Bayramlar, karanlıkların kaybolduğu, bir an için yok olduğu aydınlık günlerdir. Coşku, sevinç ve heyecan günleridir bayramlar...
Bayramlar, milletin mutluluğunun açığa vurduğu, ortak tarih ve ortak kültüre sahip olmanın gurur ve heyecanının belirgin hale geldiği akıp giden zaman kesitinden ışıklı, sevimli, mesut anlardır.
Bayramlarda millet fertleri tarihle bütünleşir, bir milletin üyesi olmanın, ortak bir tarihe, ortak bir kültüre sahip olmanın engin hazzını yaşar. Bireylerin bizlik şuuruna büründüğü, benlik şuurunun terkedildiği müstesna anlardır bayramlar.
Hem dini bayramlarımızı hem milli bayramlarımız birlik ve beraberliği, kardeşliği pekiştiren seçkin anlardır. Zaman diliminde önemli bir yeri, saygın bir mevkii olan günlerdir bayramlar.
Dinimizin mübarek günlerini kutlamak nasıl inancımızın gereği ise, milli tarihimizin mutlu olaylarını kutlamak da şüphesiz milli bir vazifedir.
Milletçe övünmekte haklıyız ki büyük Türk Milleti’nin engin ve zengin tarihinde bayram yapılmaya değer dillerde destanlaşmış nice büyük zaferler, nice mutlu olaylar vardır.
29 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu yakın tarihimizin en kutlu ve en mübarek olayıdır. Bu tarih milletimiz için çok önemli bir tarih, önemli bir dönüm noktasıdır. Kurulduğundan günümüze kadar bu önemli günü büyük bir coşku ve heyecanla kutlayan Türk Milleti’nin var oldukça iftihar edeceği, sahip çıkacağı, neşe ve sevinçle kutlayacağı bir gündür.
Zira vatanı parçalanmış, insanları esir edilmek için binbir eza ve cefaya uğramış bir millet, tarih sahnesinden tamamen silinmek istendiği bir dönemde Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde yeniden ayağa kalkarak düşmanı yurttan sürmek suretiyle yeni devletini kurabilmiştir.
Türk Milleti’nin yaşlısı genciyle, kadını erkeğiyle Mustafa Kemal Paşa’nın etrafında tek yumruk halinde kenetlenip bütün güç ve imkanlarını birleştirmek suretiyle sağladığı bu büyük başarı, onun kendi kendini idareye ne derece layık olduğunu, dost-düşman herkesin gözleri önüne seren çetin bir imtihan olmuştur.
Milletçe gösterilen büyük fedakârlıklar neticesinde kazandığımız Kurtuluş Şavaşı’ndan sonra kurduğumuz Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 99. yılını idrak ediyoruz.
Şehitlerimizin kanlarıyla sulanan vatan toprakları üstünde, rengini şehitlerimizin kanından alan ay yıldızlı bayrağımızın gölgesinde bugün huzur ve güven içinde yaşıyorsak bunu, bugünleri bize hazırlayan milli kahramanlarımıza, şehit ve gazilerimize, maneviyat dünyamızın gönül adamlarına borçluyuz.
Bağımsız bir devleti olmayan, istiklal ve hürriyeti elinden alınan milletler dünyada rahat edebilir mi? Bağımsız bir devleti olmayan, istiklal ve hürriyeti elinden alınan milletler yeterli olarak dini görevlerini yerine getirebilir mi? Bağımsız bir devleti olmayan, istiklal ve hürriyeti elinden alınan milletler varlığını devam ettirebilir mi?
Milli varlığımız yönünden önemi çok büyük olan bayramları kutlarken bugünleri bize armağan edenleri, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkan, bütün zorlukları cesareti, azmi, imanı ve iradesiyle aşan, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Ulu Önder Atatürk’ü, onun silah arkadaşlarını ve bu uğurda canlarını feda eden aziz şehitlerimizi ve gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
Cenab-ı Hak vatanımızı ve Cumhuriyetimizi her türlü tehlikeden korusun. Cumhuriyetimiz ilelebet payidar, milletimiz bahtiyar olsun. Cumhuriyet Bayramımız kutlu olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!