Kıbrıs’taki anılara şöyle bir baktığımızda gerçekten güzel insanları arkamızda bırakıp İzmir’e döndüğümüzü hissediyoruz… Eşim “çocuklar ne kadar kibar, efendi ve çalışkandı değil mi?” derken çalışanları kastediyordu… Nitekim, kamptan havaalanına giderken aracımıza kadar gelerek bizi uğurlamaları gözlerimizi yaşartacaktı!.. Samimi duygularıyla “özleyeceğiz” sözleri halen kulaklarımızda çınlıyor…
Türk Dili ve Edebiyatı için temel bir eser olan Kutadgu Bilig (Kutlu kılan bilgi) kitabının yazarı Yusuf Has Hacib’in sözünü burada aktarmak istiyorum:
“Saygı ve sevgi büyüklerle küçükler arasındaki uçurumu yok eden bir köprüdür. Kendinden büyüğe saygı göstermeli, kendinden küçüğe ise şefkat.”
İşin özü bu…
KKTC HİS Federasyonu Başkanı, sevgili dostum, arkadaşım Hasan Senin başarılı çalışmalarından söz etmişti… KKTC Sivil Savunma Başkanlığı’nın Esentepe’deki kampını yeniden kullanıma ve halka açan başkan Atilla Karaca’ya yeri gelmişken bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Yardımcısı ve yarattığı disiplinli ekibine de hayranlık duymamak elde değil… Bizim gördüğümüzü KKTC’de de görenler söylüyor…
Ne denir?
“Doğruya doğru!..”
Hz. Ali’nin ne güzel sözüdür; "Babana hürmet et ki, çocukların da sana hürmet etsin."
KKTC’de sporun uluslararası arenaya taşınması için ne yapmalıyız?
Uluslararası arenada, biz belki kapının tokmağını çalıp da “kim o?” dedirtebiliriz. Açtırmak ve içeriye “Buyurun girin” demek de; bizim hem boyumuzu, hem de haddimizi aşar…
Konu spordan çok siyasi… O nedenle akıllı davranıp, spor sahalarında ve masada kozları iyi kullanmak gerekli!
İnanıyorum, bu da bir gün başarılacak!
KKTC HİS Federasyon Başkanı Hasan Senin bocce ile bunu delmişti…
Yine tekrarlanır mı? Bilemiyorum.
Bildiğim şudur ki, Bostanlıspor olarak “kardeşlik anlaşması” imzaladığımız HİS Federasyonu ne zaman davet ederse Kıbrıs’a gitmeye hazırız!..
Sadece HİS Federasyonuna bağlı olan branşlar için değil, “geleceğiz” müjdesi verirken ilk etapta Oryantiring takımımızın yanı sıra maç yapmaya hazır olan masa tenisi, kick boks, muaythai, boks, tenis takımlarımız ve futbolda U18 ve alt yaş gruplarımızı da her an KKTC’de sahaya çıkarabiliriz…
Görüşmemiz sırasında samimiyeti ve kibarlığını hiçbir zaman için unutmayacağımız, meslektaşımız KKTC’nin Sayın Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın talimatıyla şube açma işlemlerimize en kısa zamanda başlayıp, oryantiring ve bocce takımlarımızı kuracağız. Ardından kick boks, muaythai, yüzme ile tenis için kolları sıvayıp alt yapı çalışmalarında Bostanlıspor KKTC Şubesi olarak faaliyete geçmek istiyoruz, mutlaka da geçeceğiz…
Bu konuda KKTC’den destek alacağımız çok dostumuz var. Öncelikle Hasan Senin ve Em. Albay Hilmi Kuyucu’nun “siz gelin yeter ki…” sözleri büyük güç ve moral!..
Bizim amacımız aynen ülkemizde olduğu gibi, gideceğimiz her yerde sportif başarı kazanmaktan çok spora hizmet etmek, alt yapıda sağlam temel atmak ve saygıyı elde kazanmaktır. Unutmayın ki; başarılı olmak kolay, saygıdeğer olmak zordur. Kazanmak için tüm etik ve ahlaki değerleri ezip geçenler başarılı olur ama saygıdeğer olamaz.
Bizim ilkemiz belli…
Bunun doğrultusunda elimizden geldiğince çalışmaya, iyiyi, doğruyu, güzeli yapmaya devam edeceğiz.
Çünkü biz; 2021 Yılında CIFP Dünya Fair Play Ödülü kazanan kulübüz. 2018’de de bizzat şahsım Avrupa’da EFPM Vox Ödülü (Avrupa Fair Play Büyük Ödülü) kazanmıştı…
Bunun bilinciyle hareket etmek en büyük ilkemiz…
Ercan Havaalanı’ndan KKTC’ye “Yeniden buluşmak üzere” diyerek bindiğimiz uçakla 70 dakikalık uçuş sonrası Adnan Menderes Hava Limanındayız… Bundan sonrası daha zor… İZBAN’la, Adnan Menderes Hava Limanı- Nergiz İstasyonu arası uçaktan beş dakika daha fazla…
Devletten devlete hava yolculuğundan sonra, İzmir içindeki tren yolumuz oldukça uzun…
Gir-çık olan Alsancak sıkıntılı. Vatmanın önden, arkaya gitmesi bir hayli zaman alıyor… Tren tersten gidince koltuk değiştirenler fazlasıyla mevcut… Allahtan vakit gece yarısını geçip de tren tenha olunca daha sakiniz…
Biz rahatız da, İzmir’in futbol takımları rahat mı acaba?
Alsancak İstasyonunun hemen yanı başındaki Mustafa Denizli Alsancak Stadı’nı görünce ilk akla gelen takım Altay oluyor… Siyah beyazlılar, son hafta süper bir başlangıç yapan ligin yeni ekibi ve maça Lider unvanıyla çıkan Bodrumspor’u yendi de rahat bir nefes alarak “oh be…” dedi, dedirtti!.. 4 maçta 1 puan alabilen Altay, 5. Maç sonunda puanını dört yaptı. Altına da takım aldı.
Altay’ın sıkıntıları tamamen ekonomik… Yoksa yönetim bazında ve özellikle de taraftar olarak şanslı… “Transfer yasağı”, oyun kurgusu, genç futbolcular. Hepsini zamana yaymak ve sabırlı olmak en iyisi…
Yıllar sonra da olsa 3. Lig Takımı sıfatıyla Alsancak Stadı ile buluşan ancak cezası nedeniyle seyircisine hasret kaldığı maçtaki sürpriz yenilgi Karşıyaka’da şok etkisi yarattı.
Transfer yasağının kaldırılmasının moralleri üst düzeye çıkardığı Kaf Kaf’ta “böyle kazalar olacak” diyenler fazla ama şampiyon olup da bir üst lige çıkacaksan dümende sağlam duracak ve kaza yapmayacaksın… Yoksa kazalar zincirlemeye dönüşürse al başına bela!..
Sakın demeyin; “sezon daha yeni başladı” diye… Nasıl başlarsa öyle gider. Bunu kulağınıza küpe yapın da hayal kırıklığına uğramayın… Karşıyaka Camiasının artık üzülmeye sabrı, onu üzmeye de hiç kimsenin hakkı yok!..
Deplasmanda kazanıp sevindiği ilk haftadan sonra, “Bu hafta liderliği perçinleyiz” diye maça çıkıp da kendi evinde kaybetmek “nazar boncuğu” olsun diyoruz… Temennimiz ilk ve son olması!
Elbette sporda kazanmak kadar kaybetmek de erdemliktir. Ancak hedefin var ve sen o hedef doğrultusunda “Attığında mangalda kül bırakmıyor” isen; o mangalı darmaduman et, yeter ki sen dağılma!..
Kaf Kaf’a bizden sadece öneri…
Yabancı ellere teslim edilen Göztepe, transferdeki başarısını şu ana kadar sahada gösteremedi. Erken teknik adam değişikliği artık alışıldı, sarı kırmızılılarda… Patron değişse de, alışkanlık değişmiyor demek ki…
İlk beş haftada sadece 5 puan toplayabilen sarı kırmızılılar kendi sahası ve harika seyircisi ile böyle bir tabloyu hak ediyor mu? Öncelikle bunu tartışmalılar. Sonra da alınacak önlemler neyse onları almalılar.
Aslında tartışılması gereken Bodrumspor dışındaki Ege takımlarının neden alt sıralarda debelenip durduğu? Altay, Göztepe, Denizlispor, Altınordu gibi Türk futbolunda tarih olan ve her döneme damga vuran kulüpler buralarda olacağına gerçek yerlerinde “Üç Büyükler” ile boğuşmalı!..
Onlar bırakın üç büyüklerle oynamayı, kendi kendilerini bitirecekler!
Altınordu, son maçında da galibiyetle tanışamadı ve Pendikspor karşısında beraberliği güç bela kurtararak bir puana dua etti. 4 maçta galibiyete hasret şeytanlar “Futbolcu yetiştiren kulüp” veya “Sportif başarıyla mutluluk yaratan takım” olmalı. Yok “Biz Anonim Şirketi, şirketlerin amacını biliyorsunuz” derlerse de, saygı duyarız!..
Ligin henüz başındayız. Bu köprünün altından çok sular akar diyenlere verilecek cevap da var: Unutma; geç yağan yağmurlar, kurumuş çiçeklere hayat vermez…
Bir de; hayat geç kalanları asla af etmez!
Bu sözlerden sonra erkenden ne toplarsan kar diyelim ve önümüzdeki maçlara bakalım…
Denizlispor’a da bir çift sözümüz olmalı buradan… Horozu görüyoruz da; hiç “Denizli Horozu”na benzetemiyoruz… Nerede o heybetli ötüşüyle bizlere mest eden horoz!..
Özlüyoruz rahmetli Ali İpek, Ahmet Tartar dönemindeki Denizlispor’u…
Süper Ligi hep es geçiyoruz; üzgünüm takımımız yok!
Alt liglerle teselli buluyoruz ama orada da işler hiç de iç açıcı değil.
2.Liglere baktığımızda henüz ligin başı olmasına karşın yine alt sıralarda kaldı, Egeliler… Somaspor, Nazillispor, Uşakspor en kısa zamanda silkinmeli…
Bucaspor, Fethiyespor, Menemen FK şimdilik orta sıralarda yer kaptılar. Hedefleri üst sıra. Bakalım başarılı olabilecekler mi?
Basketbolun efsanesi Michael Jordan’ın “Hayatımda defalarca başarısız oldum ve bu yüzden başarılı oldum" diye bir sözü var…
Bu bireyseller için geçerli olabilir. Asla ve asla takım oyunlarında, hele hele liglerde asla!..
Başarısızlığın sonu bir alt lig ve tepetaklak gidiştir!..
Bir zamanlar dillere destan olan, Türkiye’de örnek gösterilen, Ömer İşçi başkanlığındaki yıllarında “altın çağ”ını yaşayan ve ülke çapında adını zeytini, zeytin yağı, Ramiz Köftesi kadar duyuran Akhisarspor, paraşütsüz peş peşe düştüğü 3. Ligde şimdi de galibiyete hasret!.. Oynadığı ilk iki maçında ne gol atan, ne de gol yiyen iki beraberlikle iki puan alan, üstelik Türkiye Kupası maçında amatör takıma yenilen ve elenen yeşil siyahlılar bakalım Akigolarla nasıl barışacak?
Son yıllarda idari krizler içinde, mahkemeler ve kayyumlarla karizması da çizilen Akhisarspor’u inanıyorum ki bu çıkmaz sokaktan yine Akhisarlılar kurtaracak!
Herkes kurtarıcının sahne almasını bekliyor… İnşallah o günler yakındır!
Futbolun güzelliklerini her dönemde yaşamak istiyoruz. Ege takımlarını hep üst sıralarda, şampiyonluğa oynarken hayal ediyoruz… Bunlar bir gün gerçeğe dönüşür ve Ege yine “Türk Futbolu”na damgasını vurarak en üst liglerde, üst sıralarda şampiyonluk yarışında favori ekipler olarak anılırlar…
Paul Auster’in sözüdür “Her gün yüzlerce hayal kurar insan ve hiç biri gerçek olmaz; ama bir gün bir gerçek yaşarsın, hiçbir hayale sığmaz.”
“Ege Futbolu” için o gün; bugün değil. Acaba, ne zaman gerçekleşecek?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!