İzmir Valiliğinin aldığı kararla İzmir genelinde her yerde artık maske takmak zorunlu hale getirildi. Son derece yerinde bir karar! Maske takmayana verilecek ceza da 900 tl.
Karar güzel ve doğru olmasına doğru ama alınan karara uyulması yönünde de dirayetli olmak lazım. Nasıl ki hırsızlık yapana, adam öldürmeye teşebbüs edene yakalandığı anda gereken cezai müeyyideler istisnasız uygulanıyorsa, maske takmayan veya çenesinde, kolunda, kulağında gezdirenlere de istisnasız bir şekilde cezalar kesilmeli. Çünkü onların yaptıkları da bir insanın yaşamını çalmaya yönelik en büyük hırsızlık ve yine bir insanı virüs bulaştırmak suretiyle alenen öldürmeye teşebbüs... Maalesef cezalar işletilmedikçe, kendi bilinç düzeyiyle gerekeni yapabilecek nitelikte bir toplumsal yapımız olmadığı gerçeğiyle yüzleştiğimiz şu son zamanlarda sonuç da alınamayacağı gayet net bir şekilde ortaya çıkmış durumda.
Çevremde görüyorum; esnaf dükkanının içinde veya önünde çok büyük oranda maskesiz ki günde onlarca kişiyle muhatap oluyorlar, yine yollarda gezinen insanların büyük kısmı ya maskesiz ya da göstermelik olarak yanında veya çenesinde aksesuar gibi taşıyor... Bence bu konuda öncelikle esnaflara yönelik baskın ziyaretler yapılmalı. Çünkü; sanki ağını örmüş tarantula gibi, dükkanına gelecek müşterilerin ağa yakalanan sinekler misali, şayet o esnaf asemptomatik taşıyıcı ise belki de ölümlerine davetiye çıkarıyorlar! En azından müşteri geldiğinde maskelerinin doğru bir şekilde yüzlerinde olması şart! Konu; ''ben delikanlıyım coronavirüsten korkmam'' ya da ''biz Türküz bize bir şey olmaz'' cehaletinden çok daha farklı olarak ''ben seni takmıyorum, geberirsen geber'' konusu aslında...
Böyle olduğu gerçeğini bilim kurulu üyesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Profesörü Mehmet Ceyhan'ın verdiği yüzdelerle açıklamak gerekirse; ''sen maske takmıyorsan, karşındakinde maske olsa bile maske takan kişi sadece yüzde 30 oranında korunmuş oluyor'', ''sen maske takıyorsan, karşındaki maskesiz ise maske takmayan kişi yüzde 95 oranında korunuyor'', ''her ikiniz de maske takarsanız koruyuculuğu yüzde 97''... Bilmem anlatabildim mi?!
Diyeceğim ki; cezaların cesurca her sorumsuza uygulanması halinde bile, herkesi resmi denetleyicilerin görebilmesi, yakalayabilmesi mümkün olamayacağından her sorumlu vatandaş her sorumsuz vatandaşı gördüğü yerde uyarmayı kendine vazife edinsin... Ama, daha geçenlerde televizyonda haberlerde gördüğüm bir takım manzaralar nedeniyle bunun yapılması halinde doğacak sonuçlardan da endişe duyuyorum.
Kadının biri metroya maskesiz olarak binmek istiyor. O esnada güvenlik görevlisi kendisini uyarıyor. Sonrasında ise kadının güvenlik görevlisine etmediği hakaret, yapmadığı tehdit kalmadığı gibi, o şekilde binmek için de direttikçe diretiyor ve bu görüntüler de kameralara yansıyor. Acaba o kadına nasıl bir yaptırım uygulandı?! Şu anda elini kolunu sallaya sallaya yine maskesiz olarak ortalıkta dolandığından eminim. Oysa ki bence kendisine coronavirüs tanısı almış bir hastanın yanında maskesiz olarak bir gece refakatçi kalması cezası veya en az 5 yıldan başlayan hapis cezası gibi gerçekten caydırıcılığı olan bir ceza verilmesi lazım! Hukukçu değilim tabii ki, sadece içimden geçenleri söylüyorum...
Yine maskesiz dolaşan bir başkasına mikrofon uzatan muhabir o kişiye ''nedir bu maske takmama inadınız'' diye sorunca o kişi ''hadi bilader sen git kendi ekmeğine bak, hadi koçum'' şeklinde tehditkar bir cevap veriyor ki, bu cahil cesaretiyle verilen tepkinin dozunun bu kadarla sınırlı olmasının tek nedeni de belli ki o esnada kayıtta olan bir kameranın varlığı... Yani bilinçli insanların sorumsuz, bencil insanlara uygun şekilde yapacağı uyarıların geri dönüşlerinin nasıl olacağı konusundaki tahminim gerçekten ürkütücü!
İzmir Valiliğinin kararı umarım kağıt üstünde kalmaz. Umarım hastalığın ciddiyeti hakkında hiçbir fikri dahi olmayan insanlarda bile en azından kanundan, yasadan duydukları korkuyla maske takmaya dair bir eğilim başlar. Başkalarına vereceği zararı hesaba katmamak suretiyle insanlığından şüphe ettiğim maske takmayan kesimden, yasalardan da korkusu olmayanlar azımsanmayacak miktarda olduğu için, yapılacak cezai uygulamalar sık ve istisnasız olursa eğer insanlıklarını geri getirmese bile hiç olmazsa yasalardan korkmalarını sağlayabilir. O da belki! Benimkisi 900 tl'lik bir umut işte...
İtalya'da facia yaşanıyor derken bugün için günlük vaka sayıları 200'lü rakamlarda. Keza New York salgının dünya başkenti oldu denilirken New York Belediye Başkanı'nın aldığı sıkı uygulanan tedbirlerle bugün için durumu tamamen kontrol altına almış durumdalar (kendisi de bir doktor olan Karşıyakamızın Belediye Başkanı Sayın Cemil Tugay'a bu vesileyle Karşıyaka'da sıfır vaka hedefi doğrultusunda yapılabilecek TaMaM- Temizlik -Maske-Mesafe kampanyası çağrımı da yinelemiş olayım).
İtalya olsun, New York olsun o en karanlık günleri yaşarken bizler Türkiye olarak vaka sayısı anlamında durumumuzdan o günlerde gururlanıyorduk! Peki ya şimdi bizde günlük vaka sayılarının 1500'lere dayanmasının ve oralarda düze çıkılmasının nedeni ne sizce? Çok basit; ''virüs artık azalıyor, artık o kadar da bulaşıcı değil, artık virüs gücünü kaybetti'' gibi hiçbir bilimsel dayanağı olmayan şehir efsanelerinin halk arasında benimsenmiş olması... Sağlık Bakanının bu konuda sarfettiği ''tedbirli iyimserlik'' lafına sonuna kadar katılıyorum. Tabii ki de enseyi karartmamak, topluma umutsuzluk pompalamamak lazım. Ama gerçekleri de görüp, tedbirleri sürdürerek...
Aşı çalışmalarında önemli bir aşamaya gelindiği söyleniyor. Umarım virüse direkt etkili bir tedavi konusunda da ilerleme kaydedilir. Netice itibariyle yapılacak şey ''olması gerektiği kadar sabır ve tedbiri elden bırakmamak'', yoksa ''canınızın sıkıldığı yere kadar sabır ve sonrasında da tamamen her tedbiri bırakmak'' değil..!
Toplum pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da maalesef saflara ayrılmış vaziyette; maske takmayanlardan nefret eden maske takanlar ile maske takanları salak yerine koyup maske takmayı özgürlüğünün kısıtlanması gibi görüp bir gurur meselesi yaparak kendisini uyaranlara karşı şiddet eğilimine girenler şeklinde... Ayrışma anlamında zaten ciddi sıkıntıları olan toplumumuzda bir bu eksikti yani!
İlla ki benim de saf tutmam gerekecekse, ilimin, bilimin, insanlara saygılı olmanın, yaşamın değerini bilenlerin yanında saf tuttuğumu, yani maske takanların yanında yer aldığımı, bunu yaparken artık iyice kendini belli eden yaz sıcaklarında yüzümden sicim gibi ter süzüldüğü halde üstelik bunu yapmaktan vazgeçmediğimi bilmenizi isterim. Çevrene, insanlara, yaşam hakkına saygılı olmak da bunu gerektirir zaten! Herkese de bunu tavsiye ediyorum...
Sağlıcakla kalın!..
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!