İnsanoğlu takvim yapraklarını “Yeni bir gün” diyerek tek tek koparırken, bir de bakıyor yıl bitmiş, eski olup gitmiş…
Kesinlikle beyin düşündürüyor, kalp söyletiyor; “Yeni yıl, yeni umutlar…”
Her şey çok güzel başlıyor. Ne yazık ki yıl eskidikçe, umutlar da köreliyor…
İşte o zaman yapacak bir şey yok!..
Dön yine başa…
Yeni yılın heyecanını yaşayanlardan kimisi yurt dışında, bazıları beş yıldızlı otellerde ama büyük çoğunluk da, evde tombala!..
Açıkçası parası olana “Vur patlasın, çal oynasın…” Havai fişekler, çav çavlı eğlenceler… Davul, zurna, dümbelek!..
Olmayanlara da; evinde her zamanki gibi televizyon başında çekirdek çitlemek!..
Bir ara modaydı “P.T.T.” Gençler bilmez. Belki büyüklerinden duymuş olabilir: “Pijama, Terlik, Televizyon…”
Yılbaşı gecesinin en büyük eğlencesiydi saat 00.00’da dansöz…
Heyecanla beklerdi, maaile…
Bu yılbaşı da değişen hiçbir şey olmadı… Tek değişen etrafımızda dansözlerin çoğalmasıydı!
Ne yapacaksınız. Kaderinizde ne varsa onu yaşayacaksınız…
Biz yine de umudumuzu yitirmemeliyiz.
Peki, sporda gelecekten ümitli miyiz?
Üç büyüklü süper lig bir yanda, diğer tarafta sahası bile olmayan amatör futbol takımlarının çilesi yarı sahada çalışma…
İnanın bulabilenler ona da şükrediyor!
Yeni yıl için umutlu olan amatör spor kulübü başkanı veya yöneticisi var mı?
Klasik cevap ezberlendi: “Yok…”
Nedeni de görülen köyün kılavuz istememesi…
Amatörlerin ümidi, hiç görmeyen birine, gökkuşağını anlatmak kadar zor ve imkânsız olsa gerek!
İnşallah biz yanılırız…
Son dönemde futbolda gündem hakemlerin saha içi yönetimleri, VAR uygulamaları ve nihayetinde de patronları olan MHK (Merkez Hakem Kurulu).
Taraflı olanları, fanatikleri bir tarafa bırakıyorum. Tarafsızları bile çileden çıkaran düdüklerden sonra, başkan, yönetici, teknik adam, futbolcular ve futbol seyircisinin gerçekten haklı oldukları çok taraf var.
Ama gel gör ki; amatör liglerdeki hakem yönetimlerini izleseler şu anda yerdikleri hakemleri kucaklarında değil, omuzlarında taşıyacaklar… Belki de onlara “Padişah Koltuğu” hediye ederek limuzinle stada getirecekler…
Siz profesyonel liglerde yardımcı hakeme “Ofsayt. Bayrağı neden kaldırmıyorsun?” diye bağıran seyirciyi duymuşsunuzdur da; “Bunu kaldır” dediğinde bayrak çeken yardımcı hakeme rastlamamışsınızdır!
Hele sokak deyimiyle “kaşar futbolcu”ların aynı anda isyanlarıyla ürkerek faul vermeye korkan veya cebinden kart çıkarmaya cesaret edemeyen hakemlere rastladınız mı?
Bizler amatör liglerde çok gördük…
Bir de göremediğimiz, daha köhne köşelerdeki maçlar var ki; evlere şenlik!..
Ateş düştüğü yeri yakar!
Ah be, Kulüpler Birliği üyeleri… Bir ara vakit bulup da şu amatör liglerdeki maçları habersiz, kıyıdan, köşeden sessizce izleseniz…
Elbette “Hakem eğitmenleri” gibi sizler de diyebilirsiniz…
“Hakemler o liglerde deneyim kazanacaklar, stajlarını yapacaklar…”
Staj yeri futbol sahası değil eğitim merkezleri olmalı… İyi eğitim verilmeli ki; sahada maç yönetirken stajından geçer notu alabilsin. Üstlere çıkarken de dolu dolu gidebilsin… Fair Play ruhundan ayrılmayan ve gençlerden ekip oluşturan, futbol oynamaya çalışan, futbolcu yetiştirmeye özen gösteren takımların canını yakmasınlar, onları ürkütüp de filiz yaşlarda jübile yapmaya zorlamasınlar…
Şu hakemlik yok mu?..
Var da; konu çok derin…
Elbette bunun muhatabı TFF ve onun en yetkili kurulu MHK.
Ne yazık MHK sürekli tartışılıyor. Okların hedefi oluyor. İstikrarı sağlayamadıkları için de sıklıkla kaos ortamı yaratılıyor.
MHK’deki istikrar elbette her kademeyi etkiliyor. Şöyle bir geçmişe göz attığımızda MHK’de oluşturulduğu günden (1991) bugüne kadar 26 kez el değiştirmiş, 17 isim koltuğa oturmuş. Bunlardan üçü (Hilmi Ok, Sabri Çelik, Yusuf Namoğlu) üçer, üçü (Doğan Babacan, Zekeriya Alp, şu anda MHK’nin başında olan Ferhat Gündoğdu) ikişer kez gidip gelmiş. Ertuğrul Dilek, Ahmet Güvener, Bülent Yavuz, Ufuk Özerten, Mustafa Çulcu, Oğuz Sarvan, Kuddisi Müftüoğlu, Serdar Tatlı, Lale Orta, Ahmet İbanoğlu da birer kez koltuğa oturmuş. En uzun süreli kalan 4 yıl 36 gün ile Bülent Yavuz olmuş. En kısa ömürlü de 167 gün ile tek kadın başkan olan Lale Orta. Ahen Tüzün de bir kez vekâleten başkanlık görevini yürüttü.
MHK tarifinde ilk kez TFF’nin seçimli genel kurulunda delegelerin oylarıyla göreve geldi. Levent Bıçakçı’nın 22 Temmuz 2004 yılında TFF Başkanı seçildiği dönemde de rakibi olan ve seçimi kaybeden Mehmet Ali Yılmaz’ın adayı Sabri Çelik seçimi kazanarak MHK Başkanlığı görevine getirildi.
TFF’nin şu anki MHK Başkanı, Kulüpler Birliği toplantısında Danışma Kurulu kurulacağını ve bu kurulda 5 üyenin üçünü kulüplerin, ikisini federasyonun atayacağını açıkladı. Yeni sistemin işleyişi hakkında da bilgi veren MHK Başkanı, "İki üst yönetici olacak. Bir teknik üst yönetici (CEO), yani hakemlik sisteminin teknik işlerini yürüten CEO, yani şu an benim yaptığım görev. Bir de kurumsal CEO, yani kurumsal işleri yürüten bir kişiyle toplam 2 CEO ile sistemin yürütülmesini öngörüyor. Danışma kurulu atamalar, eğitimler, hakemlik sistemini ilgilendiren her kararı verebilme yetkisine sahip olacak” dedi.
Hayırlı olsun demekten başka ne söylenir. Bekleyip alınan kararın faydalarını, zararlarını göreceğiz…
Will Rogers’in dediği gibi: “İyi kararlar tecrübe sayesinde alınır. Tecrübe ise, kötü kararlar sayesinde kazanılır.”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!