Unutmayın, “Ah, vah” çekenleri gelecek günlerde çok göreceğiz…
“Battı balık yan gider” derler ya… Aslında şu söz daha doğru: “Eşek çamura batınca yol gösteren çok olur.”
Bugün süper lige sallamak üzere mendilini eline alan “İzmir futbolu”nun tarihi gururları Altay ile Göztepe için sosyal medyaya göz atıyoruz da, ahkâm kesip tutanlar çoğunlukta… Bazıları da var ki; dokunsan salya sümük ağlayacak!
Aslında bu işin özetini, Hürriyet’e Cemalettin Özdoğan’ın önerisiyle gelip de, “eti senin kemiği benim” diye teslim aldığımız ve medyada kendisini ispat ederek, sıfırdan zirveye çıkan Erkut Şahin yaptı. Biz sık sık şu soruyla karşılaşırız: “Bugün ekip kur deseler kimi alırsın?”
Erkut her zaman “alınacaklar listesi”nin vaz geçilmezidir…
Sosyal medyada şöyle yazdı, Erkut: “Yüzölçümü Karşıyaka kadar olan, Seferihisar kadar insanın yaşadığı 50 bin nüfuslu Villareal Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna koşuyor ama 5 milyonluk İzmir'in seneye Süper Lig'de takımı yok. Bu ayıp bu kente yeter…”
Nokta!..
Erkut kendisini iyi yetiştiren, doğru bildiklerini direkt söyleyen ve geri adım atmayan, dik duruşunu “Sedat Simavi’nin Hürriyet Okulu”nun İzmir Spor Servisinden alan başarılı gazeteci…
Şimdi siz soracaksınız; “Neden o kadar başarılı da, üst katlardaki koltuklarda oturmadı?”
Diline bakın… Asla düz değildir. Pürüzlü!..
Çünkü o gerçek gazeteci… Bizden birisi…
Erkut Şahin’in dediği gibi durum gösteriyor ki; 18 yıl sonra buluştukları süper lige veda edecek olan Altay ile Göztepe suçu başkalarında aramamalı…
Ne zaman birileri için “karalama kampanyası” gerçekleştirilecek olunsa, hemen “Suçlu kim?” diye sorarlar.
Uzağa gitmeyin!
Bir sezonda dört antrenör değiştiren Altay (Mustafa Denizli-Mert Nobre-Serkan Özbalta-Sinan Kaloğlu) ile yine 3 sayısına ulaşan Göztepe (Ünal Karaman-Nestor El Maestro- Stepjan Tomas) şu sözü unutmuşa benziyor: “Dere geçerken at değiştirilmez…”
Elbette amaç dereyi geçmek değil. Bir kaşık suda boğulmaksa da; o onların tercihi ama camianın suçu asla olmamalı… Fatura da onlara kesilmemeli!
Başkan ve yönetimler çeker gider ama taraftar hep kalıcıdır!.. Ne terk eder, ne sevgisini, ne de armasını yüreğinden söküp atar! Üzülen de, kahrolan da her zaman onlar olur!
Taraftar “on numara, beş yıldız” ama gel gelelim başkanların son dönemi öyle mi?
Göztepe’yi 2014 yılında Altındaş Holding’ten alan, takımı 14 yıl sonra süper lige taşıyan ve 8 yıl başkanlık yapan Mehmet Sepil Göztepe Başkanlığından istifa etti…
Antrenörü anladım da, AŞ Başkanlığından istifa ne demek?
Diğer taraftan 6 yıldır koltukta oturan, 3. Ligden aldığı Altay’ı Süper Lige kadar sırtında taşıyan Özgür Ekmekçioğlu da ani kararla başkanlığı bıraktı…
İstifaların en üstten, en alta kadar bol olduğu kulüpte başarı beklemek bulanık suda balık avlamak kadar zor… Belki de imkânsız!
Mutlaka Che ismini duymuşsunuzdur. Ernesto "Che" Guevara ya da El Che veya bilinen adıyla Che Guevara, Arjantinli Marksist-Leninist siyasetçi, Küba gerillaları ile Enternasyonalist gerillaların lideri ve sosyalist bir devrimcidir. Onun sözünü sezon ve lig bitmeden istifa eden iki başkana hatırlatmak istiyorum:
“Hayatta öyle seçimler yap ki; kazandığın şeyler, kaybettiklerine değsin…”
Tırnaklarınla kaza kaza zirveye çık ve o kadar başarıdan sonra adeta harakiri…
Akıl sır almıyor!..
Süper Ligde Altay ve Göztepe imkânsızı arıyor. İnşallah mucizeyi sahada gerçekleştirirler… Oysaki bilinen bir söz herkesin dilinde: “Görünen köy kılavuz istemez…”
Aramak ve gerçekleştirmek…
Bu kelime Çiğli Belediyespor için son yıllarda geçerli… Yıllardır futbolda 3. Ligi arıyor. Kapısına dayanıyor ama bir türlü açıp da içeriye giremiyor… Böylelikle de rüyalarını da gerçekleştiremiyor…
Bu yıl da yine aynı kapıya omzunu dayadı… Aslında yüreğini ortaya koydu demek daha doğru olur. Bu kez Çiğli’nin sportmen başkanı Utku Gümrükçü de çok istiyor…
BAL (Bölgesel Amatör Lig) belki de dünyanın en zor, en ilginç, şaka gibi bir futbol ligi… Dünyada başka bir örneği var mı bilemiyorum.
Bakın şimdi. İzmirspor şampiyonluğa oynuyordu. Maçı kazansa 3.Lige çıkmak için üst gruba yükselecek. Kaybederse BAL’dan düşecek, SAL’a (Süper Amatör Lig) binecek… Düşmemesi için Çiğli Belediyespor’un 3.Lige çıkmaması gerekiyor. Eğer çıkarsa gitti… Çiğli çıkamazsa o zaman da SAL’dan gelecek takımla playout oynayacak… Kazanan BAL’a, kaybeden SAL’a…
Karışık değil mi? İçindekiler bile kaç yıldır çözemedi. Siz hiç kafa yormayın. Sezon sonuna bakın!
Şimdi desem ki; tam “Aziz Nesin’lik” inanın “Cuk” diye oturacak!
Neyse…
Dönelim Çiğli Belediyespor’a…
Ekip 9 takımlı grubunda 16 maçta 14 galibiyet, 1 yenilgi ve bir beraberlikle 43 puan topladı. Ardından gelen Aliağa FK 16 maçta 14 galibiyet 2 yenilgi ile 42 puan, 3. sıradaki İzmirspor 16 maçta 11 galibiyet 2 beraberlik 3 yenilgi aldı. Üstelik de hepsi birbirini yendi! Bu da şunu gösteriyor ki; amansız bir yarışta ipi göğüsleyen Çiğli.
Grup birincisi olan Çiğli ekibinin en golcü ismi 22 yaşındaki Taner Çapakçur. 12 golü rakip filelere yolladı. Yaş ortalaması 22,5 olan takımın en tecrübeli ismi 31 yaşındaki Kerim Aydın’ın da 6 golü var. Çiğli Belediyespor 36 gol atarken 13 gol yedi…
Şimdi gelelim rakiplerine…
9. Bölge 1. Grubu lider bitiren Afyon Belediye Bolvadin Termalspor 18 maçta 14 galibiyet aldı. 38 gol attı, sadece 5 gol yedi. En yakın takipçisi Tire 2021 FK’yı 10 puan geride bıraktı.
Diğer grupta Aydın Temsilcisi Efeler 09 Spor FK 18 maçta 11 galibiyet 4 beraberlik 3 yenilgi aldı. 31 gol attı 14 gol yedi. 37 puan topladı. Eşin Grup Sökespor’un 1, İzmir temsilcisi Bornova Yeşilova’nın 6 puan önünde ligi zirvede tamamladı.
9. bölgenin 3 grup birincisi tek devreyi lig usulü maç yapacak ve en fazla puan toplayan takım gelecek sezon Türkiye 3. Liginde yer alacak. Açıkçası profesyonelliğe merhaba diyecek…
İsterseniz oynanacak maçların programını hatırlatalım:
Maçlar Burdur MAKÜ (Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi) İstiklal Stadı’nda oynanacak. İlk gün (18 Nisan Pazartesi) Belediye Bolvadin Termalspor ile Çiğli Belediyespor karşılaşacak. Aslında oynanacak 3 maç da final ama ilk gün kazanan büyük avantaj sağlayacak.
Bir gün ara sonrasında 20 Nisanda bu kez Efeler 09 Spor FK ile Belediye Bolvadin Termalspor karşı karşıya gelecek. Çiğli Belediyespor dinlenecek. Son gün 22 Nisan’da perdeyi Çiğli Belediyespor-Efeler 09 Spor FK maçı kapatacak…
Tüm Çiğli bence çok heyecanlı… Ama en büyük heyecan hiç şüphesiz ki; Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü de diyebilirim…
Spor aşığı, kentinde her bireyin spor yapması için tüm olanaklarını seferber eden ve bu konuda da belediyedeki tüm başarılı çalışmaları kadar olumlu izler bırakan Gümrükçü maçları ve gelecek şampiyonluğu herkesten çok isteyip, tur atmaya sabırsızlandığına inanıyorum…
Utku başkan, inşallah turu Karşıyaka’da birlikte atacağız…
Çiğli’ye yakında gittiniz mi?
Gitmenizi öneririm. Gözle görülen bir değişimden söz etmeyeceğim. Gidin, gezin, görün… Utku Gümrükçü anakarayı denizle buluşturdu… Çiğli deniz kentti… Dikkat edin logosunu bile flamingo süslüyor…
O flamingoları da en güzel fotoğraflayan da sevgili meslektaşım Esat Erçetingöz’den başkası değildir… Siz belki yeni tanıdınız, belki eski… Tanımayanınızda vardır…
Dostluğumuz neredeyse 50 yıla dayanacak… Akhisar’dan İzmir’e geldiğimden bu yana… Hem yan yana çalıştık, hem karşı karşıya birbirimize haber atlattık… Ama dostluğumuzu hiçbir zaman unutmadık ve birbirinizi satmadık!..
Kardeşten de öte derler ya!..
Esat öyle birisi… Benim de ilk deneyimim ve ilk makinem olan Rus malı “Lubitel – II ile başlayan serüveninde bugün sihirli objektifiyle Çiğli’de açtığı flamingo fotoğraf sergisi (Flamingo adası) bir harika… Fotoğraflara bak, kendini bambaşka bir dünyada hayal et… Fotoğrafları insanı o yöreye götürüp adeta içinde yaşatıyor…
Tebrikler Esat… Gönülden kutlarım…
Bu arada Nail Çetin’i de tebrik etmek gerekecek… Çiğli Kültür ve Sosyal İşler Müdürü olarak inanılmaz işlere imza atıyor… Elbette Utku başkan ekibine güvenip, yetkiyi verince “bizim köy” dedikleri Çiğli şimdilerde kültür, sanat merkezi oldu!..
Çalışan ve alın teriyle emeğinin karşılığını alanlara hayranımdır. Başarmak bunun için çok önemlidir. Çünkü başarı mutlaka günün birinde ödüllendirilir. Walt Disney’in dediği gibi "Başarının yolu, konuşmayı bırakmak ve yapmaya başlamaktır. "
O zaman siz de kıskanmayın ve konuşmayı bırakarak yapacağının güzel işlere odaklanın… Yola çıkmak istemiyorsanız da o sizin tercihinizdir. Oturun bir parkta ve pinekleyin!
Ama orada da düşünün “Nerede hata yaptım?” diye! Ve başarılı olanlara çamuru atarım, izini bırakırım diyerek küçücük beyninizi de boş işlerle yormayın! Günün birinde size gerekebilir…
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!