Özsaygısını kaybetmiş insanların menfaat için başkalarına gereksiz iltifatlarda bulunmalarına yalakalık denir…
Bunu bilen biliyordur…
Ancak saygın kişilerin birbirleriyle alışverişinin altında yatan gerçek dostluk olursa; o zaman ortaya güzel eserler çıkar. Menfaat yok olur gider ve olağanüstü tabloya doyum olmaz!
O zaman da paha biçilmez…
Karşılıklı sevgi ve saygının yarattığı dostluklara bu kez bizzat okuduğunuz satırları yazdığım Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde şahit oldum.
Bostanlıspor Oryantiring takımını, Beş Parmak Dağları Alevkayası’nda düzenledikleri sezonun ilk oryantiring yarışmasına davet eden ve kamp çalışmaları için harika tesiste yer tahsisinde bulunan KKTC HİS Federasyonu Başkanı Hasan Senin’in gösterdiği kadirşinaslık örneği, inşallah diğer federasyon başkanlarına da örnek olur.
Bostanlıspor oryantiring takımının Lefkoşa’daki yarışta gösterdiği başarının yanında KKTC’li oryantiringcilerle dostluğu gerçekten alkışlanmalıydı… Yarışmadan öte, birbirlerine olan kardeşlik bağları daha da güçlendi. Öyle ki; Bostanlıspor’un antrenör sporcusu Harun Altun rakipleri için kendisini veda etti, onlara destek olup “Klasman dışıyım. Beni değerlendirmeyin” diyerek 2021 Yılında Dünya Fair Play Ödülü kazanan Bostanlıspor’da “fair play”in öncelikli olduğunun en güzel örneğini sundu… Elbette antrenörün fedakarlığı da onun kişiliğini belgeledi.
Türkiye Oryantiring Federasyonu’nun Demirci’de düzenlediği kampa KKTC’li oryantiringcilerle birlikte giden Bostanlısporlu sporcular bu kez de Lefkoşa’daki yarışmada beraberdi… Ve dostluklarını pekiştirdi…
Başta federasyon başkanı Hasan Senin, Federasyon yetkilileri ve özellikle de yarışta büyük emeği olan Menteş Pınardan’ın ilgisi gerçekten görülmeye değerdi…
Girne’ye bağlı Esentepe’deki Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı Kamp ve Eğitim Tesislerinde ağırlanan yeşil kırmızılı sporculara gösterilen ilgi ve takım olarak Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığının ziyaretinden sonraki öğle yemeği güzel tablonun çerçevedeki altın yaldızı gibiydi… Burada teşkilata, özellikle de başkan Atilla Karaca ile ekibine teşekkür etmemek büyük haksızlık olur diye düşünüyorum…
Teşekkürler…
KKTC’de Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı, bizim AFAD karşılığı dersem durumu daha net anlayacaksınız…
Kampın aşçıbaşı Haydar Aydın’ın “emriniz olur” sözleri halen kulaklarımızda çınlarken, hizmeti eksiksiz yapan ve arkadaşlarının hatalarını da örtbas etmek için olağanüstü çalışan İsmail Yavuz, Uğur Alacabay, Abdülkadir Aygün ve diğerlerini de unutmamamız gerekir…
Alevkayası’ndaki yarış yukarıda da belirttiğim gibi dostluk içinde geçti. Rakiplerinin arazi ve yarışın yapıldığı alana olan alışkanlığına rağmen Bostanlısporlu sporcular kürsünün en üst basamağına çıkmasını bildi. Katılan üç sporcudan gelen iki birincilik ve bir ikincilik ile bireysel başarının yanında takım şampiyonluğu da Karşıyaka’ya oldukça yakıştı…
Yol yorgunluğu, antrenmanlar, stres ve sonunda da yarış heyecanını atlatmanın ardından gerçekten güzel bir tatili hak eden Bostanlıspor’un Türkiye Şampiyonluklarında ilk üç derecelerini alan sporcuları KKTC’yi doyasıya gezdi… Denizin güzelliklerinden yararlanıp, bol bol yüzdü…
Lefkoşa, Girne, Mağosa ve özellikle de Kapalı Maraş’ın görülmeye değer yerleri olağanüstü… Tarihi ve doğal güzelliklerine hayran kalan Bostanlıspor’un sporcuları yakıcı sıcağa ve aşırı nemli havaya karşın hiç şikâyetçi olmadı…
Tatilde bile sporcularına oryantiringin inceliklerini aktaran ve bu sporda hedeflerinin her geçen gün daha da büyüyeceğini dili döndükçe anlatan antrenör Harun Altun, fırsat buldukça da harita bilgilerini tazeledi… Antrenman yaptırdı…
İnanın Türk Sporu böyle antrenörlerle çağ atlar… Yeter ki, kıymet bilelim ve şans tanıyalım…
Biz kulüp olarak bunları yaptığımız ve böylesine onurlu, gururlu genç antrenörlerle çalıştığımız için mutluyuz!
Akdeniz’in İncisi Kıbrıs’ın güzel insanlarıyla sohbet etmenin keyfi de başka…
Araç ile ekibi tesislerden alarak, gidilecek ve gezilecek yerlere götüren şoför Adem’in bilgisine hayran kalmadığımızı söylersek haksızlık ederiz. Gerçekten bize, “Benim” diyen rehberden çok daha iyi bilgi sunarken dört dörtlüktü… Gözü yolda, bazen bir tarih, bazen coğrafya öğretmeni gibi, aslında dersini çok iyi çalışan ve bilgisine güvenilen bir akademisyeni kıskandıracak diksiyonla anlatımı bizi bilgiye boğdu…
Baba dostu, rahmetli Nedim Kuyucu’nun oğlu Em. Albay Hilmi Kuyucu’nun kaldığımız tesise kadar gelerek “tanışmak istedim” demesi de çok hoş bir sürpriz oldu. Akhisarlı olup, KKTC’ye tayini çıkan görev sonrası emekliliğinin ardından yavru vatana yerleşen Hilmi Kuyucu’nun dostluğu da unutulacak gibi değildi.
Yüzücü kızı Buse Kuyucu ile oryantiring yarışını izlemeye de gelerek, Bostanlıspor taraftarı gibi davranması bizim için çok hoş oldu. Yavru Vatanda bile yalnız bırakılmadık…
Boşuna dememişler; “Hayat tesadüflerle doludur” diye…
KKTC’de deniz bambaşka…
Sadece tatil için bile gelenlere şanslılar diyebilirim. Yunan adalarını tercih edenlere de kesinlikle Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni öneriyorum… Ada’lara değil KKTC’ye gidin!..
Denize doyamayanlar, tarihi ve turistlik yerlerini gezmek için gelenler de inanın “bir daha geliriz” diyecektir…
Seyahatimizin sürprizi ve en güzel yanı da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın bizi kabul etmesi oldu. KKTC Cumhurbaşkanlığı Konutu Şeref Salonu’nda KKTC HİS Federasyonu Başkanı Hasan Senin ile birlikte Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından kabul edilip ağırlandık. Yaklaşık 30 dakika süren görüşmemiz son derece olumlu ve samimi geçti. Cumhurbaşkanına Bostanlıspor’un anlatırken, spor danışmanının “KKTC’de bir şubenizi açın. Size yardımcı olalım” demesine Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın “Evet, bu işi halledin” sözü bizim için olağanüstü güzel bir olaydı.
Bunu kesinlikle değerlendirip, ilk etapta Oryantiring Yarışları ile Bocce Ligine katılabileceğimizi, nedenleriyle aktardım…
Dostluk her yerde vardır. Yeter ki; bunun kıymetini bilmeliyiz…
Yavru Vatan’ın sporcularının uluslararası yarışmalarında mücadele etme hakkının verilmesini şiddetle savunanlardan birisiyim. Sporu siyasetin dışına taşımalı ve sporun güzellikleriyle KKTC’li gençleri de uluslararası spor arenasında görmek ve onların da özgürce katılımlarını sağlamak her bireyin görevi olmalıdır. Liderler de, kendilerinin etten kemikten birer insan olduğunu unutmadan, alacakları kararlarda “Önce insan” diye düşünmelidir!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!