Size bugün bir büyüğümden bahsedeceğim…
Sevdiğim, saydığım, her yönüyle takdir ettiğim bir ağabeyim…
O kadar fazla görüşemesek, sürekli yüz yüze sohbet edemesek bile kalplerimizin bir olduğundan hiç şüphem yok!
Bugünlerde keyfi kaçtı. Sebebi de kardeş bildiği Türk Siyasetinin ve CHP’nin önde gelen isimlerinden, geçmişte, Türkiye Barolar Birliği Genel Sekreteri ve Türk Eğitim Derneği Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan, 22 Temmuz 2007 Genel seçimlerinde CHP'den Manisa milletvekili seçilen Şahin Mengü’yü kaybetmiş olması… Halen içi yanıyor… Sönecek gibi de değil!..
Canından can kopmuş gibi üzgün, hem de çok!.. Ama hayat devam ediyor…
Kendisinden söz edecek olursak;
Öncelikle kaliteli yazar… Kitapları okunacak türden. Hatta bir değil, birkaç kez… Hem de ders çıkarılacak gibi yazdıkları… Satır satır oku... Okudukça da not al. Mutlaka bir gün gerekecek, ona başvurabileceksin!
Büyüklere Masallar, Sağır Soba, Zincirbozan, Çengel İşkencesi hemen aklıma gelen eserleri…
Çok başarılı yönetici… Görev yaptığı tüm kurum ve kuruluşlarda işini dört dörtlük yaptı. “Bu vatan bizim… Bu şehir bizim…” düşüncesiyle maddiyatı değil, maneviyatı düşünerek gecesini gündüzüne katarak çalışması halen dillerde…
Dirayetli başkan… 16 yıldır sırtladığım ve hale de devam ettiğim Bostanlıspor’a benden çok önceleri bir dönem yönetim kurulu başkanı olarak hizmet ederek, bir adım ileriye taşıdığını çok iyi biliyorum… O dönemde de futbol takımı başarılarıyla amatör futbol dünyasında dikkatleri çekmişti.
Tarihçi… Belgeleriyle konuşur her an… Arşivi gerçeklerle dolu. Düzmece, yalan dolandan nefret eder.
Harika televizyon yöneticisi… Bir dönem yönettiği yerel televizyonda reytingleri ulusal televizyonları aşınca Türkiye Gündemine oturmuştu… Birlikte çalışmamızı önerdiğinde, “Seni kıramam. Haftada bir saat, pazartesi günleri spor programı yapayım” dedim. Hemen kabul etti. “Sen işini iyi yapar ve kimseyi karıştırmazsın. Her şey sende. Ne istersen yap. Sana kimse karışamayacak. Talimat veriyorum” cevabını verince, el sıkıştık!
Başladık spor programına… Bir saatin sonuna yaklaşmıştık ki; rejiye saati göstererek “bitirelim mi?” işareti yaptığımda, Mehmet Erdül ile göz göze geldim… Elleriyle “devam” diyordu… Saat 20.00’de başladığımız program, 22.30 olmuş, biz konuşmayı sürdürüyorduk, konuklarımızla… Kendisi reji odasında programı izliyor, ne zaman göz göze gelsek “devam, devam” diyordu… Biliyordu, programı yarıda bırakmayacağımı… O zaman mecbur saatleri olmadığından reklama da girmiyordu kaçar giderim diye… Saat 00.45 olmuş farkında bile değiliz… Sonunda programı “Dün başladık, bugün bitirebildik... Her kese çok teşekkürler… İyi geceler… ” diyerek kestiğimi hatırlıyorum…
Sonrasında spor programları üzerime kaldı… Pazartesi akşamları, salının ilk saatlerine kadar sürdü programlarımız, o genel müdürlüğü bırakıncaya kadar… Sabah, öğle, akşam da spor haberlerini hazırladık, küçük bir ekiple…
Her zaman başarının, başarılının yanındaydı… Bunu yaşadım!.. Başarı için yapamayacağı hiç bir şey yoktur… Herkese, her kesime destekte var olduğunun bilinmesini ister ve gerektiğinde de canını bile verecek kadar cesurdur…
Kimden mi bahsediyorum. Elbette Mehmet Erdül’den…
Siz tanır mısınız?
2021 Temmuz’un 10’unda yazmıştım, “Adam” diye…
İnsan… İşte burası çok önemli!
Tekrarlıyorum “Adam… Üstelik de adam gibi adam!” Hem de; “10 Numara, 5 Yıldız…”
Yaşamındaki başarılar çok sıra dışı. Kredi Yurtlar Kurumu, İzmir Gençlik Spor İl Müdürlüğü ama en önemlisi ESHOT ve İZULAŞ’ın aynı anda genel müdürlüğünü yapmış olması, İZDENİZ’i kuran kadroda kilit rolü oynaması bu güzel insanın İzmir Ulaşımındaki varlığını ortaya çıkarıyor… Sonradan bozuldu mu ulaşımın sistemi bilemem ama bugün süre gelen başarılı pek çok yöntem ve icraat var ve devam ediyorsa da, tek kelimeyle onun eseri…
Her an elinden düşmeyen telsiziyle, sabahlara kadar araçları ve trafiği yönetmesi o günkü gazete arşivlerinde manşetleri süsledi…
Bugün bunları görmek olası mı?
İmkansız gibi!.. “Nerede böyle müdürler, bürokratlar?” dediğinizi duyar gibiyim… Söyleyin, söyleyin. Korkmayın!..
Unutmayın; Güneşin sana ulaşmasını istiyorsan gölgenden çıkmalısın.
O asla gölgesine sığınmadı!..
Hep güneşe ulaşmaya çalıştı!..
Güneşe ulaşmak isteyen çok insan Mehmet Erdül’ün yerinde olmak ister. Oysa hep “Taş yerinde ağırdır” olarak düşünürüm. İnsan birisini rol model alabilir ama asla aslı gibi olamaz… Unutmayın; Asalet damarlarda değil davranışlarda saklıdır…
Mehmet Erdül’ün sportif yönünden bahsedecek olursak, her an sporun içinde olmuştur.
Şöyle biraz gerilere gidersek, Gençlik Spor İzmir İl Müdürlüğü döneminde ve Yüksel Çakmur’un Spor Bakanlığında etkin bir rol oynadı, İzmir için… Bugün basketbolda takımlara hizmet veren Cumhuriyet Mahallesi Spor Salonu yanılmıyorsam onun çabaları sonucunda yapılmıştı…
Dahası da var. Hangi birisini saysam…
“Ben değil, devletim yaptı” der her zaman… “Hizmet için varım” sözünü tekrarlar…
Ne kadar güzel değil mi?
Hem mütevazı olacaksın. Hem de erdemlilik göstereceksin. Her zaman perde arkasında kalarak “ben yok, biz var” söylemleriyle iş bitireceksin…
Şöyle bir bakıyorum da; iş yapmayıp ön planda, sahnenin üzerinde, hele hele bazılarının sırtına çıkarak bir yerlere yalanla dolanla gelenleri gördüğümüz, bildiğimiz için Mehmet Erdül ve onun gibilerin kıymetini daha çok anlıyoruz!..
“Bazı insanlar alçak gönüllüdür. Bazıları ise alçak olmaya gönüllüdür.” Necip Fazıl Kısakürek’in sözü yukarıda yazdığımız iki örnek, insanlığı ne kadar güzel anlatıyor değil mi?
Siz siz olun; Hz. Muhammed’in sözünü sakın unutmayın: “Alçak gönüllülük, kişiyi yüceltir.”
Bu sözü unutmadığı için yücelmiştir; Mehmet Erdül ve onun gibiler…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!