İzmir sporunun üzerindeki kara bulutların dağıtılması, başta ülkemizdeki lokomotif spor dalı futbolun yeniden ayağa kalkması için “İzmir Spor Çalıştayı” yapılması ve kentin ileri gelenleri, spor adamları, iş dünyasını yönetenler, STK temsilcileri, spora yakın siyasetçiler, spor kulüplerinin başkanları, duayen medya mensuplarından geniş bir grup oluşturulmasını önermiştim.
Yazının ilgi gördüğü gelen e-mail ve telefonlardan belli oldu. “Harika olur” diyenlerden tutun da, böyle bir teşebbüsün bile ağaçları dallandıracağını ve büyük ses getireceğini, hedefe bile ulaştırabileceğini söyleyenler çoğunluktaydı. Bazıları yazdığım isimlere takıldı. “Neden bu da yok?” diye sorguladı.
Herkes haklı.
Yazının ana fikri “İzmir sporunun kalkınması için ne yapılmalı?”ydı…
Bu sesler bile hedefe ulaşmamız için bir artıdır diye düşünüyorum… Demek böyle bir oluşuma İzmir’in şiddetle ihtiyacı var.
“Bir eli nesi var, iki elin sesi var” demiş büyüklerimiz… Gerçekten de öyle değil mi?
Biz bu sesleri güçlendirmeli ve hedefe ulaştırmanın formüllerini bulmalıyız. Yoksa, “davulun sesi uzaktan hoş gelir” sözüyle yola çıkarsak yandığımızın resmidir… İşte o zaman kuru gürültüden hedef uzaklaşır ve yok olur gider. Sonra da evde kalmış kızlar misali kukumav kumruları gibi düşünür dururuz…
Karşıyaka Spor Kulübü’nün eski başkanlarından (başkanlığı dönemini hatırlayanlar başarıları da anımsayacaklardır) Hasan Denizkurdu’nun önderlik etmesini yineliyorum. Çünkü eski milletvekili, Adalet eski Bakanı, Yaşar Holding’in geçmiş dönemlerdeki CEO’su, avukat. İTO ve TOBB gibi kuruluşlarda çok önemli görevler yapan başarılı bir işadamı. KSK Divan Kurulu üyesi, pek çok dernek ve vakıfların yanı sıra iş dünyasında yöneticisi, danışmanı… Halen de sporla iç içe…
Neden yazıyorum bunları… On parmağında ondan fazla hüneri olan ve çevresi bulunup, lobi oluşturan kişi… Böyle birisi “Ben varım” derse, siz İzmir sporunun geleceği için elinizin tersiyle mi iteceksiniz?.. “Evet” derseniz siz bilirsiniz… Demek ki o zaman hiç kimse bugünkü durumuna ağlamayacak. Israrla “Küçük olsun ama bizim olsun…” diyorsunuz!..
Dr. Şaban Acarbay’ı çok iyi tanırım… Futbolun ana damarına kadar ne olsa bilir… Yıllarını futbol antrenörleriyle iç içe geçirdi. Amatör futboldan tutun da süper lig takımlarına kadar hepsini “a’dan z’ye” bilir… Onun da fikrini mutlaka almalısınız… “İzmir futbolu” için olmazsa olmazlardan birisi…
Amatör Spor Kulüpleri Federasyonu Başkanı Kadri Yatkın’a da gidin sorun… Onu da içinize alın… Mahmut Özgener, Kemal Zorlu, Nafiz Zorlu, Dr. Levent Köstem, Dr. Bülent Zeren, Ekrem Güçsav, Can Barhan, Bahri Vreskala, Fatih Tanfer… Yazmakla bitmeyecek sayıda futbola yıllarını verenler… Mutlaka bir fikir sahibidirler…
Sonra basketbol, voleybol, tenis, eskrim, hentbol, ve diğer branşlarda duayen olanlarla buluşup onları da aranıza alın… Atakan Karakaplan, Yaşar Ergun, Murat Özel, Selçuk Mete Yazıcı… Dünün ve bugünün belediye başkanlarını sakın unutmayın…
Lütfen isimlere takılmayın… Bunlar birer örnek…
Önemli olan atılacak olan adım… İşte bunun için de bir lider şart!.. Ben Hasan Denizkurdu diyorum… Sizler de önerin, birisi çıksın ve şu İzmir sporunu kurtaracak kıvılcımı çaksın!..
Önce futbolla başlansın… Sonra diğerleri ile devam edilsin…
Yoksa biz değil, torunlarımız da aynı şarkıyı dinleyecek: “Statsız İzmir, Süper Ligde takımı olmayan İzmir…”
Bunu mu istiyorsunuz?
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!