İzmir futboluna unutulmaz hizmetlerde bulunan rahmetle andığımız, heykelleri dikilmesi gerekenlerden olan Mazhar Zorlu, Rıdvan Burteçin, Özdemir Arnas, Cavit Ölçer, Rasih Öztürk, yaşamları uzun olsun Levent Ürkmez, Bahri Vreskala, Dr. Şaban Acarbay başta olmak üzere pek çok isimle hep “İzmir Futbolu” konusunda fikir alış-verişlerine, bazen de fikir tartışmalarına girdik. Gazetede çalışan olarak, önce genç muhabir, sonra da spor servisi şefi, spor müdürü, spor yazarı ve nihayet İZVAK’ın yönetimine geldiğimizde de olgun gazeteci sıfatlarıyla hep “İzmir Futbolu”na hizmet ettik… Etmeye de çeşitli platformlarda devam ediyoruz…
O günlerden, 1998 yılında kurulan ve bugün de varlığını sürdüren İZVAK’la devam eden süreçte konu “İzmir Futbolunu nasıl kurtarırız?” veya “İzmir futboluna ne gibi katkılar sağlarız?” oluyordu…
Yaşlar ne kadar ilerlemiş olursa olsun, geçen yıllar içinde bizim konuştuklarımızda ileriye atılan bir tek adım yok!
Sizin anlayacağınız biz ilerliyoruz ama konuşmalar aynı cümlelerle, aynı yerde.
Arşivden eski haberleri çıkar. Günümüz medyasında masa başında veya evden çalışanların yaptığı gibi “kopyala yapıştır” değişen hiçbir şey olmaz… Yazılanların, konuşulanların aynısı bugün de duymak olası… Değişiklik hiçbir şey yok!
Derler ya; Aynı hamam, aynı tas…
Şimdi isterseniz İzmir Spor Kulüpleri Birliği Vakfı’nın (Kısa adı İZVAK) vakıf senedindeki amacına bir bakalım:
“Madde 3- Vakfın amacı öncelikle Profesyonel Liglerde mücadele eden İzmir Büyükşehir sınırları içerisinde faaliyette bulunan ve işbu vakfın kurucular kurulu üyesi olan spor kulüplerine maddi kaynak yaratmak, profesyonel ve amatör tüm spor dallarında spor, kültür ve sağlık yatırımlarını gerçekleştirmek, eğitim, sağlık, kültür ve spor hizmetlerini yürütmektir. Vakıf net gelirinin, ’unu geçmeyecek kısmı amatör sporlar ve sporcuların desteklenmesi için ayrılır. Vakıf bu resmi senette yazılanların dışında amacına uygun sair işleri ve yardımları yapabilir.”
Kurulduğundan bu yana profesyonelleri bırakalım da, vakıf net gelirinin ’unu hangi amatör spora veya sporcuya destek için ayırdı ve harcadı?
Bunun cevabını beklemek en doğal hakkımız…
Şimdi çıkıp; “profesyonel kulüplerin amatör şubelerine verdik” derler mi?
Derler!..
İşte bu nedenle İzmir Futbolunu tartışmaya daha çok devam ederiz… Daha çok toplantılar düzenleriz. Meşhur bir sözdür: “Körler sağırlar, birbirini ağırlar…”
O misal!
İZVAK yönetiminde çok saygın isimlere de rastlamak mümkün. Benim meslektaş kardeşlerim de var. Başta başkan Ali Erten olmak üzere yönetimin tamamı büyük bir özveri ile çalışıyor.
Bunda hem fikiriz…
Çabalıyorlar. Görüyoruz…
Ama gel gelelim ki; yaptırım gücü.
Sıfır…
O zaman; taktik değiştirmek gerekiyor.
Fenerbahçe A Futbol takımının teknik direktörü Jose Mourinho’yu bazı meslektaşlarımız ve yorumcular acımasızca “defans oynatıyor” diye eleştiriyor.
Siz puan cetveline baktınız mı? Fenerbahçe şu an ligde en çok gol atan takım…
Şu da demek oluyor ki; taktik çok önemli…
İZVAK da taktiğini mi değiştirmeli?
Belki o zaman golü atar!
Ülkemizdeki kulüplerde sportif başarı futboldaki gibi sonuçlara endeksli. Golü attın, puanları kaptın mı?
Senden iyisi yok.
Kurumsallıktan, fair play barışından, denk bütçeden, borçsuz kulüpten de öte, varsa yoksa futboldaki sportif başarı…
Bizim de başımıza geliyor.
Çeşitli branşlarda Türkiye Şampiyonu oluyoruz. Avrupa ve dünya çapında dereceye girip madalyaları Karşıyaka’ya, İzmir’e getiriyoruz. Dediklerine bakar mısınız?
“Boş ver onları da, futbolu 3. Lige çıkar…”
Yapacak bir şey yok. Bizde spor anlayışının özeti bu…
Onlara söylenecek sözümüz çok da, biz Hz. Mevlana’yla yanıt verelim: “Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.”
Hatırlayacaksınız geçen hafta tutkudan söz etmiştik…
Çevremizde mahallesine, kentine, şehrine ölesiye tutkulu pek çok insan var diye. Daha da önemlisi tutkuyla bağlı oldukları takım var ki, sanki yapışık ikizler gibi… İmkânsız birbirinden ayıramazsın. Birisi “Karşıyakalı”, diğeri de “KSK Sevgisi…”
Bazılarında çaresiz hastalıktan da öte…
Bunlardan birisi de, Türk Kızılay Karşıyaka Şube Başkanı Kamil Karadeniz…
Futbol alt yapılarında formasını giydiği kulübüne şimdi de voleybol şubesinde yönetici olarak destek veriyor.
“Bizim hizmet aşkımız önce insanlığa, sonra şehre ve sporumuza” derken olmazsa olmazı da Kaf Sin Kaf olarak açıklıyor.
Yönetime girmeden önce de dışarıdan sürekli katkı sağlayan Karadeniz’e ne zaman “Gel destek ol” deseler o yürümüyor. Adeta koşarak gidiyor…
Bu kez de voleybol şube başkanı Onur Güner “seni şube yönetimine alıyorum” dediğinde “Hayır” kelimesini ağzından çıkaramamış…
Dediğim gibi hizmet nerede olursa olsun Kamil Karadeniz orada…
Türk Kızılay Karşıyaka Şubesi’nde yaptıklarına şöyle bir göz atarsanız benim ne demek istediğimi de anlayacaksınız.
Mahatma Gandhi’nin güzel bir sözüdür “Aşkın olduğu yerde hayat var”.
Kamil Karadeniz’in “hizmet aşkı” da, gittiği yere hayatı götürüyor, orada da güller açıyor!
Boşuna demiyoruz; Türk Kızılay Karşıyaka Şubesi “Kamil’den önce ve şimdi” diye…
Diyor ki; yanacaksan hizmette yan!..
Onların doğrusu da bu.
Karşıyaka’daki hizmet âşıklarından bir başka isim daha verin derseniz, deyim yerindeyse “Gizli Kahraman” olarak aktaracağım Feruz Bozaslan…
Şu anda İZVAK Başkanlığını yürüten Ali Erten’in Karşıyaka Spor Kulübü başkanlığındaki yönetim kurulunda “En genç yönetici” olarak görev yapan ve kendince ilk hatalı karara da imza atmayıp “yönetimden istifa eden” Karşıyaka ve KSK sevdalısı bir genç.
Doğma büyüme Karşıyakalı… “Alaybey çocuğu” olarak gurur duyuyor ve “Bizim kanımızın kırmızısının yanında yeşili de var” derken, adeta gururlanıyor… “Büyük ikramiye” kendisine çıkmış gibi mutlu oluyor!
O da, her zaman doğru el verenlerin elini sıkı sıkı tutanlardan birisi.
Karşıyaka Belediyesi’nde çalışan ve bu güne kadar sessiz sedasız inanılmaz projelere imza atan Feruz Bozaslan’ın Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Fair Play Konseyi tarafından da “Fair Play Madalyası” ile ödüllendirildiğini hemen ifade etmeliyim.
Karşıyaka ile Lailapas arasında oynanmak için başlayan ancak iki kez tamamlanamayan tarihi maç öncesi yaptıklarını bu sayfaya sığdıramayacağımızdan konuyu keselim… Çok merak edenlere de “Dostluk Kazansın” kitabını okumalarını öneririm.
Dediğim gibi Feruz Bozaslan Karşıyaka için bir kıymet.
Elbette değer biçenler için…
Bilmeyenlere zaten söyleyecek hiçbir sözümüz olamaz!
Bizim sözümüz değer bilenlere…
Juvenalis’ın sevdiğim bir sözüdür: “Birçok kişinin değeri, yontulmamış elmaslar gibi içinde saklıdır.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!