşünülebilir... Netice itibariyle Cemil Başkan’ın yaptığı şey son derece yerinde, son derece güzel bir karardır...
Sağlıcakla kalın!...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!