Karşıyaka’da son yıllarda gerçekleştirilen güzel bir oluşum, “Türkiye’ye örnek olmalı” ve her kentte bu tip toplantılar yapılmalı.
Kenti yönetenleri dinamik tutacağına inandığım Karşıyaka’daki oluşumun içinde yer almaktan mutlu olmak bir yana, o toplantılardan çıkan mesajları duymak inanın insanın çalışma şevkini ve kent sevgisini daha çok arttırıyor…
Karşıyaka’nın son derece çalışkan, duyarlı, kenti ve memleketinin her köşesini aynı duygularla seven “Bu topraklar benim. Daha da güzelleşmesi, üzerinde yaşayan canlıların daha mutlu olması için hepimiz üzerimize düşen görevi layıkıyla yapmalıyız” duygusundaki Kaymakam, düşünün şahsi telefonun numarasını halkın her kesimine vermenin yanı sıra, 24 saat de açık tutuyor. Toplantıları dolayısıyla açamadığı dönemlerde de geriye dönüş yapıyor.
“Ben görev için buradayım. Halkımın yanındayım. Onlarla birlikteyim, hizmet için görevlendirildim. Sorunları çözmeğe çalışacağım. O nedenle de bana herkes ulaşabilir” diyen Karşıyaka Kaymakamı Sadettin Yücel, her ay mülki amirleri, daire müdürlerini, özel kuruluşların üst düzey yönetici ve müdürlerini kahvaltıda bir araya getiriyor. Kentin sorunlarını tartışıyor.
Üstelik bunu da, her ay bir kurum ev sahipliği yaparak, “Türk Misafirperverliği”nden en güzel örneği sunuyor. Bu nedenle bile, yapılan toplantılar gerçekten ülkemize örnek olmalı…
Spor, kültür, ekonomi başta olmak üzere kent sorunlarının ve ülke gerçeğinin gündeme geldiği toplantılarda sporun da olmasını bir amatör gençlik ve spor kulübü başkanı, spor adamı, spor yazarı olarak buradan kaymakam beye iletiyorum… Elbette Karşıyaka ve amatör kulüplerin sorunları “Sabah Kahvaltısı”nda bitecek gibi değil ama bir toplantının da gündemini spor oluşturmalı… Katılanların spor konusundaki “bakış Açıları”nı görmeli…
Karşıyaka Kaymakamı Sadettin Yücel, gerçekten bilgi, birikiminin yanı sıra aile ve devlet terbiyesini “dört dörtlük” almış bir bürokrat.
Hani derler ya, “Tuttuğunu koparır” diye…
Gördüğüm ve yaşadığım olaylarda, kendisine getirilen tüm sorunları anında çözdü.
“Bağırıp çağırarak” dairelere giren vatandaşın sorununu dinleyip, çözüme kavuşturduktan sonra yüzünü güldürüp, üstelik “özür dileyerek” oradan ayrıldığına defalarca şahit oldum…
Karşıyaka Kaymakamı Sadettin Yücel’in telefonlarını isteyen herkese verdiğini belirtmiştim.
Yücel “Ekim ayı Karşıyaka Protokolü Toplantısı”nın yapıldığı Karşıyaka Çocuk Yuvası’ndaki konuşmasında telefonu açmama, geri dönmeme konusunu gündeme getirdi.
Daire müdürlerinin, çalışma arkadaşlarının gözünün içine bakarak; “Daire müdürü arkadaşlar, sizi telefonla aradıklarında telefona cevap verin. Ortam müsait değilse sonradan tanıyın, tanımayın geri dönün. Kontör dolandırıcılarına karşı da dikkatli olun. Ben tanıyayım, tanımayayım geri dönüyorum. Tereddüt ettiklerime santral telefonu ile geri dönüyorum. Ulaşılamaz arkadaşım olmasın. Kapılarımız, telefonlarımız açık olsun. Yaşadığımız olaylar insanlarımızda şu veya bu şekilde gerekli veya gereksiz bir psikolojik sıkıntıya sebebiyet verebiliyor. Bu durum da kamuda muhataplıklarda sıkıntı yaratabiliyor. Daire amirlerim olarak sizlerden rica ediyorum, bugünden itibaren özellikle yanlış anlamalara meydan verebilecek tutum ve davranışlar karşısında bir eksiklik görüyorsanız çalışma arkadaşlarınızı gözden geçirin” dedi.
Böyle kaymakam tüm ilçelere demek geçiyor içimden… Derler ya; “Tam vali olacak Kaymakam…” diye!.. Valiliğini istiyoruz ama, “bizden ayrılmasa…” diye de iç geçirmiyor değiliz…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!