Sezen Aksu’yu seversiniz, sevmezsiniz.
Onu bilemem. Ancak şarkıları için tek kelime ile “Mükemmel” demek, gerçekten doğru bir kelime olur diye düşünüyorum.
“Minik Serçe” olarak da bilinen İzmirli sanatçının 1984 yılında çıkardığı, günümüze kadar süre gelen albüme adını veren ilk şarkısı “Sen ağlama”yı hatırlayacaksınızdır…
“Hasret oldu, ayrılık oldu,
Hüzünlere bölündü saatler.
Gördüm akan iki damla yaş,
Ayrılık da sevgiyle beraber.”
Diye başlayıp süren şarkıyı Aysel Gürel ile Sezen Aksu yazmış, Onno Tunç da bestelemiş…
Sanatçı şarkısının en vurucu bölümünde şöyle sesleniyor:
“Sen ağlama dayanamam.
Ağlama göz bebeğim sana kıyamam.
Al yüreğim senin olsun,
Yüreğim sen de kalırsa yaşayamam.”
Bu şarkı bugünlerde Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü için söylense yeridir…
Sevgili başkanım sen ağlama yeter!..
Gerçekten üzüldüm… Çiğli Belediyespor bir kez daha Türkiye 3. Lig kapısından döndü… “O gece, bu sene” diyenlerden daha fazla ümitliydim. İlk iki maçı oynayacak, 3. Günü beklemeden İzmir’e şampiyon olarak “3. Lig ekibi” unvanı ile dönecek diyordum ama olmadı… Sonuç böyle olunca tur da kursağımızda kaldı!
Futbol bu… Yenmek var, yenilmek de… Yenemiyorsan yenilme derler… Onun adı skordaki beraberlik… Skor bir yana, Çiğli’de yaşamda görülen birlik ve beraberlik, kenetlenme, şampiyonluğa ant içmişlik ne yazık ki yine son anda rüyaları gerçeğe dönüştüremedi. Utku başkan 2. Kez hüsrana uğradı…
“Bir şarkı, bir şiir gibi
Yaşadım canım acıları.
Senden bana hatıra şimdi
Sakladığım sevgili kederler.
Bir sır gibi saklarım seni.
Bir yemin, bir gizli düş gibi.
Ben bu yükü taşırım sen git.
Git acılanma.”
Diyen başkan Utku’ya inanıyorum ki; Çiğlililer de sözlerin ardındaki şu nakarat ile sesleniyordur:
“Sen ağlama, dayanamam.
Ağlama göz bebeğim sana kıyamam.
Al yüreğim senin olsun,
Yüreğim bende kalırsa yaşayamam…”
İnşallah seneye be başkan!..
Gel şimdi, bu travmayı atlat… Sakince düşün ve bu yıldan ders çıkar. “Hata” varsa da onu bul ve daha güçlü ekip yarat. İnananlarla birlikte, inancını yitirmeden şimdiden hazırlıklara başla… İnanıyorum ki; sen başarırsın. Başaracaksın… Ve bir yıl gecikmeli de olsa çıkaracaksın takımını arzulanan ve hakkın olan Türkiye 3. Futbol Ligine…
Yeter ki, inancını yitirme…
Bir de Bob Marley’in şu sözünü unutma “Senin için mücadele etmeyen insan, sadece gitmeni bekliyordur.” O nedenle ekibini iyi kur! “Doğru zamanda, doğru adamlar…” Sen ne demek istediğimi bilirsin!
Nasıl Çiğli’ye “köy” diyenlere çalışman, inancın ve iradenle “özür” dilettiysen…
Nasıl Çiğli’yi deniz kenti yaptıysan…
Nasıl flamingolara Çiğli’de yaşam kaynağı olduysan…
Nasıl “kimsesizlerin kimsesi” olmayı başarıp, “iyilik”lerle gönüllerde taht kurduysan…
Nasıl memurun, işçin, halkınla bütünleşip zorlukları aşmaya çalıştıysan…
“Boş verin bunları” diyenleri tiyatroya, konsere, sergiye getirip de şehrini sanatın merkezi yaptıysan…
Hele hele sevdiğin, gönül verdiğin futbolda başarıyı er geç yakalayacaksın!..
Sakın yılma başkan…
Bak Bahri ağabeyime…
Hiç yılmadan mücadelesini sürdürüyor…
Yabancı futbolcuların kısıtlanması için “Don Kişot misali” yel değirmenlerine saldırı değil de; TFF’ye öneri üzerine öneri yağdırıyor…
Vazgeçmiyor…
Sen de vazgeçme!
Bahri Vreskala iddia ediyorum ki; İzmir’in efsane gençlik spor il müdürlerinden birisidir… Sevgimi hiçbir zaman esirgemeyeceğim büyüklerim listesindedir…
Spor bilgisine, yaşam felsefesine, fikirlerine, söylemlerine saygı duyarım… Çoğu kez ağır şekilde eleştirdiği de olmadı değil… Hiç kırılmadım; “vardır bir bildiği” diyerek ders çıkarmaya çalıştım…
Son yazımdan sonra yurt dışında olduğu için e-mailime yolladığı yazısının noktasına, virgülüne dokunmadan aktarıyorum:
“Bu günkü, "Başarının yolu, konuşmayı bırakmak ve yapmaya başlamaktır…." yazını okudum. Gerçekleri yazmışsın, çok güzel ama bana göre, tanıdığım Avni’nin düşüncelerini göremedim. Zira örnek gösterdiğin Erkut Şahin’e gerçek gazeteciliği öğreten de Avni Erboy'dur. Ama Altay ve Göztepe'nin Süper Lig'den düşmelerinin gerçek ve en önemli sebebine maalesef uzun yıllar tanıdığım Avni Kardeşim de ne hikmetse değinmiyor. Biliyorsun ben yıllardır her ortamda, her toplantıda Süper Ligde çok fazla sayıda yabancı futbolcuların varlığı futbolumuzun gerilemesine sebeptir. Yöneticilerin bel bağladığı ve çok sayıda yabancı futbolcularla Avrupa’da mücadele etmelerine rağmen maalesef UEFA da başarılı olamadılar ve Erkut Şahin'in sosyal medyada yazdığı gibi, “Yüzölçümü Karşıyaka kadar olan, Seferihisar kadar insanın yaşadığı 50 bin nüfuslu Villareal Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna koşuyor ama 5 milyonluk İzmir'in seneye Süper Lig'de takımı yok. Bu ayıp bu kente yeter…” ifadesi gerçeğin ta kendisidir. Bu ifade benim mücadelemin de açık bir göstergesidir. Bildiğimiz gibi futbolumuzda 31 yıl sonra en kötü UEFA puan sıralamasındayız. Çok genç ve yetenekli bir nüfusa sahip ülkemizin, aşağıdaki UEFA ülke puanı sıralamasında 20. Sıraya gerilemesi ile son sırada bulunan çok küçük bir nüfusa sahip Güney Kıbrıs’tan önce yer alması hepimiz için çok acı ve düşündürücüdür. O kadar ki; aşağıdaki UEFA puan listesinde görünen tablo Erkut Şahin'in sosyal medyadaki açıklamasına bire bir uymaktadır. Ülkemizin toplam nüfus ve genç nüfusundan çok çok az olan Erkut Şahin’in de belirttiği gibi ancak Güney Kıbrıs'tan önce 20 sıraya düştük. Bu bizim Ülkemiz için kara bir lekedir. Bunu yaratanlar utansın. Bana göre Ülke ve İzmir olarak bu kadar kötü olmamızın en önemli nedeni ve sebebi maalesef yabancı futbolcu ve yabancı teknik direktörlerdir.”
Sevgili Utku başkanım, Bahri Vreskala inanın hiç vazgeçmiyor. Oturup yazıyor. Söylüyor. Birilerine yolluyor…
Sonuç değişiyor mu?
Şu anda sahada ve masa başında hayır ama; beyinlerdeki gelecek düşüncesinde değişimi görmek olası!..
Sen de pandemi (bir kıta hatta tüm dünya yüzeyi gibi çok geniş bir alanda yayılan ve etkisini gösteren salgın hastalıklar) döneminde masa başında kaybettin… Sakın yılma, bıkma, bırakma… İnancım o dur ki; Sahada kesinlikle kazanacaksın!.. Unutma!.. Sen saha adamısın!
Biliyorum felsefenin bir maddesinde Nelson Mandela’nın “Mücadele benim hayatımdır” sözü var…
Bunu asla bırakamazsın… Bırakmamalısın!..
Sevgili başkan; “Mücadele edilecek bir yol daha varsa, hiçbir şey ümitsiz değildir.”
Bunu da aklının bir köşesine yaz…
Umut…
Not et: “Umutsuz durumlar yoktur, sadece umutsuz insanlar vardır...”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!