Medeniyetin ve insanlığın ölçüsü sevgidir. Sevgiyi paylaşabilmektir. İnsana sırf insan olduğu için, Yaratan’ın yarattığı için değer verebilmektir.
Biz bunu ne kadar çok yapabiliyorsak, o kadar iyi insanız demektir. Hayatımızın bir parçası olan yetimleri, garipleri, kimsesizleri, fakirleri, yaşlıları biz o sevgiyle kucaklayabiliyor, onları hayatımızın bir parçası olarak görebiliyorsak, gerçek medeniyet odur. Sadece teknolojik gelişmeler, yüksek ve güzel binalar yapılması değildir. Medeniyet aynı zamanda oralarda yaşayan insanların birbirinin derdine koşması, iyi komşuluk içinde olması, ahlakî erdemleri paylaşması, yardımlaşması ve dayanışmasıdır.
Günümüz dünyasında insan, teknolojiyi kullanabildiği için, bu çağda yaşadığı için belki mutludur. Fakat günümüz insanı gittikçe bencilleşen bireyselleşen bir dünyada yaşıyor. Bencillik ve bireysel çıkarcılık, çıkar ilişkileri gittikçe ön plana çıkıyor. Sınırsız maddileşme hayatı belirleyici bir hale geliyor. İnsanı ya sadece kendini, ya sadece ailesini, ya da yakın çevresini göz önüne alıp onların çıkarı için mücadele eder hale getiriyor. Sınırsız dünyevileşme, maddileşme, hırs ve ihtiras insanları birbirinden uzaklaştırıyor, ahlakî değerleri erozyona uğratıyor, paylaşmayı unutturuyor, yanı başındaki insanın elini tutamaz, yanı başındaki insanı göremez hale getiriyor. Hayatı, barışı, sevgiyi, umudu, duayı paylaşmayı unutturuyor.
İşte Ramazan ayı bir hatırlatma yapıyor. Elimizdeki ekmeği, kabımızdaki çorbayı, dilimizdeki duayı paylaşmayı bize hatırlatıyor.
Her türlü gösteriş ve riyanın en az karıştığı kalbî bir ibadet olan oruç, başkalarının farkında olma bilinci kazandırıyor, başkalarını kavramayı, düşünmeyi, başkalarının derdiyle dertlenmeyi hissettiriyor. Varlıklılar ile ömrünü ihtiyaçlar içinde geçiren yoksulları aynı duyguda buluşturuyor. Varlıklıları yoksulların, gariplerin, çaresizlerin dünyasına taşıyor. Orucun manevi hazzı ile iyilikseverlik ve hayırseverlik duyguları coşuyor.
Yusuf Peygamber’e “Ülkenin hazinesi senin elinde olduğu halde neden aç duruyorsun?” diye sorulduğunda “Kendim doyunca açların halini unuturum, yoksulları gereği gibi düşünemem diye korkuyorum” cevabını verdiği rivayet ediliyor.
Peygamberimiz, ihtiyaç içerisinde ve zor şartlar altında yaşamını sürdürmek zorunda kalanların yardımına koşarak problemlerini çözmeye çalışmak gerektiğini belirtiyor, “Komşusu açken tok yatan bizden değildir” buyuruyor. Yüksek insaniyeti veciz bir şekilde ifade ediyor. Yetimlere, kimsesizlere kol kanat germeyi, herkesin ve herşeyin hakkını gözetmeyi, kimseyi incitmemeyi, iyilik yapmayı, iyi ve yararlı insan olmayı öğütlüyor. Alemlere rahmet olarak gönderilen Yüce Peygamberimizin paylaşımın esirgenmediği cömertlik simgesi eline, tebessümün eksik olmadığı nur yüzüne, hayırla özdeşleşen gönül diline, kin, nefret ve intikamı sevgi, muhabbet ve rahmete dönüştüren sıcak soluğuna, övülen ahlakına anlatılamayacak derece ihtiyacımız bulunuyor.
Rencide etmeden, incitmeden, minnet altında bırakmadan, zarafet ve nezaketle ihtiyaç sahiplerine yardımcı olmak, bir yoksulu gözetmek, bir hastanın hatırını sormak, insanı nasıl da mutlu ediyor. Yardım edilenin gözlerine, yüzüne, davranışlarına yansıyan mutluluk yardım edenin yüreğinde yankısını buluyor. Manevi huzur, gönlü doyuruyor. Gerçek mutluluk başkalarının da mutluluğunu görerek yaşanıyor. Kişisel mutlulukla mutluluk olmuyor.
Yardım yapacak imkânımız yoksa güzel sözler söyleyelim, güzel davranışlar sergileyelim. Hz. Peygamber, “Güzel söz, güler yüz sadakadır” buyuruyor. İyi niyetle insanlığın hayrına yapılan her iş, sergilenen her davranış sadakadır. Atalarımızın da söylediği gibi sadaka az bile olsa çok belayı, sıkıntıyı bizden uzaklaştırıyor. Az da olsa yardım ve sadakalarımız, hayırlı yollardaki adımlarımız güzel niyetimiz, sevgi ve saygıyla güzelleşen davranışlarımız hayatımızı anlamlandırıyor. Bize huzur ve mutluluğu armağan ediyor.
Sevgi ve rahmet ayı Ramazan gönüllerimize huzur, hanelerimize bereket, ailemize, ülkemize, bütün insanlığa hayırlar getirsin. Ramazan ayı yoksullarla, kimsesizlerle, yüreği yaralı insanlarla güzelliklerin paylaşıldığı günler olsun.
Ezanımızın okunduğu, bayrağımızın dalgalandığı cennet vatanımızı bize emanet eden aziz şehitlerimizi, Anafartalar kahramanı, Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk’ü, kahraman gazilerimizi Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümü vesilesiyle rahmetle şükranla anıyoruz. Ruhları şad olsun. Mekânları cennet olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!