Çağımızda fert ve toplum hayatını tehdit eden tehlikelerden biri de trafik kazalarıdır. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre trafik kazaları günümüz dünyasında insan sağlığını tehdit eden faktörler içerisinde beşinci sırada yer almaktadır. Hemen hemen her gün televizyon ekranlarında ve gazete sayfalarında, yüreğimizi ağzımıza getiren, gözlerimizi yaşartan ve hepimizi üzen, trafik kazalarını görüyoruz.
Yolculuğa çıkan bir yakınımızın dışarıda geçirdiği süre veya yola çıkan bir yakınımızın biraz gecikivermesi bile korku ve ızdırap nedeni oluyor. Hayatının baharında nice gençlerimiz, dünyaya, anne ve babalarına doymadan bu kazalarda kara toprağa giriyor. Nice anne babalar çocuklarının hasretiyle çıktığı yolculukta çocuklarına kavuşamadan can veriyor. Eşler, dostlar, kardeş ve arkadaşlar hiç beklenmedik zamanda birbirinden ayrılıyor.
İstatistiklerde belirtildiğine göre 2015-2020 yılları arasında ülkemizde toplam 7 milyon 79 bin 882 trafik kazası yaşanmış. Bunların 1 milyon 62 bin 511’i ölümlere ve yaralanmalara sebep olan kazalar olmuş. Bu trafik kazalarında 39 bin 271 insanımız hayatını kaybetmiş, 1 milyon 725 bin 187 insanımız yaralanmış.
2021 yılında ise ülkemiz genelinde 187 bin 524’ü ölümlü ve yaralanmalı toplam 430 bin 204 trafik kazası meydana gelmiş, 2 bin 422 kişi kaza yerinde hayatını kaybetmiş, 276 bin 935 kişi de yaralanmış. 2022 yılının ilk üç ayında ülkemiz genelinde meydana gelen 107 bin 750 trafik kazasında 394 kişi hayatını kaybederken 53 bin 605 kişi yaralanmış.
Bu rakamlar, insana büyük değer veren, hak ve hukuka riayet etmeyi emreden, bir insanın kalbini kırmaktan, gönlünü incitmekten bile kaçınılmasını öğütleyen, insanın canına ve malına zarar verilmesini yasaklayan, haksız yere bir cana kıymanın, bütün insanlığı öldürmek kadar ağır bir günah olduğunu bildiren bir dinin mensupları olarak bizleri derin derin düşündürmeli değil mi?
İstatistiklere göre, trafik kazalarına neden olan unsurlar içerisinde ilk sırada sürücü kusurları yer alıyor. Tespit edilen sürücü kusurlarından “araçların hızını yol, hava ve trafiğin getirdiği şartlara göre ayarlamamak” ilk sırada yer alıyor. İkinci sırayı “kavşak, geçit ve kaplamanın dar olduğu yerlerde geçiş önceliğine uymamak” kusuru alıyor. Bunları “şerit izleme ve değiştirme kurallarına uymamak” , “arkadan çarpma” ile “dönüş kurallarına uymama” takip ediyor.
Trafik kurallarına uymamakla insanlar, sadece kendilerini ölümün pençesine atmakla kalmıyor, kendilerine emanet edilen insanların da feci şekilde can vermesine, ocakların sönmesine sebep oluyor. Buna sebep olmanın manevi sorumluluğundan ve bir yangın gibi kalplere düşen vicdan azabından kurtulmak nasıl mümkün olacaktır?
Ailesi ve sevdikleri tarafından sabırsızlıkla beklenen, hasretle yolu gözlenen bir insanın trafik kazası sonucu ani ölüm haberinin yakınları üzerinde bıraktığı derin üzüntüyü bir düşünelim. Kazalarda hayatını kaybedenlerin geride bıraktığı gözü yaşlı eş, anne baba ve boynu bükük yetimleri ve öksüzleri göz önüne getirelim. Ne zaman kimin kapısını çalacağı belli olmayan bu felaketi önlemek için herkesin üzerine düşeni yapması, trafik kurallarına uyması gerekmiyor mu?
Bir sürücü, sadece kendisi tedbir alıp trafik kurallarına uyması halinde bile trafik kazasına taraf olabilmekte, tek başına kendisinin kurallara uyması yeterli olmamaktadır. Kurallara uymayan sürücünün kullandığı bir araç, kurallara uyan sürücünün aracına çarparak kazaya sebep olabilmektedir. Bu nedenle herkesin aynı bilinç ve ortak anlayış içinde trafik kurallarına uymasıyla, trafik güvenliği sağlanabilecektir.
Trafik kuralları, uzun bir zaman içinde, birçok acı tecrübenin sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Sürücülerin, yayaların can ve mal güvenliğini sağlamak, güvenli bir trafik ortamı oluşturmak için ortaya çıkmıştır. Öyle ise trafik kurallarına mutlaka uyalım. Trafiğe çıkmadan önce de gerekli tüm tedbirleri alalım. Üzerimize düşen herşeyi yaptıktan sonra gücümüzü aşan noktada Allah’a tevekkül edip,Allah’ın yardımını dileyelim. Trafik kurallarına uymanın dini, ahlaki, insani ve vicdani bir görev olduğunu unutmayalım. Çünkü burada söz konusu olan insan hayatıdır.
Yüce Allah’ın hepimizi görünür görünmez kaza ve belalardan, ansızın gelebilecek felaket ve musibetlerden, akla hayale gelmedik tehlikelerden koruması dua ve temennisiyle... Esen kalın.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!