Bugün Mevlana’nın “Ey İnsan! Kaf Dağı kadar yüksekte olsan da, kefene sığacak kadar küçüksün. Unutma her şeyin bir hesabı var; üzdüğün kadar üzülürsün” sözüyle yazıya neden başladık biliyor musunuz?
Bazıları, bazılarını üzdüğü için…
Bu hayat insan üzmeye değer mi?
Ya üzülmeye?
Ne yaparsanız yapın, insan olanı üzüyorlar…
Bu da yaşamın bir gerçeği!..
Son yazımızda müzelerden bahsederken, finali Karşıyaka Spor Kulübü Müzesi ile yapmış ve Karşıyaka-Lailapas futbol maçının hatıralarının nerede olduğunu merak ettiğimi belirtmiştim.
Müzeye teslim edilen ancak müzede göremediğim maçın topu ve açılan pankartın Karşıyaka’nın aktif gençlerinden Feruz Bozaslan da olduğunu kendi beyanıyla öğrendim.
Mutlu oldum. Adres belli…
Görüşmemiz de; nedenini anlattı.
Yazmamı beklemeyin.
Benim burada arabulucu olma gibi bir niyetim yok. Nedenini kendisinden dinlemeniz daha doğru olur diye düşünüyorum. Bazen lafı taşıyan öyle bir taşıyor ki; aynen bir delinin kuyuya attığı taşın bin akıllı tarafından çıkarılamadığı gibi… Hayat boyunca bunlarla savaştık. Öğrendiklerimizin gerçeğini anlattık, özürleri kabul ettik. Ya bilemediklerimiz? Tek taraflı düşünenler?
İşte küslükler hep bundan; ikiyüzlü yalancıların yüzünden…
Tarihi değeri olan materyaller sağlam ellerde ya… Önemli olan bu!
Konu kapandı…
Karşıyaka Spor Kulübü olarak isterseniz devam edelim.
Stadı olmayan bu ulu çınarın geçmişini bilmeyen, günümüz gençlerine seslenmek istiyorum…
Öncelikle müzesini gezecekler, tarihini öğrenecekler sonra maçlara giderek, tribünde hop oturup hop kalkarak, o heyecanı yaşayıp, “Ben KSK’liyim” diyecekler…
Yoksa sanal dünyada, sosyal medyada yazıp çizmekle, maçtan fotoğraf paylaşmakla, formayla poz vermekle taraftarlık olmaz!..
Taraftar da olunmaz!..
Önce vecibelerini yerine getireceksin. Kulübe üye olacaksın. Haklarını koruyacak ve en önemlisi de geçmişine sahip çıkıp, hangi kulübe neden gönül verdiğini bileceksin…
Bakın şimdi, büyük çoğunluk spor dendiğinde futbolu anımsıyor ve hep futbol takımıyla ilgili sorular sorup cevaplar arıyor.
Oysaki Karşıyaka Spor Kulübü’dür…
Elbette Karşıyaka, kulüp olarak futbol için kurulmuş, ününü futbolla yapmış ve 1980 yılında Göztepe-Karşıyaka maçını 80.000 seyirci izlemiş Türkiye'de ve Dünya'da 2. Lig seyirci rekorunun kırılmasına vesile olmuştur. Böyle bir sevgidir Karşıyakalının futbolu…
Kurulduğu yıllarında futbolla yatıp kalkan kulüp, yıllar içinde çeşitli spor branşları eklenerek spor kulübüne dönüşmüştür.
Şimdi geriye dönelim ve zafer abidesi olan şanlı geçmişindeki başarılara göz atalım.
Önce futbol diyelim.
Karşıyaka Spor Kulübü futbol 1. Lig’de 4 kez şampiyon olmuştur. (1969-1970, 1986-1987, 1991-1992, 1994-1995 sezonları). 2. Lig’de tek şampiyonluğu 2002-2003 yılındadır. İzmir Futbol Ligi’nde üç kez zafere ulaşmıştır. (1925-1926, 1951-1952, 1958-1959).
Futboldan sonra en çok sevilen ve izlenen branş basketboldur. “Karşıyaka diye yazılır, basketbol okunur” diye slogan bile üretilmiştir. 2 kez süper lig şampiyonluğu (1986-87, 2014-15) vardır. Bir kez ikinci olmuştur. (1983-84) iki kez de üçüncülük. (1975-76, 1978-79). Cumhurbaşkanlığı Kupası Şampiyonluklarının sayısı ikidir (1987 ve 2014).
Avrupa’da başarılı doruğuna ulaşırken şampiyonluğu avucunun içinden kaçırmış, FIBA Eurochallenge Kupası’nda ikincilik (2012-13) elde etmiş, çeyrek final (2010-11) oynamıştır. EuroCup’da da çeyrek finale yükselmiştir (2014-2015). FIBA Avrupa Kupası’nda da çeyrek final (2018-2019), FIBA Şampiyonlar Ligi’nde final (2020-2021), iki kez çeyrek final (2016-2017, 2017-2018) mücadelesinde ter dökmüştür.
Türkiye Kupası’nda 2014 yılında şampiyon olan ekip, 2005’de ikinci, 2007, 2015, 2016,2017 yıllarında yarıfinal oynama başarısını göstermiştir. İzmir Basketbol Ligi’nde de 2 kez (1955-56, 1958-59) şampiyonluk elde etmiştir.
Karşıyaka bir dönem filede de erkekleriyle harikalar yaratmıştır. Ama başarı kadınlarla gelmiştir. Türkiye Bayanlar Voleybol 1. Ligi’nde üçüncülük (2006-2007), Türkiye Kupası’nda 4.lük (2012-2013) elde edilmiştir. Karşıyaka Kadın Voleybol Takımı halen kadınlar 1. Liginde mücadelesini sürdürmektedir. Kendi tesisi ve çok güçlü bir alt yapısı vardır.
Teniste yıllardır milli takımlara oyuncu yetiştiren ve sayısız Türkiye Şampiyonlukları elde eden kulüp, milli takımlara da oyuncu vermektedir. “Tenis Fabrika” oyuncu ve şampiyon yetiştirmeye devam etmektedir.
Tenis gibi yelken en başarılı branşlardan olup halen gücünü kanıtlamaktadır. Karşıyaka sahili, Karşıyaka Spor Kulübü’nün bembeyaz yelkenlerle 1920’li yıllardan itibaren süslenmeye başlamıştır. 1932 yılında şarpi, 1945’te kabayole, 1953’te dragon, 1954’te de pirat ve snipe sınıfında hizmet vermeye başlayan kulübün 10 Kasım 1964’te resmen faaliyete geçen Yelken Şubesinin ilk kurucuları arasında merhum Haldun Akbulut ve Cezmi Zallak da bulunmaktadır. Zaman içinde yenilenen ve geliştirilen Karşıyaka Yelken Tesisi, bugün tekne parkı sahası, yarış ofisi, vinç, beton kızak ve kayıkhaneye sahiptir.
Türkiye'nin ilk uluslararası yarışmalara katılan yüzücüsünün Karşıyaka Spor Kulübü sporcusu olduğunu biliyor musunuz?
1934 yılında Dniper ve Kiev'de yapılan Olimpiyatlara katılan milli sporcumuz İzmir ve Türkiye Şampiyonu Karşıyakalı Alp Arslan bey'dir. Uzun yıllar yüzmede kulvarlarda milli sporcular yetiştiren, Türkiye Şampiyonlukları elde eden Karşıyaka’da Su Topu da uzun zaman revaçtaydı.
Su sporlarında Türkiye’nin tozunu attıran Karşıyaka 28-30 Ağustos 1981 tarihlerinde İstanbul'da düzenlenen Türkiye Kulüplerarası Yüzme Şampiyonası'nda 17.427 puanla bu branşta tarihindeki ilk Türkiye şampiyonluğunu kazandı. Sadri Özün 100 metre serbestte kırdığı rekor ve kazandırdığı birincilikle şampiyonlukta büyük rol oynadı.
Bir dönem motosiklet branşı da faal olan Karşıyaka’nın başarıları arasına, 2004 yılı Pist Şampiyonası 600cc B kategorisi Türkiye 1.si ve 2005 yılı Pist Şampiyonası 600cc A kategorisi Türkiye 3.sü İlter Savtak’ın adı yazıldı.
Bowling takımını da bir ara kuran ve Türkiye Şampiyonasına katılan, başarı elde eden takınlar daha sonra ilgisizlik nedeniyle dağıldı.
Karşıyaka Spor Kulübü'nün girişimiyle 1982 yılını Cumhurbaşkanı Kenan Evren “Türkiye'de Atletizm Yılı” olarak ilan etmişti. O yılın Türkiye Kulüplerarası Atletizm Şampiyonası 21-22 Ağustos tarihlerinde İzmir'de düzenlendi ve Semra Aksu gibi dönemin en önde gelen kadın atletini de kadrosunda barındıran Karşıyaka 633 puanla kadınlarda Türkiye kulüpler şampiyonu oldu.
Karşıyakalı atletler üç yıl sonra final müsabakaları 28-29 Eylül 1985 tarihlerinde İzmir'de yapılan Şampiyona da 26.061 puan toplayarak tarihinde ikinci kez Türkiye şampiyonluğuna ulaştı.
Günümüzün salon sporlarından hentbol 1940'lı yıllarda futbol sahalarında oynanmaya başlamıştı. O dönemlerde takım kuran Karşıyaka, 15-16 Aralık 1956 tarihlerinde İzmir'de düzenlenen Türkiye Hentbol Şampiyonası'na İzmir şampiyonu olarak katıldı ve Alsancak Stadyumu'nda dönemin en güçlü takımı Harp Okulu’nu 11-8 yenerek bu branştaki tek şampiyonluğuna ulaştı.
İşte geçmiş böyle. Gelecek için hiç kimse ahkâm kesemez. Ama bugüne bakacak olursak, 5 ana branşla savaşa devam…
Karşıyaka Spor Kulübü’nde görev yapanları kutlamak gerekir. Yöneticilik çok zor. Fedakârlık ister. Her şeyden önemlisi mutlu insanlarla yola çıkmak gerekir ki, onlar da taraftarına mutluluk saçsın.
Yönetici olmak taraftarın kalbini kırmak değil, kalp almaktan geçer.
Yönetici, kendisini değil takımını düşünür, her kesimi aynı anda sarar, birlik beraberlik içinde olunduğunu kanıtlar…
Bir hiç uğruna, inat etmek, kalp kırmak, gurur yapmak, büyüklük taslamak camialar için tehlikeli olduğu gibi bir anda kendisinin de yok olmasını sağlar…
Mevlana’nın dediği gibi. “Mutlu olmak istiyorsan gururu bırak, gönüller almaya bak.”
Gönüller alınmış, mutlu bir topluluk da hedefe daha kolay ulaşır. Bunun için en güzel örnek de, Steve Chandler’in şu sözüdür: “Mutlu insanlar, hedeflerine daha hızlı uçarlar.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!