Her sabah yeni bir heyecan ve umutla uyanırdık yeni bir güne. Ama 6 Şubat’ın ilk saatleri, güneş daha ufuktan kendini göstermeden bir felaketle uyandık. Saat 04.17’de meydana gelen deprem 10 ilimizi kapsayan bir alanda yerle bir etti umutlarımızı. Bu yazıyı kaleme aldığımda hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 17 bini, yaralı sayımız da 74 bini aşmıştı. Son yüzyılın en büyük afeti olarak vasıflandırılıyor bu deprem.
Evet, 6 Şubat sabaha karşı milletçe ölüme uyandık sanki. Bu uyanış kimimiz için üzüntü ve acı yüklü geçecek günlere, kimimiz için de ebedi aleme oldu. Kaybettiklerimiz de, geride kalanlarımız da hep birlikte ölüme uyandık. Gidenler bu dünyaya gözlerini kapatıp Hakka yürüdü. Bizler ise dünya telaşı ve meşakkati içerisinde unuttuğumuz, belki de daha çok uzaklarda olduğunu zannettiğimiz ölümün ne kadar yakınımızda olduğunu iliklerimizde hissettik. Zaman zaman dudaklarımızdan dökülen “kim bilir, nerede, ne zaman, nasıl” sorularının cevabıydı sanki olup bitenler. Şairin dediği gibi;
“Neylersin ölüm herkesin başında
Uyudun, uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak
Taht misali o musalla taşında.
Bir varmış bir yokmuş gibi kısacık geçen ömrümüzde elbette bizleri derinden etkileyen birçok hadiseyle karşı karşıya kalmışızdır. Yüce Allah’ın bahşettiği dayanma gücü ve sabır sayesinde her türlü zorluğu yenmeyi, her acıya katlanmayı başarmıştır insanoğlu. Kısacık ömrümüz ve milletlerin fertlere göre daha uzun olan tarih sahnesinde varlık süreleri, dayanılması oldukça güç görünen ve katlanılması zor gözüken elim olaylarla doludur. Bu açıdan bakıldığında milletimizin tarihinde yaşanmış birçok acılar mevcuttur.
Ancak bu deprem, öncesinde milletçe yaşadığımız acılardan daha büyük ve dayanılmaz boyutta. Koca bir coğrafya yerle bir. Herşey alt üst olmuş, tanınmaz halde. Caddeler, sokaklar birbirine karışmış. Enkazlar... Ezilmiş, dağılmış bisküvi gibi istiflenmiş enkaz yığınları... Enkazın başında, acaba canlı var mı ümidiyle bekleyenler. Büyük bir gayretle arama kurtarma faaliyetinde bulunanlar. Feryatlar, çığlıklar... Ekranlara yansıyan yürekleri dağlayan manzaralar... Görüntülerini seyrederken bile dayanılmaz olan manzaralar...
Ya bu felaketi bizzat yaşayanlar? Onların durumunu satırlara dökmek imkansız. Kimisi hayırlı geceler diyerek uykuya uğurladığı anne-babasını, kimisi ciğerpare yavrusunu, kimisi aynı yastığa baş koyduğu, sevinç ve üzüntülere birlikte göğüs gerdiği eşini, kimisi tüm yakınlarını kaybetmiş. Yıllardır dişinden tırnağından arttırarak sahip olabildiği evleri, herşeyleri yerle bir olmuş.
Yaşanmışı ekranda görmenin dayanılmazlığı bir tarafa, bu manzaraların her bir karesinde yer alanların hüznü, yüreklerinde hissettikleri acı ve ızdırabın yüzlerindeki yansıması, insanın yüreğini dağlıyor ve iliklerine kadar titretiyor.
Meğer ne zormuş sevdiklerimizi elimizden yitirmek. Ne zormuş sabaha çıkamamak, akşam görüşüp konuştuklarımızla o akşamın sabahı buluşamamak. Ne zormuş yıkıntılar arasında çaresizce dolaşmak. Kıyamet sonrasını andıran sokaklarda ölümü koklamak meğer ne zormuş.
Deprem felaketi, milletçe hepimizi büyük bir acıya boğdu. Biz, her acı ve zor günümüzde devlet ve milletçe el ele vermeyi, birlik olmayı, acıları paylaşmayı, yaralarımızı sarmayı başarmış büyük bir milletiz. Bu alanda eşsiz örnekler vermişiz. Bu hasletimiz, bu elim olayda da bütün açıklığı ve gerçekliğiyle ortaya çıktı ve milletimiz depremzedelere el uzatmak için seferber oldu. Milletimizin yardımlaşma bilinci, dayanışma duygusu, kardeşlik anlayışı her türlü takdirin üzerinde.
Bu vesileyle depremzedelerin yardımına koşan, adeta yardımlaşmada yarışan herkese, Karşıyakalı hemşehrilerimize şükranlarımı arz ederken, depremde vefat eden bütün kardeşlerimize Allah’tan rahmet, yakınlarına sabır ve metanet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Yüce Allah göçük altında kalan kardeşlerimizin sağ salim çıkmalarını nasip eylesin. Onları kurtarmak için canla başla gayret gösteren ekiplere kolaylıklar ihsan eylesin. Bizleri korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eylesin. Yüce Allah milletimize bir daha böyle acılar yaşatmasın. Milletimizi ve tüm insanlığı her türlü afetten muhafaza buyursun.
Milletimizin başı sağolsun. Milletimiz, Devletimiz varolsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!