Hani derler ya; “Bir taşta 2 kuş vurdu!..”
Sakın bugün bir “avcı hikâyesi” yazacağımı sanmayın.
Eski Karşıyakalılar iyi bilirler. Karşıyaka İskelenin yanındaki Tilla Restoran’ın karşısında Avcılar Kulübü vardı. KSK efsane futbolcularından rahmetli Gode Cengiz (Kocatoros) ile buluştuğumuzda orada ne hikâyeler dinlemiştik… Aslında bir gün Fındık Metin’le buluşup, bunları yeniden anlattırsak harika da olur!..
Neyse… Biz dönelim yine işimize… Yani spora…
Sanal dünyada moda bir laf var “takipçilerimiz çok İyi bilir…” diye. Aynen öyle. Bizi bilen biliyor. Sporun her branşında, büyük küçük tüm kategorilerinde vakit buldukça yer alıyor ve sporun güzellikleriyle mutlu olmaya çalışırken, fair play olgusundan hiç bir zaman da ayrılmamaya özen gösteriyoruz.
Elbette futbol da bunun en önemli parçası.
Futbol denilen oyunu sevmeyen var mıdır?
Ömründe hiç ilgilenmeyen olmuş mudur?
Topa vurmayan çıkar mı?
Bilinmez…
Ama sevenleri o kadar çok…
İnanılmaz!..
Beşiktaş’ın Liverpool galibiyetine sevinenler sadece “siyah beyaz” renklere gönül verenler değil, taraflı tarafsız, yediden yetmişe herkesti… Sevinçten adeta göbek attı!..
Böyle bir sevgi bu!..
Uzun zamandır tanıdığım, son dönemde başta futbol olmak üzere sporun gündemine daha fazla oturduğu için sohbetimizin arttığı Metin Yıldırım’ın son icraatından sonra “Helal olsun… Bir taşta kaç kuş vurdu. Bir saysalar!” dedim…
Bunu konuşurken söylesek, hemen düzeltmeye çalışırlar: “O öyle değil. bir taşta iki kuş vurdu. Doğrusu böyle” diye…
Şimdi size açıklayayım, sözü neden değiştirdiğimi?
Karşıyaka Spor Kulübü’nde pek çok yöneticinin de bildiği, ama gittikten sonra medyaya düştüğü Yusuf Şimşek’in birkaç haftadır Antalya ile flört ettiğiydi… Başkan Fatih Diniz başta olmak üzere pek çok yönetici “gitmez, izin vermeyiz” derken, Yusuf Şimşek ile arasına “kara kedi” giren ve bir süredir konuşmayan Azat Yeşil tüm tedbirlerini almış ve stepneyi hazırlamıştı… Olası bir operasyonda “B Planı” devreye girecekti… Nitekim de öyle oldu!
Hüseyin Hamamcı başta olmak üzere pek çok teknik direktör ismi masaya getirildiği an, Azat Yeşil, Ayhan Akman’a uçak biletini yollamıştı bile…
Akşam zemin hazırlandı, sabah konuşuldu, öğlen imzalar atıldı…
Hayırlısı olsun.
Buraya kadar her şey normal.
Şimdi sıkı durun! Konuyu Futbol Şubesi Yöneticisi ve Futbol Alt Yapı Başkanı Metin Yıldırım’a getiriyorum…
Ayhan Akman teknik direktör oldu olmasına da... Pro lisansı yoktu… Hemen bir yönetici “Ati Göksu devam eder…” dedi. Ama yanılıyordu. Onun diploması Yusuf Şimşek’le birlikte Antalya’ya gitmişti…
İşte bu aşamada devreye Metin Yıldırım girdi.
Yıldırım; “Rıza Tuyuran’ın pro lisansı var. Ona bunu teklif edersek kabul etmez. Biz sportif direktör de arıyoruz. O zaman Rıza hocayı sportif direktör yapacağız, sahaya çıkaracağız. Böylelikle lisansını da kullanacağız…”
Yönetim öneriyi kabul etti ve sorun çözüldü…
Durun daha bitmedi!..
Rıza Tuyuran alt yapıdan A Takımına geçince, kadro tamamlandı. U-21 teknik direktörü Osman Demir’in geldiği günden beri hayalini kurduğu “A Takıma yardımcı antrenör olmak istiyorum” önerisi de kadrosuzluktan kabul görmeyince, Demir istifayı bastı… Yerine hazır bekleyen Erol Özgür getirildi…
Futbol Alt Yapısında da Rıza’nın yerine menajer Murat Sır, yardımcılığına Barış Mayadağ getirildi…
Böylelikle U-21 ve Alt Yapıdaki günlerce düşünülen operasyonda tereyağından kıl çeker gibi halledildi…
Boşuna yazmadım. Metin Yıldırım, “bir taşta kim bilir kaç kuş vurdu!” diye…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!