Bostanlı'da tiyatronun hemen karşısındaki sırada, kaldırımda yer alan üç tane ağacın son hallerinin fotoğrafları bunlar...
Öyle sanıyorum ki ikisi devasa okaliptüs ağaçlarıydı, biri de palmiye. Kimbilir kaç yaşındaydılar... Gövde çaplarından anlaşılacağı üzere belki 40-50, belki de 80-100 yıllıktılar. O ağaçların kurumaya yüz tutmuş halleri de yoktu, net hatırlıyorum...
Hunharca katledilmelerinin nedeni de belli zaten. Kentesel dönüşüme girecek olan orada bulunan apartmanın önünde araç giriş-çıkışına engel teşkil edecek olmaları... Bu kadar göz önünde bir yerde, bu kadar devasa ağaçların kesilebilmesi olasılıkla alınan bir izin dahilinde gerçekleştirilmiştir diye düşünüyorum. Yoksa o kadar aşikar bir şekilde kanunsuzca buna cüret edilebildiyse konunun vicdani boyutu dışında yasal bir boyutu da olmalıdır...
Beni ilgilendiren tarafı ise zaten günden güne azalmakta olan yeşil ortam, ağaç sayısı söz konusu iken bunların arttırılması bir yana, sürekli olarak ve özellikle de inşaat yapan firmalarca verilen zararların önlenemez bir şekilde devamı...
Depreme dayanıklı binalar inşa edilmeli konusunda hepimiz hem fikiriz... Ama 1 iyi şey yaparken o yapılan iyi şeyden bence yüzlerce kat daha kötü olan ağaç kesimi de yapılınca açıkçası bu işin sonu nereye varacak diye cidden kaygılanıyorum...
Şu ortalama zekamla bu konuya dair bulduğum çözüm ise son derece basit...
İnşaat firmalarına, yaptıkları çalışmalar bittikten sonra, çalışma süresince yok ettikleri ağaçların yerine aynılarından veya belki de daha güzel ve faydalı olanlarından yeni ağaçlar dikmeleri yönünde bir zorunluluk getirilmesi. Acaba böyle bir uygulama var da benim mi haberim yok bilmiyorum ama, varsa bile ben bunun yapıldığını hiç görmedim bugüne kadar...
Çamlık tarafında da mesela onlarca katliam yapıldı inşaat firmalarınca. En son kocaman bir çam ağacını, yeni yapılan binanın önünde bir şeyleri engellediğini düşünerek olsa gerek, yok etmişlerdi yine. Ve o bina bittikten sonra da o çam ağacının yeri boş kalarak beton yığını binanın çirkin görüntüsü cascavlak gözümüze gire gire durmaya devam etti. Bu konuda çok ama çok acilen bir şeyler yapılmalı...
xxx xxx xxx xxx
Hani siyasiler zaman zaman derler ya; ''ülkeyi uçuracağız'' türünden laflar... Şu sıralarda da öyle sanıyorum ki Karşıyaka'yı uçurma planları var yoğun bir şekilde... Ama öyle anladığınız manada değil. Sineklerin kanatları aracılığı ile...
Şu sıralar ne yolda yürüyebiliyoruz, ne de bir kafede oturabiliyoruz ufak ufak sineklerin oluşturduğu minyatür sinek bulutları yüzünden...
Ya kulağımıza, ya gözümüze, ya ağzımıza giriyorlar. En masumundan ise saçımızda yuvalanmaya çabalıyorlar kimi zaman...
Son 2-3 senedir maalesef Karşıyaka'da bu konuda ciddi bir vurdumduymazlık görüyorum. Bu sineklerin daha larva dönemlerindeyken yapılan ilaçlamalarla eskiden bir nebze de olsa önü alınabiliyordu. Ancak ne yazık ki son yıllarda hiçbir ilaçlama çalışmasına şahit olamadık ve zaten sonuçları da ortada...
Ciddi sağlık sorunlarına yol açabilecek bu ortamın engellenmesi mümkün. Sadece zamanında ve doğru ekipmanlarla yapılacak ilaçlama ile... Bu seneyi de artık kaybettik. Umarım sağ salim atlatıp üç-beş sinek de yutmadan bu yılı kapatabilirsek, belki önümüzdeki yıllarda gereği yapılır...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!