Bostanlıspor’un futbol, basketbol, voleybol, tenis gibi popüler olan spor branşlarının yanı sıra İzmir’de pek bilinmeyen ve yapılmayan spor branşlarında takım kurup liglerde mücadele ederek Türkiye çapında başarılar elde ettiğini bilmeyen kalmadı gibi…
Başkanlığını sürdürdüğüm kulübümüzün yönetim kurulu toplantısında bir arkadaşımız kendisine gelen öneriyi aktardı:
“Başkanım birkaç arkadaşım var rafting yapmak istiyorlar. Ne dersin?”
Gerçekten ilginç teklifler almıyor değiliz. Bu da bir tanesi oldu. “Tamam da, Ege’de bu sporu yapacak nehir mi kaldı?” dedim.
Konuyu orada noktaladık. Sonra da merak ettim, eve döner deönmez de şöyle bir araştırdım.
Rafting, "ekip ruhu"nu, beraberliği, birlikte hareket etmeyi; cesareti ortaya koyan, tek başına yapılamayan, raft adı verilen küçük botlarla yapılan bir spor.
Daha önceleri askeri amaçlarla kullanılan bu botlar zaman içinde sportif amaçlı kullanılmaya başlanmış ve Rafting sporu ortaya çıkmış. 6 veya 8 kişilik botlarda sporcuların hepsi kürek çekiyor. Sandallarda olduğu gibi kürekler bota sabit değil. Botun en arkasına en deneyimli sporcusu olan rehber oturuyor ve diğer sporcuları yönlendiriyor. Rafting sporunun amacı kişilerin üzerinde bulunduğu raftı kürekler yardımıyla yönlendirerek botu devirmeden turu tamamlamak.
Google’den rafting fotoğraflarını da araştırdım. Fotoğrafa baktığımda biri ilgimi çekti... Tekrar tekrar baktım... Çünkü çok tanıdık bir simaya rastlamıştım. “Acaba o mu, değil mi?” tereddüdümü bir telefonla giderebilirdim. Öyle de yaptım. Açtım telefonu Ali Erten’e...
“Senin oğlan basketbol oynuyor biliyorum. Raftingte bir fotoğrafını gördüm. Korkunç derecede benziyor. Yanılıyor muyum?” dediğimde aldığım cevap beni hem şaşırttı, hem de mutlu etti:
“Evet, benim oğlum Metehan…”
Teşekkür ettim, telefonu kapattım.
Sonra araştırdım ki, Metehan Erten iyi bir raftingci. Önce babasıyla hobi olarak başlamış... Şimdi de, fırsat buldukça turlara katılıp rafting yapıyor, arkadaşlarıyla birlikte nehirlerde dolaşıyor…
"Doğma büyüme Karşıyakalı" ancak baba tarafından Karadenizli olan Metehan, özellikle de yaz tatillerinde babasının memleketine gittiğinde soluğu nehir kıyısında alıp, oradaki ekip ile birlikte bu sporda da ter döküyor...
Aslında ülkemiz rafting için son derece uygun akarsulara sahip. Köprü çay, Dalaman çayı, Esen çayı, Dim çayı, Fırtına deresi, Melen çayı, Alara çayı, Manavgat çayı, Çoruh nehri, Zamantı çayı, Maçka, Tortum ve Barhal çayı bunların en başında gelen akarsularımız...
Önce araştıracağız... Ege'de nerede yapılabilir. İnşallah Gediz ve Menderes nehirleri temizlenir de bir zamanlar hayal kurulan bu spor branşı orada da yapılabilinir... İşte o zaman Metehan’a teklifte bulunacağız, rafting takımı kurmak için… Bakarsınız 24. Branşımızda bu olur…
Annesi öğretmen, babası makine mühendisi olan, Zeynep'in ağabeyi 1998 doğumlu Metehan’ın bu doğa sporundaki başarısının yanı sıra basketbolundan da söz etmeliyiz. İnanıyorum ki, yakın bir gelecekte Pınar Karşıyaka yeni bir yıldız daha kazanacak. Döneminin en başarılı uzun oyuncularından KSK’nin yıldızlarından Şadi Olcay’dan ilk derslerini alan Metehan, milli oyuncuyla 6 yıl çalıştıktan sonra 2011 yılında Pınar Karşıyaka’ya geçti ve şu anda da Pınar Karşıyaka B Genç Basketbol takımının başarılı bir oyuncusu.
Üstelik, sadece sporda değil. Öğreniminde de öyle... %100 eğitim-spor bursu ile okuduğu İzmir Türk Koleji’nin not ortalaması 94,21 olan başarılı öğrencilerinden birisi. Spordaki başarısının yanı sıra sosyal sorumluluk projelerine de imza atıyor. Okulda arkadaşlarıyla birlikte kurdukları "Grup İTK"da bateri çalıyor. Grubun bir de çıkardığı CD'si var...
Hedefini de çizmiş: İyi bir insan, iyi bir sporcu ve mühendis olmak...
Başarılar Metehan...
XXX
Sebebi mi var?
Basketbol üst liglerinde Karşıyaka’yı temsil eden iki ekip olan Pınar Karşıyaka ve Bostanlıspor basketbol takımları yeni sezon çalışmalarını sürdürüyor.
Kondisyon antrenmanları için Manisa’nın Spil Dağı'nın yamaçlarını seçen Pınar Karşıyaka ve Bostanlıspor basketbol takımları aklıma “Yamanlar Dağı ne güne duruyor?” sorusunu getirdi.
Karşıyaka Belediyesi’nin Gençlik Merkezi’nin de bulunduğu, bildiğim kadarıyla içinde spor sahaları ve kros alanının da yapıldığı dev tesis ve yemyeşil doğa harikası Karşıyaka’nın nefes aldığı, hemen yanı başındaki Yamanlar Dağı neden tercih edilmiyor?
XXX
Ayrı ama… İç içe…
Karşıyakalılar, KSK’yi o kadar özümsüyorlar ki; Karşıyaka ile Karşıyaka Spor Kulübü’nü her zaman iç içe sokuyorlar.
Oysa ki; Karşıyaka İzmir’in ilçesi. Karşıyaka Spor Kulübü (KSK) de bir spor kulübü derneği. Sivil Toplum Kuruluşu. Ama gelin görün, her şey iç içe…
Gelen mektuba ve tüm yazışmalara bakarsanız adreste, özellikle de Karşıyaka kısaltılacaksa mutlaka; KSK yazılır. KSK Lisesi, KSK/İzmir, KSK İskelesi, KSK İstasyonu, KSK Spor Salonu, KSK Çarşısı... Üstelik nereye giderseniz gidin mutlaka, KSK'nin ön isim olarak kullanıldığı tabelaları görürsünüz...
KSK Belediyesi, KSK Kaymakamlığı, KSK Adliyesi yazanlar, söyleyenler de çoğunluktadır. Bu örneklere en yenisi de Karşıyaka Belediyesi Çağrı Merkezi eklendi: 444 5 KSK (575)
KSK’nin bir çağrı merkezi yoktu o da tamamlandı…
Hayırlısı…
XXX
Şubeler tek tek kapanıyor
Yakın zamana kadar rekor sayıdaki şubesi ve milli sporcularının Dünya ve Avrupa Şampiyonluklarıyla övünen İzmir Büyükşehir Belediyespor Kulübü'nde rüzgar ters esmeye başladı.
Ekonomik sıkıntı gerekçesiyle önce maaşlarda indirime giden, sonra personel çıkaran İzmir Büyükşehir Belediyespor'da şubeler de tek tek kapanmaya başlıyor.
Geçen sezon pek çok şubesine kilit vurup, bazılarında yarışmacı takımlarını ligden çeken kulüp, önce 1. Ligdeki atletizm takımını lavetmişti. Şimdi de bayan güreş takımının kapanacağı gündeme geldi. Sırada şampiyon sualtı ragbisi ile bazı başarılı branşlarda küçülmeye gitme veya alt yapıya ağırlık verme söz konusu.
İnşallah İzmir'e ve İzmir Sporuna büyük hizmetler veren kulüp yanlış kararlarla telafisi imkansız hatalar yapmaz...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!