Yüce Allah insanoğlunu ve bütün evreni rahmetiyle var etmiş. Varlığımızı ve yaratılışımızı merhamet üzerine kurmuş. Bizleri daha dünyaya gelmeden anne rahminde merhametle donatmış. Yüreklerimize sevgiyi, saygıyı, sevdayı, aşkı, erdemi, iffeti, hayâyı, tevazu ve affetmeyi, bağışlamayı ve bütün bu erdemlerin kaynağı olan merhameti yerleştirmiş. Sevgili Peygamberimizi alemlere rahmet olarak göndermiş.
Sevgili Peygamberimiz de çölün bütün şiddetini, öfkesini, bencilliğini, acımasızlığını hayatlarına taşıyan insanları, şefkat ve merhametle tanıştırmış. O rahmet ve sevgi Peygamberi kimseye kötülük etmemiş, kötülüğe karşılık vermemiş, etrafındakileri hiç incitmemiş, yaratılanı Yaratandan ötürü sevmeyi ve merhamet etmeyi öğütlemiş. Kendisinden birilerine karşı beddua isteminde bulunanlara onun verdiği cevap, kendisinin bunlar için değil, rahmet ve merhamet Peygamberi olarak gönderildiği şeklinde olmuş.
Barbarlığın, çapulculuğun hayat tarzı haline geldiği, kabalığın, şiddetin iletişim dili olarak kabul gördüğü bir topluma Sevgili Peygamberimiz “Merhamet edenlere Allah da merhamet eder. Siz yeryüzündekilere merhamet edin ki, Allah da size merhamet etsin” buyurmuş. Hiçbir zaman çocuklarını öpmediğini söyleyen bir bedeviye karşı “Allah senin gönlünden şefkat ve merhameti çekip çıkarmışsa ben ne yapabilirim ki?” buyurarak üzüntüsünü belirtmiş, “Küçüklerimize merhamet etmeyen, büyüklerimize saygı göstermeyen bizden değildir” buyurmuş.
Hayatı boyunca çevresindeki hiçbir varlığa, hiçbir biçimde şiddet uygulamamış olan Rahmet Peygamberi, şiddeti yaşam biçimi haline getirmiş olanları açıkça kınamış ve özellikle kadına şiddet uygulayanların hayırlı olmadıklarını ifade etmiş. İlişkilerin her alanda sevgi, saygı, merhamet, yardımlaşma ve dayanışma yönünde geliştirilmesini emretmiş. Aynı duyarlılığı hayvanlar konusunda da göstererek zor durumdaki hayvanı kurtaran kişinin bu sayede cenneti hak edeceğini, bir hayvanı ölüme terk edenin kendisini cehenneme götürecek bir davranışta bulunmuş olacağını, susuz kalmış bir ağacı sulayanın sevap kazanacağını bildirmiş.
Merhamet, can taşıyan her varlığa, hatta kâinata muhabbet nazarıyla bakmaktır. Merhamet hiçbir canı incitmemek ve kimseden incinmemektir. Merhamet paylaşmaktır, affetmektir, sevgi diliyle konuşmaktır. Merhamet dara düşene yardımcı olmaktır, yoksulla lokmamızı paylaşmaktır. Merhamet yaş almış büyüklerimizi yalnızlığa terk etmemektir. Merhamet çevreyi kirletmemek, tabiattaki dengeyi bozmamaktır. Merhamet kalpleri kin, kibir, öfke, bencillik ve intikam gibi hastalıklardan temizlemektir. Şefkatli, adaletli, insaflı davranmaktır. Kısacası merhamet, bütün canlılar için dünyayı güvenilir bir yer kılmaktır.
Tarih boyunca ortak insanî değerlerden biri olan merhamet, günümüzde hayatın her alanından hatta dünyamızdan çekilmeye başladı adeta. Yüreğin inceliğini yok eden kin, kalbin saflığını ortadan kaldıran öfke, yürekleri işgal eden intikam, kalbin yüceliğini alıp götüren kibir, güç tutkusu, her şeyi mubah gören acımasız rekabetler, kendisinden başkasını yok sayan bencillik, dünya hayatını sonsuz zanneden aşırı dünyevileşme, hedonizm, şiddeti ve hiddeti üstünlük zanneden narsizm gibi insanlığın yüreğinde açılan kara delikler, yüreklerin merhametini yok ediyor. Merhametten boşalan yeri şiddet, öfke gibi insanoğlunun ortak aklı tarafından asla tasvip edilmeyen olumsuz duygular doldurmaya başladı sanki. Şiddet olgusu ve savaşlar insanlığı kasıp kavuruyor. Bizatihi kendisi zulüm ve merhametsizlik olan şiddet, bireylerin günlük hayatlarında sık sık başvurduğu iletişim biçimlerinden biri haline geliyor. Kadınlara, çocuklara yönelik hunharca cinayetler işleniyor. Canice, acımasızca davranışlar toplumun ruh sağlığını tehdit ediyor. İnsanlığın insan onuruna yakışmayan her türlü tehdit ve mahrumiyetten kendini koruyabilmesi için her canlıya merhamet etme anlayışının geliştirilmesi tüm dünyanın mutluluğu için büyük önem taşıyor.
Mutlu ve huzurlu bir dünya hayatı yaşamak için geliniz insanları sadece insan olduğu için sevip merhamete layık görelim. Canlı cansız bütün varlıklarla ilişkilerimizi bir merhamet bestesi haline dönüştürelim. Allah’ın sevgi ve merhametine nail olabilmemiz için sevgiyle dolalım, merhametle coşalım. Çünkü Sevgili Peygamberimizin dediği gibi “İnsanlara merhamet etmeyene Allah da merhamet etmez”...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!