Zaman hızla akıp giderken, her geçen zaman bize kendimizi unutturuyor adeta. Kalabalıklar içinde yalnızlaşmaya başlıyoruz. Bireysel hayat tarzının egemen olmaya başladığı günümüz dünyasında, babanın evladından, evladın aile ocağından, akrabanın akrabadan kaçmaya çalıştığını görüyoruz. Halimizi hatırımızı soracak, dert ortağımız olacak insanlar arıyoruz.
İlişkilerin maddi çıkarlara endeksli olarak şekillendiğini, insanların çoğu zaman kendilerine sağlayacağı menfaatler ölçüsünde başkalarıyla ilgilendiğini, aileler, yakınlar, akrabalar, dostlar, arkadaşlar, komşular arasındaki ilişkilerin zayıflamaya başladığını, vefasızca davranışların arttığını görüyoruz.
Eline aldığı ağzı kırık vazoya, yaldızları dökülmüş abajura, kumaşı yıpranmış koltuğa sevdiği insana bakar gibi bakan, “onları atarsam sevdiğim insana vefasızlık etmiş olurum” diye düşünen yaşlı büyüklerimizin, eşyaya bile vefa göstermesindeki ahlaki incelik ve derinlik kaybolmaya mı başlıyor? Vefa; az rastlanır bir davranış, kaybolmaya yüz tutmuş bir değer haline mi geliyor? Sözleri rahmetli Zeki Müren’e ait Kandil isimli şarkımızda şöyle deniyor;
“Gün ışığında yola koyuldum
Elimde kandil, gözümde mendil
Vefa arıyorum, dost arıyorum
Şefkat arıyorum, aşk arıyorum
Vefa, uzaklarda kalan bir his
Dost, eski şarkılardan bir iz
Dizlerimde derman, kandilimde yağ bitti
Bulamadım gitti, bulamadım gitti.”
Temel insani değerlerimizden biridir vefa. Vefalı olmalı insan. “Vefa imandandır” buyurmuş Hz. Peygamber, vefalı olmayı öğütlemiş. Vefa, sevgiden doğan, sevgiyi besleyen, sevgi ve dostluğu ayakta tutan, devamlılığını sağlayan erdemli bir davranıştır. İnsanların birbiriyle kaynaşmasını temin eden, fertleri birbirlerine bağlayan yüce bir duygudur vefa. Sevilen anılınca yürek titremesidir, insanın gönlüyle bütünleşmesidir vefa. Sözünde durmaktır, sadakattir, emanete riayet etmektir. Mutlu aile yuvasının en önemli temel taşlarından biridir vefa. İyiliği unutmamaktır, takdir edip teşekkür etmektir vefa.
Mevlâna’ya göre vefa; “Arkanda bıraktığını, giderken yaktığını yabana atmamaktır, dostluğun asaletine, sır dua sonrası verilen sözlere, hayallere ihanet katmamaktır. Vefa, ulvi güzellikleri dünyaya satmamaktır.”
Başımız dara düştüğünde, kapılar yüzümüze bir bir çarpıldığında, sığınacak bir liman bulamadığımızda bize gönlünü açan, bizim derdimizle dertlenen, çözüm için bizden daha fazla tasalanan anne babamıza, eşimize, akrabalarımıza, dostlarımıza, arkadaşlarımıza karşı ne kadar vefalıyız?
Gönül insanı Hz. Mevlâna diyor ki; “Dostlarını daima vefa ile hatırla can. Arayan sen ol, bulan sen. Tanıyan sen ol, kucaklayan yine sen. Kula vefası olmayanın Hakk’a vefası olmaz.”
Anne, babamıza, bizlere emeği geçmiş aile büyüklerimize, akrabalarımıza, eşimize, dost ve arkadaşlarımıza, ustalarımıza, öğretmenlerimize karşı vefakâr olalım, onları unutmayalım. Öğretmenlerimizin Öğretmenler Günü kutlu olsun. Başöğretmenimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi, ebediyete irtihal etmiş anne babamızı, yakınlarımızı, öğretmenlerimizi vefa, saygı ve şükranla yad ediyoruz. Ruhları şad olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!