30 Ağustos … Hürriyet ve istiklâlimizi kazandığımız bir zafer günü… Milletimiz için, Zafer bayramı. Bu bayramın değerini daha iyi anlayabilmek için o günlerin sosyal, ekonomik ve siyasi ortamını hatırlamakta şüphesiz ki yarar var…
Bilindiği gibi Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Mütarekesi ve Sevr Antlaşmasıyla yüzyıllardır üzerinde bağımsız olarak yaşadığımız bu topraklar düşmanlara verilerek elimizden alınmış. Vatanımızda hür olarak yaşama hakkımıza son verilmiş. Elinden silahları alınarak ordumuz terhis edilmiş. Asırlar boyunca çok uzaklarda Macaristan içlerinden Yemen çöllerine, Kafkas eteklerinden Basra kıyılarına verilen savaşlarda hayatlarını feda etmekten geri durmamış olan Anadolu halkı,Trablusgarp ve Balkan savaşları gibi ardı ardına gelen felaketlerden yorgun, bitkin ve yoksul düşmüş...
Adana, Antep, Urfa, Maraş ve İzmir işgal edilmiş. Bunu İstanbul’un işgali takip etmiş. Her yer düşman bayraklarıyla donatılmış. Asırlar boyu bağımsız yaşamış Türk Milleti çaresizlik içinde kalmış. Namık Kemal’in dediği gibi;
“Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini” diye haykırıyormuş.
Milletin bu feryadına Mustafa Kemal Paşa cevap vermiş. Bahtı daima açık olan Türk Milletinin kararan bahtını tekrar açık etmek için 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkmış. Samsun’a çıkacağı günün gecesi annesi Zübeyde Hanım’ın dualarını almayı da ihmal etmemiş. Türk Milleti lideri Mustafa Kemal Paşa ile kucaklaşıp bütünleşmiş. Mustafa Kemal Paşa’nın önderliğinde Kurtuluş Savaşı başlamış…
Amasya Genelgesi’nin yayınlanmasının ardından Erzurum ve Sivas Kongreleri yapılmış. Mustafa Kemal Paşa il il, ilçe ilçe, köy köy dolaşmış. Milli kurtuluş için Samsun’da tutuşturduğu ateşi Anadolu’nun her yerinde alevlendirmiş. Her gittiği yerde halk kendisini;
“Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin, milletin, bayrağınla çok yaşa
Arş, arş, arş! İleri, ileri, haydi ileri
Alalım düşmandan eski yerleri
Sağdan sola, soldan sağa
Al da bayrağın düşman üstüne” türküleriyle karşılamış…
Mustafa Kemal Paşa 23 Nisan 1920’de Hacı Bayram Camii’nde kılınan Cuma namazı sonrası T.B.M. Meclisini açmış. Böylece memleketin yönetimi halkın iradesine verilmiş. Kurtuluş Savaşı’nın merkezi Ankara olmuş. Misak-ı Milli sınırları içinde vatanın bir bütün olduğu ve parçalanamayacağı görüşünden hareketle düşmanla mücadele kararı alınmış.
Erzurum’da, Antep’te, Maraş’ta, Urfa’da, doğu cephesinde düşman yenilgiye uğratılmış. Batı cephesinde Birinci ve İkinci İnönü Savaşları kazanılmış.
Bunun üzerine düşman yeniden saldırıya geçmiş. Mustafa Kemal Paşa ordularına “Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. Bu satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanıyla sulanmadıkça terk olunamaz” emrini vermiş.
Türk askeri büyük bir azimle, fedakârlıkla bu karara uymuş. 1921 yılının 23 Ağustos gününden 13 Eylül gününe kadar yirmi iki gün devam eden Sakarya Savaşı’nda düşmanın beli kırılmış. Türk Milleti 1699 Karlofça Antlaşması’ndan sonra ilk defa toprak kazanmaya başlamış.
Tarihimizin dönüm noktalarından biri olan Sakarya Savaşı’ndan sonra büyük bir taarruzla düşmanı tamamen yok etme kararı alınmış ve gerekli hazırlıklar yapılmış. 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başlamış. Büyük Komutan Kocatepe’de; “Ya Rabbi! Sen Türk ordusunu muzaffer et” diye dua ederken gözlerinden birkaç damla yaş süzülmüş…
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın başkomutanlığını yaptığı ordumuz 30 Ağustos 1922’de düşmanı tamamen imha etmiş. Büyük taarruz başarıyla tamamlanmış. Şanlı Gazi; “Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir ileri!” emrini vermiş. Düşman İzmir’e kadar takip edilmiş. 9 Eylül 1922’de İzmir’in kurtarılmasıyla düşman yurdumuzdan temizlenmiş.
İşte vatanımızın işgal ve milletimizin asla esir edilemeyeceğini, bayrağımızın gönderden indirilemeyeceğini, ezanın gök kubbemizde dindirilemeyeceğini bütün dünyaya ilan eden, Türkiye Cumhuriyeti’nin doğmasına sebep olan bu kutsal zaferi, her yıl 30 Ağustos’ta bayram yaparak kutluyoruz.
Her zaman rahmet, minnet ve şükranla andığımız Zafer’in ölümsüz kahramanları, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, şehitlerimizi, gazilerimizi, kahraman ecdadımızı ve Zübeyde Hanım’ı bu vesileyle bir kez daha şükranla anıyoruz. Ruhları şâd olsun. Makamları âlî, mekanları cennet olsun... Cumhuriyetimiz ilelebet payidar, milletimiz bahtiyar olsun. Bayramınız kutlu, yarınlarınız mutlu ve umutlu olsun…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!