Spor, insanlık ruhu…

Ülkemiz için son derece önemli olan bir ödülü almak için geçtiğimiz hafta Belçika’nın başşehri Brüksel’deydim…

Avrupa Fair Play Birliği (EFPM) tarafından bu yıl ilk kez verilen ve “Büyük Ödül” olarak isimlendirilen “European Fair Play Movement Fair Play SPIRIT Award 2018 (2018 Avrupa Fair Play Hareketi, Fair Play Ruhu Ödülü) törenine katıldık.
Böylesine anlamlı bir ödülü birkaç güvenlik kontrolünden sonra girdiğimiz “Brüksel Parlamentosu Balo Salonu”nda dünyanın en önemli spor adamlarının, halen kulaklarımda çınlayan alkışları arasında almak…  Bu mutluluk nasıl tarif edilir? Şu anda bilemiyorum…
Sahnede heyecanlı mıydım?
İnanın hatırlamıyorum.
Ödülü alma gerekçesi ve tanıtımım sırasında Türk ve Türkiye kelimelerini duydukça tüylerimin diken diken olduğunu asla unutamam…
Ve ödül verildiğinde de tek düşüncem; Türkiye’ye getirmenin mutluluğunu yaşayacağımdı…
Bugüne kadar aldığım çeşitli ödüllerin yanı sıra uluslararası alanda ve ilk kez Türkiye’ye verilen bir ödüle sahip olmak gerçekten çok önemli.
İnanılmaz bir haz ve mutluluk verici olay…
Hele hele buna talip olmadan, onların (Avrupa Fair Play Birliği) sizin çalışmalarınızı takdir ederek vermesi ise tarif edilemez bir duygu…
Buna benzer bir duyguyu da, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Konseyi’nin 2005 yılında “Sportif İletişim Dalında Büyük Ödül”ü şahsıma vermesiyle yaşamıştım.
Yine talip olmadan, yarışmaya girmeden büyük ve onurlu bir jüri tarafından verilen ödül gerçekten mesleki ve spor yöneticiliği yaşamımda “İyiye, doğruya, güzele…” sloganını beynimize yerleştirdi…
Böylesine başarılar tesadüf mü? Şans mı?
Kendi kendime sürekli sorduğum bu konuya, bir açıklık getirmek amacıyla izniyle üstadımız Erdoğan Arıpınar’ın söylediği sözü kullanıyorum: “Sen bu ödülleri gerçekten hak ettin…”
Yaşam içinde bu tip ödüller her zaman mutluluk rüzgârlarının esmesinde en büyük etken oluyor.  Meslekte moral ve motivasyonun en önemli rolü böyle güzellikler olsa gerek!..
İnsanlar hep hak ettiklerini günün birinde mutlaka alıyor olmalı...
Ne kadar da doğru söylemişler: “Ne ekersen, onu biçersin…”
Buna gerçekten inanın…
Belçika’da ödülün yanı sıra dünyanın en önemli spor adamlarıyla birlikte 3 gün geçirmenin keyfini de yaşadım.
Özel izin ile katıldığım “24. Avrupa Fair Play Kongresi”nde beş dinin temsilcisi din adamlarının spora bakış açılarını, fair playin neden gerektiğini dinlemek, sunumları duymak ve onların spora bakış açılarını görmek “yakalanacak en büyük bilgi”lerden biriydi….
“Spor, insanlık ruhu” derken, çeşitli spor fakültelerinin ünlü profesörlerinin spor ve fair play sunumlarından çıkarılacak çok ders notu vardı…
Konuşulanların hepsini dimağımızın en derin köşelerine kazıdık!
Özellikle 2. Gün katılan delegelerin kendi aralarında grup oluşturup fair play için önerilerinin yapıldığı çalıştayda, Türk-Azeri grubunda yer bulmanın hazzını nasıl anlatabilirim ki… Hele hele sunduğum önerinin Avrupa Konseyine öneri olarak gitmesine ne demeliydim acaba?
Kongrede Türk heyetinin ağırlığını her konuda hissettirmesi göğsümüzün kabarmasına vesile oldu.   Avrupa Fair Play Birliği (EFPM) 2. Başkanı Erdoğan Arıpınar’sız bir birlik düşünmek imkânsız gibi…
Arıpınar, Avrupa ve dünya birliğinde ağır bir top… Üstelik tamamen bilgi, beceri, sevgi ve saygınlığıyla… 
Pratik zekâsı, organizasyon ustalığı, mesleki tecrübesi ve sevecenliğiyle grubun göz bebeği, vazgeçilmezi… Orada kutladım… Huzurlarınızda ellerinden öpüyorum…
Arıpınar; Dünya ve Avrupa Başkanlarının da “bizim için olmazsa olmaz” dediği kişi…
Ne mutlu…
Avrupa Fair Play Birliği (EFPM) Denetleme Kurulu Üyesi Prof. Dr. Bilge Donuk’un çalıştaydaki akıcı İngilizcesiyle sunumu alkışların en büyüğünü aldı. Genç yaşında profesörlüğe kadar yükselen akademisyen spor adamı Donuk’un, geleceğini de parıldayan bir ışık gibi görmenin mutluluğunu söylemeden de edemeyeceğim…
İzmir-İstanbul-Brüksel…  Gidiş ve dönüş…
Üstelik yağmurlu, eksiye yaklaşan soğuk hava…
Yorgunluk mu?..
Asla… “Spor, insanlık ruhu”na fair play ile hizmet ve karşılığında ödül tüm yorgunluklarını yok edip gideriyor…
Ne mutlu yüreğinde fair play olgusu taşıyanlara…