Zafer çığlıklarıyla mutluluğun doruk noktasına çıkanların sevincine ortak olan gönül verenlerin mutluluğunu düşünebiliyor musunuz?
Zirvede olmanın keyfine diyecek yoktur…
Son dönemde futbolda şampiyon olma başarısını yakalayan Altay, eski günlerine doğru emin adımlarla giderken ikinci kez bir üst lige çıkarak “Büyük Altay” imajını yeniden yakaladı. Aslında Altay’ın camia olarak büyüklüğüne diyecek yok!.. Olamaz da… Sadece idari sıkıntılar, ekonomik çıkmaz Altay’ı yaşadığı bunalımlı günlere sokmuştu. Son yönetimin idari başarısı, sportif başarıya dönüşünce de “Büyük Altay” bir adım daha yükseğe çıktı ve gerçek yeri Süper Lige daha da yaklaştı. 1. Ligde yeniden boy gösterecek olan siyah beyazlıların “şampiyonluk” sevinci İzmir’e kutlu olsun…
Altay’ın sevincine ortak olan İzmir ve Ege, bir başka efsane takımlarımızdan bir döneme adımı yazdıran ve “Türk Futbolu”nda kendi malı tesisi ve futbol alt yapısıyla devrim yaratan İzmirspor bugünlerde 18 yıl sonra gelen şampiyonlukla BAL’a (Bölgesel Amatör Lig) çıkmanın sevincini doyasıya yaşıyor…
Şampiyonluk… Hangi ligde olursa olsun insanları ve camialarını sonsuz sevince büründüren olgu…
Türkiye Kupası’nda “Tarih yazan” Ege’nin süper ligdeki ilçe takımı Akhisarspor yarıfinaldeki Galatasaray zaferinin ardından finalde de Fenerbahçe gibi futbol devine üç gol atarak inanılmaz başarıya ulaştı…
Diyarbakır’da oynanan ve “pasolig skandalı” nedeniyle de Akigolarından mahrum kalan Akhisarspor buna karşın seyirci dezavantajını da hiç kafasına takmadı, golleri peşpeşe sıralayıp kupaya uzandı…
Formasını giydiğim, kuruluş evraklarını doldurduğum, büyüklerimin yattığı toprakların takımı gerçekten “inanılmaz başarı” öyküsünü bir kez de kupada yazdı… Elbette zaferin mimarları Okan Buruk, yardımcıları ve öğrencileri… Ama kaf dağının ardında görünmez kahramanlar var ki; bunlar asla unutulmamalı… Belediye Başkan yardımcısı, Akhisarspor’un profesyonel liglerdeki ilk başkanı Ömer İşci’den bu yana Hüseyin Eryüksel başkanlığındaki yönetim bu kupanın ardındaki gerçek kahramanlar…
Akhisarspor’un stadına kavuşmanın ardından bu kez de Türkiye Kupası’na sarılması, kenti şimdi “Avrupai Şehir” kategorisine de soktu. Şimdi “Türk Futbolu”ndaki sorumluluğunu daha da fazla olarak içine sindirecek olan Yeşil Siyahlılara “zeytinin başkenti”nin futbol sevdalısı halkı da dört elle sarılmalı ve bağrına daha sıkı sıkı basmalı…
Şimdi zeytin kadar futbolun da reklamı ilçenin duyurulmasına vesile olacak. Futbolun getireceği reklam rüzgarı zeytincilerden tutun da tüm esnafa yarar sağlayacak…
Tebrikler şampiyonlar…
Bugün için “İzmir Futbolu”nda çiftte şampiyonluk keyfi Altay ve İzmirspor ile gelirken, ne yazık ki; iki büyük camia Karşıyaka ve Bucaspor bir alt lige düşmenin karalarını bağladı… İnşallah tez zamanda onlar da toparlanır ve hepimizin arzuladığı gerçek yerlerine yerleşir.
Futbol, yenmek kadar, yenilmenin de kutsal olması gereken üç sonuçlu bir oyun. Oyunu kuralına göre oynadığın sürece kazanmaman için hiçbir neden yok. Yeter ki; her şey adil olsun. Bunu yaratmak da camiaların kendi seçimi. İşte bunun için de her konudaki tercihler doğru yapılmalı.
Yoksa bilirsiniz atalarımız ne demiş: “Geçti Bor’un pazarı… Sür eşeğini Niğde’ye…”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!