Türk Futbolunda son dönemde “Yabancı Hakem” tartışmaları alevlendi…
“Bu sıcağa kar dayanmaz” misali TFF sonunda pes etti ve Fenerbahçe-Galatasaray derbisini yabancı hakemin yöneteceğini açıkladı…
Futbol sahalarında yabancı antrenörler…
Yabancı futbolcular…
VAR’ın hakemleri yabancı…
Ve nihayet karşılaşmayı yönetecek yabancı hakem!..
Neymiş efendim; Türk Futbolu…
Her maç öncesi İstiklal Marşı’mızı söyleyen değil, dinleyen ve nasıl durulacağını bile bilemeyen dünyanın dört bir yanından, ülkemize para kazanmaya gelen futbolculara ödenen miktarları (bonservis, menajer hariç) bir bilseniz küçük dilinizi yutacaksınız…
Son dönemde olayları ile iyice dibe gömülen futbolumuzda, sahada Türk futbolcusu görmeye hasret futbol seyircisi ve taraftarlar, şimdi de yabancı hakemler ile adeta dünya devletlerinden karmayı andıran Türk takımlarının mücadelesini izleyecek…
Belki giydikleri formalar bile yabancıdır!
Seyirci de, hemen hemen hepsinin yabancı olduğu zemindeki oynayanlara da, kötü oynadıklarında “Türkçe” bağıracak, çağıracak…
Zaman zaman iyi, zaman zaman da kötü tezahüratları Türkçe yapacak olan seyircinin ne söylediğini bilen, anlayan olacak mı acaba?
Hani derler ya; “Bir kulağından girip, diğerinden çıkıyor” diye. Bunların kulaklarına o sözler girmiyor bile! Adam ne söylendiğini anlamıyor ki!..
Bir de sahaya yabancı cisimlerin atılması var ya!..
Sonra da TFF, olay çıkaran taraftarı değil de kulübünü cezalandırmak üzere Profesyonel Disiplin Kurulu’na sevk ediyor. Son hafta 10 kulübü buraya havale etti. Muhtemelen yine ağır para cezaları çıkacak…
Kulüpler bu ceza olarak kesilen paraları nasıl ödüyor, alacaklarından mı kesiliyor?
Bunu bilemiyorum ama bildiğimiz bir gerçek var ki; o da dolarları, avroları alan yabancı futbolcuların sözleşmeleri bittiğinde arkalarına bile bakmadan sırra kadem basmaları...
Parasını alamayanların da ilk adres olarak FİFA, UEFA yolunu tutarak faiziyle tahsis ettirmeleri…
Uçtu, uçtu, bizim paralar uçtu!..
Bunları kim ödeyecek?
Elbette kulüp yöneticileri…
Belki de paralar ödenmeyecek.
O zaman da transfer yasağı uygulanacak ve o kulüpler de, dibe vuran tarihi kulüplerin akıbetini yaşayıp borç batağından kurtulamayıp, puanları silinecek ve sonuçta paraşütsüz alt liglere düşecek...
Eski Türk filmlerinin sonunda gördüğümüzün “Mutlu Son”un aksine mutsuz son… Ve hüsran!
Neymiş o, Türkiye Süper Ligi Avrupa’nın en önemli Ligiymiş…
Siz bir aynaya, bir de milli takıma baksanız…
Milli Takımda gurbetçiler olmasa yine 8-0’lı “Şerefli Yenilgiler” dönemine döneceğiz…
Elbette federasyon ve kulüpleri desteklemesi gerekenlerin aklı fikri “Nereden, nasıl para kazanacağız” mantığı olur da, biz alt yapılarımıza gereken önemi vermezsek, bu hikâyeleri daha çok dinler, TV’lerde de eleştirilere kulak kabartırız… Bazılarına hak verir, bazılarına kızarız. Sinir olduklarımıza da saydıkça, sayarız!
Türk Futbolu; maç izlemesini bilmeyen, eline geçirdiklerini sahaya atan fanatikler, bir grup eğitimsiz yöneticiler, olmayan alt yapılar, amatör kulüplerin tu-kaka yapılması, yabancı oyuncu mezarlığı, yabancı antrenörler ve yabancı hakemlerle kurtulacaksa…
Biz daha çok bekleriz…
İLGİ GÖRECEK Mİ?
Karşıyaka’da ekonomik dar boğazın açılması için taraftarlardan yeni bir “Yardım Kampanyası” çağrısı yapıldı…
Başkan İlker Ergüllü, futbol şube başkanı Ayhan Gültekin ve futbol alt yapı başkanı Ahmet Yimsek dışında şimdilik katkı koyan ismin olmadığı Karşıyaka’da, son kampanyada da 1 milyon TL. İle ateşi yakan Ayhan Gültekin’in ardından ahım şahım bir destek gelmedi. Yardım kampanyasından da arzu edilen rakamlar çıkmadı.
Toplanan miktar ile serbest kalmak için TFF başvuran oyunculara ödeme yapıldı. Ancak transferin önünü açmak ve takviye için gerekli destek sağlanamadı.
Şimdi yeni bir kampanya hazırlığı var…
Bekleyelim bakalım bu kez ne olacak? Derken aklıma Nazım Hikmet’in şu sözü geldi: “Gelmeyeceğini bile bile beklemek saflık değil, aşktır.”
TEŞEKKÜR BORÇLU
Türk Kızılay Karşıyaka Şube Başkanlığı görevini 10 yıl yaptıktan sonra 3 dönem kuralı gereğince devreden Kamil Karadeniz, bu uzun süre içinde yaptığı olumlu çalışmalar ve kuruma elde ettiği gelirler ile Türkiye çapında derecelere imza attı. Bunlardan da önemlisi “Karşıyaka’da Türk Kızılay Şubesi var” dedirtti.
Karşıyaka’nın alt yapı futbol takımlarında yeşil kırmızılı formayı ıslatan, her an sporun da içinde olan, şu an voleybol şube yönetiminde görev alan, amatör kulüplerin her zaman yanında yer alan, ihtiyaç sahiplerini unutmayan Kamil Karadeniz’e Karşıyakalılar teşekkür borçlu…
KARŞIYAKA’DAN KOPAMAZ…
Karşıyaka’da harika diyebileceğimiz işlere imza atmanın yanı sıra, cana yakın ve sevecenliği ile takdir toplayan Bülent Üngür Karşıyaka’dan İzmir’e transfer oldu.
15 Temmuz 2020 tarihinde başladığı Karşıyaka İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü görevini bırakıp, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın daveti üzerine bu kuruma geçen Üngür İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı oldu.
Hasta denecek kadar Karşıyaka taraftarı Bülent Üngür’ü Karşıyakalıların bu kez Karşıyaka’nın dört bir yanındaki denetlemelerde değil de, spor salonunda ve statta Karşıyaka maçlarında görme şansı var!...
Üngür’ün en yakın arkadaşlarından, ağabey gibi sevdiği Karşıyaka İlçe Nüfus Müdürü Ertuğrul Öcek’in dediği gibi “O Karşıyaka’dan kopamaz…”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!