Sevgi, derin kalbî duyguları kelimelerle ifade edebilmek için kullanılan, söylenmesi bile heyecan veren, duyulması insanı mutluluğa boğan bir kelimedir. Sevgi, dünya kurulduğundan beri ekmek ve su gibi, zaruri bir gıda gibi insanların onsuz yaşayamayacağı bir duygudur. Hayatın temel iksiri sevgidir.
Eşleri muhabbetle ve aşkla birbirine bağlayan güç nedir? Neden mıknatıs gibi birbirlerini çekiyorlar? Aile yuvasında sıcaklık, şefkat, merhamet ve bağlılık veren duygu nedir? Çocuk yetiştirmek, aileyi geçindirmek gibi büyük bir sorumluluğu insanlar niçin taşıyor? Bunları yaptıran, eşleri ve aile fertlerini birbirine bağlayan, kenetleyen güç sevgidir. İnsanda aşk ve sevgi olmasaydı insanlar birbirini sevebilir miydi? İnsanda evlat sevgisi olmasaydı, Hz. Yakup kaybolan oğlu Yusuf için yıllarca gözyaşı döker miydi? Evlat sevgisi olmasaydı bir anne çocuğunu kurtarmak için kendini ateşe atar mıydı?
Yavrusunu bağrına basan annenin gülümsemesinden sevgi ve şefkatin ne kadar tatlı olduğunu anlamakta gecikmez insan. Sevgiyle bir yoksulun ihtiyacını karşıladığında duyduğu vicdan huzurunu tarif edemez insan.
Civcivler annelerinin etrafında niçin dolanıp duruyorlar? Arılar binlerce çiçeği bıkmadan usanmadan nasıl dolaşıyorlar? Ana kuş yavrularına niçin kol kanat geriyor, besliyor ve tehlikelerden koruyor? Yırtıcı bir kaplan yavrusunun önünde niçin diz çöküyor? Hep sevgi ve şefkat için...
Ağaçların ve bitkilerin de sevdiği var. Ağaç tutunduğu toprağı, o toprağın havalandırılmasını, sulanmasını ve güneşi seviyor. Dikilen bir fidan iklimini, toprağını veya dikildiği yeri sevmezse yetişmiyor, kök salmıyor, dal budak serpilmiyor. Sevgiyle kök salıyor ağaçlar ve bitkiler, sevgiyle serpiliyor , sevgiyle büyüyüp gelişiyor, meyve veriyor.
Atom çekirdeğinden tutun da galaksilere kadar her şey sevgi ekseni etrafında hayatını devam ettiriyor. Varlık aleminde her şey birbirine sevgi bağıyla bağlı.
Evrenin düzeni sevgi üzerine kurulmuş. Yüce Allah sevgiyle yaratmış her şeyi. Sevgiyle var etmiş. Sevgiyi yerleştirmiş her şeyin özüne. Sevgi için yaratmış insanı. “Ben gelmedim kavga için/ benim işim sevgi için” dediği gibi Yunus’un.
Sevgili Peygamberimiz; “Birbirinizi sevmedikçe olgun mümin olamazsınız” buyurmuş, sevginin imanın gereği olduğunu belirtmiş. Yine Peygamberimiz; “Sevdiğiniz kimselere sevdiğinizi söyleyiniz” buyurarak sevginin söz ve davranışlarla belli edilmesi gerektiğini vurgulamış. Sevginin olduğu yerde kötülük, zorbalık, baskı olmaz. Soğuk bir yüz ifadesi ve sesinde ürkütücü bir tonla dolaşmayı otoriteden sayan, devamlı kusur arayan ve mutsuzluk üreten bir insan sevgiyi çoğaltabilir mi? Tatlı ve gönül alıcı bir çift söz, bir teşekkür ve takdir ifadesi, bir tebessüm güneş misali gönülleri ısıtmaz mı?
Sevgi merhamettir, kalp inceliği ve gönül yumuşaklığıdır. Buyurgan ve sert bir tavrı, güç gösterisini, bencilliği bir kenara bırakıp, samimi ve fedakâr olmaktır. Kendisi için istediğini sevdiği için de isteyebilmektir.
Sevgiyi değerli ve anlamlı kılan, herhangi bir çıkar ve menfaat gözetmeksizin yaşanmasıdır. Samimi olmayan, başkalarını menfaati için sömüren insanlar, bencil olduklarından başkalarını samimi olarak sevemezler. O insanların sevgisi, avcının kuşlara yem vermesi gibidir. Sevgi iyilikten beslenir. Çam sakızı çoban armağanı da olsa gönülden kopan bir hediyeyle pekişir. Peygamberimiz, hediyeleşmenin sevgiyi güçlendiren bir özelliğe sahip olduğunu belirtmiştir.
Sevmek paylaşmaktır, fedakâr olmaktır, güçlü olmaktır, sorumluluk sahibi olmaktır. Sevgi çabadır, emektir, nimettir, rahmettir.
Evet, sevgi hayatın en büyük pınarıdır. Sevgiyi bilmek ve onu yaşamak en büyük mutluluktur. İnsanları, tabiatı kısacası bütün varlıkları sevelim. Sevgi pınarından kana kana içen, bütün yaratılanlara bir gözle bakan, işinin kavga etmek olmadığını, sevgi için dünyaya geldiğini, Allah’ın evi olan gönülleri yapmaya geldiğini söyleyen Yunus gibi “Yaratılanı sevelim Yaratandan ötürü.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!