Çok zayıf olsa da; arada sırada akılları başlarına gelen bazı yazarlar, yöneticiler Türk sporunun rengini bozan, geleceğin ümidi olan çocuklarımıza ayyıldızlı formanın kapılarını kapatan yabancı transfere veya Osmanlıdan kalan tabirlerle devşirmelere değiniyor, kısık sesle isyan ediyorlar. Bunda bence sorumlu veya biraz sertçe suçlu devletin spor politikasını yönetenlerdir. Eğer bu topraklar zerinde Türk töresini, Türk kültürünü sonsuza kadar yaşatmak hedef ise, MİLLİ TRANSFER konusunu her alanda ilk plana almamız lazımdır. Son yıllarda milli silah sanayimiz göğsümüzü kabartıyor. Kısa bir süre sonra teknolojik transferle ülkemizi savunurken kimseye muhtaç olmayacağız. Bunu sporda da düşünmemiz lazım. Fenerbahçe’nin fırtına gibi esen takımının son maçında takıma baktım. Bir tek Türk bizim çocuğumuz var. Yıldızlarda, Gençlerde Avrupa’da şampiyon olan bizim Ay-yıldızlı çocuklarımız nerede? Yoklar. Çünkü BASKETBOLU yönetenler buna bir SİRK gözüyle bakıyorlar da ondan. Şimdi, “Avrupa’da da dünyada da böyle” diye cevap vermek isteyenlere “Türk olarak teknik alanda aklı, fikri teknolojisi transfer edelim amma; bizi silecek, ülkeye yarar sağlamayacak davranışları maymun gibi taklit etmeyelim” diyorum. Alkışlarla devşirdiklerimiz de dopingli çıkıyor buna verilecek cevap var mı?
Evet, Devletin Milli bir spor politikası olmalıdır. Bu ülkeyi temsil edecek bizim çocuklarımızdır. Kendini ispat etmiş yabancı öğretmene, antrenöre, yöneticiye
EVET, sporcuya HAYIR. Milli spor politikamız olmalıdır. Bunun fakatı, amması yok.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!