Yollar yürümekle aşınmaz…
Yolculuk konusunda o kadar çok özlü söz bulabilirsiniz. Hepsinin de anlamı bambaşka ama özü birdir.
“Hiçbir şey zekâyı seyahat etmek kadar geliştirmez” diyen Emile Zola gibi, “Öğrenmek istiyorsan seyahat etmelisin” sözünü söyleyen Mark Twain son derece haklı…
Bir atasözüdür; “Ömür biter yol bitmez…”
3 Hürel’in şarkısı şöyle başlar:
“Ömür biter yol bitmez
Yolların yolcusu bitmez
Uzun uzun, kıvrım kıvrım
Şu yollarda çile bitmez.”
Yola koyulan çilesine de hazır olmalı.
Biz de hafta içinde Can’ı (büyük torun) alıp Çandarlı’ya doğru ilerliyorduk. Otobanları paralı olduğu için değil, manzara seyredemediğimizden tercih etmem. O nedenle bizim için devlet yolu güzeldir… Sağa bak, sola bak… Yoruldun, çek akaryakıt istasyonuna dinlen!..
Dinlenirken karnımızı da doyuralım dedik, kısa bir yolculuk sonrası…
Sakıpağa, ülkemizin 100 yılı aşan Karşıyaka’nın gururu, köklü ve sembol kuruluşlarından birisi… Karşıyaka Spor Kulübü aşığı olan Sakıpağa Ailesi’nin Menemen Türkeli’ndeki göz bebeği olan tesislerde döner herkesin favorisi… Bizim de tercihimiz o yöndeydi...
Önce “tombik döner istiyorum” diyen Can ret cevabı aldı: “Efendim, tombik ekmek daha gelmedi…”
“Dürüm olsun” diyen bendeniz de aldım mı cevabımı: “Dürüm için lavaş da gelmedi…”
Ekmek de yok. “O zaman biz ne sipariş edeceğiz?” dememize fırsat kalmadan kalktık masadan…
Dışarı çıkarken, döner ustasına seslendim: “Usta, saat Onüç... Hayrola?..”
“Haklısınız. Biz de bekliyoruz. Karşıyaka’dan geliyor… Daha gelmedi!”
Sabahattin Ağabey, Seracettin, Selahattin el koyma zamanı geldi de geçti… Bu ilk vukuat değil burada bu tip aksilikler yaşadığımız…
Yola devam…
Biz de ömrümüz yettiğince yola devam diyenlerdeniz. Bu ülkenin gezilip görülecek o kadar çok güzellikleri var, anlatılamaz. Sadece gidip görmek, yaşamak gerekir.
Turizm, tarih, doğa, çevre, gastronomi yazarları güzellikleri ballandıra ballandıra yazarak anlatmaya çalışıyorlar.
Hepsi ortaya çok güzel eser koyuyor.
Ama ne olursa olsun gerçek; gidip çıplak gözle görmek…
Aliağa Belediyesi’nin Çaltılıdere’de harika bir tesisi var. “Alia Park, Atla Terapi ve Rehabilitasyon Merkezi”nin içinde “Alia Atlı Spor Kulübü” binicilik eğitimleri veriyor. Buraya gelenler de restoranından yararlanıyor.
Biz de öyle zannediyorduk.
Gidelim görelim ve bir şeyler yiyelim, sonra Can isterse ata binebilir, binicilik sporuyla da tanışır diye düşündük…
Garsondan menü istediğimizde, olmadığını masadaki QR okutarak görebileceğimizi söyledi… Çağ bilgisayar çağı tamam. Herkes de akıllı telefon da var, kabul… Bunda hem fikiriz. Uygulamayı indirip indirmediğini bilemeyiz ki!.. Oysa yasa gereği menü masada olmalı ve fiyatlar kapıya görülecek şekilde asılmalıydı.
Yoktu…
Menüden seçtiğimizi söyledik.
Garsonun gitmesiyle gelmesi bir oldu… “Efendim istedikleriniz yokmuş… O zaman iki lahmacun, bir hamburger olsun” dedik.
2-3 dakika ya geçti, geçmedi... Bir bayan masaya geldi ve kibarca “Siparişlerinizi karşılayamıyoruz. Harcımız olmadı. Ustamız bir kaç gün yok.”
Sonra ekledi: “İsterseniz biraz bekleyebilirsiniz?”
Ne kadar bekleyebileceğimizi sorduğumuzda “En az bir saat” dedi…
İnanın bir saatte yabancı bir firma, tüm dünyaya hamburger hazırlar, Gaziantepli ustalar Aliağa’yı lahmacun ile doyurur… Biz de o bekleme saati için de Çandarlı’ya gider, İzmir’e döneriz…
Masadan kalkarken, Can “Bugün de bize denk geldi herhalde. Dede yine sana yazacağın konu kendiliğinde çıktı” demez mi!..
Aliağa FK’nın bir üst lige çıkamamasının üzüntüsünü halen yaşayan başkan Serkan Acar bu duruma ne yapsın?..
Harika bir tesis yaratmış ancak işletme sıfır!..
Şimdi oturup da kendileriyle spor mu konuşacağız, yoksa bu konuları mı?
Neyse sorun onların, biz nasıl olsa karnımızı bir şekilde, bir yerlerde doyurduk!..
Havalar inanılmaz sıcak ve futbol takımlarımız yavaş yavaş sezon hazırlıklarına başladı. Işıklı spor tesisleri olan gece antrenman yapacak da, ya olmayan?
Onların yandığının resmidir!..
Denizden bronzlaşarak gelen futbolcular kararmaya devam edecek!..
3. Ligden (aslında 4. Lig) kurtulmak isteyen ve bu yıl da yepyeni bir takım kurmaya çalışan Karşıyaka, şimdiye kadar son sezon play off oynayan takımdan 14 futbolcusunu yolladı… Yenilerini aldı.
Aslında değişim ne kadar yararlıdır tartışılır. Ustalar hep derdi: “İskeleti bozmayacaksın!..”
Karar onların…
Kesinlikle bizden çok daha iyi biliyorlar ki, oralarda bulunuyorlar…
Çalışmalara başlayan Karşıyaka futbol takımının başına getirilen Mustafa Reşit Akçay deneyimli bir teknik direktör. Daha ilk antrenmanda “Karşıyaka’da ben dâhil hiç kimse vazgeçilmez” sözünü hangi amaçla söyledi bilemiyorum.
Akçay, şampiyonluk için Karşıyaka'da olduklarını belirttiği demecinde, "Mücadele etmeyenin, tekmeye kafa uzatmayanın, savaşmayanın takımda yeri yok" demesi harika…
Şimdi soruyorum: Hangi teknik adam “Ben takımı düşürmeye geldim” der?
Elbette savaş kelimesi hoş değil. Mecazi anlamda söylediğini biliyorum. Bugün öyle kaç tane futbolcu bulacaksınız ki, savaşa çıkacaksınız?
Bekleyip göreceğiz!
Takımı bir kursunlar ve sahaya sürsünler… Ak koyun, kara koyun o zaman belli olur!
Belirtmeliyim, taraftar bugünkü tablodan hiç de hoşnut değil…
Futbol heyecanın başlamasına az bir süre kala, TFF’de değişim gerçekleşti.
Yeniden aday olan Mehmet Büyükekşi seçimlere katılmak için 160, rakibi İbrahim Hacıosmanoğlu 72 imza topladı.
İki adayla yapılan genel kurulda başkan Mehmet Büyükekşi 62 farkla kazandığı divan başkanlığı seçiminden sonra “İmzada da üstündük, divanı da farkla kazandık. Bu iş bitti. Çantada keklik” diye düşünürken, işlerin hiç de öyle olmadığını sandıklar açılınca gördü.
2012 yılında da TFF Başkanlığına aday olan ve kaybeden İbrahim Ethem Hacıosmanoğlu ikinci adaylığında 134 oy alırken; 5 oy farkla Mehmet Büyükekşi’yi (129 oy) geride bıraktı ve koltuğun yeni sahibi oldu…
TFF tarihinde ilk kez böyle bir genel kurul yaşayanlar, delegelerin sandık başına gitmeden önce oy kullandıkları kabinde kalbinin sesini dinlediklerini söylediler…
Peki TFF’nin yeni başkanı kimdir?
1966 yılında 12 çocuklu bir ailenin 11. çocuğu olarak Trabzon’da doğdu. Babası İstanbul’da ticaret ile uğraşıyordu. Kendi de babasının izinden giderek uzun yıllar ticaret sektöründe faaliyet gösterdi. Petrol ve inşaat işleriyle uğraştı.
Akçaabat Sebatspor'da yöneticilik hayatına başladı, Trabzonspor’da 2005-2007 yılları arası başkan yardımcılığı, 26 Mayıs 2013 tarihinde yapılan seçimlerde de Trabzonspor’un 15. başkanı seçildi.
TFF’de yeni dönem…
İnşallah geçmişte yapılan hatalardan ve özellikle son yıllardan ders alınmış olsun, Türkiye’de futbol fair play’e yakışır şekilde oynansın!
Masa başı çirkinlikleri değil, saha içi güzellikleri bekleyen futbol kulüpleri, futbol seyircisi ve taraftarlarının sesini inşallah duymasını dilediğimiz yeni TFF başkanı ve yönetimi kulak arkası etmez!
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!