Tarihte bir zamanlar

Adolf Hitler, 1939-45 arası yıllarda,  Almanya halkının tamamını ve gençliğini adeta büyülemiş, kendisine hayran bırakmıştı. Dünya tarihi değişmiş, bu hayranlığın bedeli çok ağır olmuştu. Milyonlarca Alman genci ölmüş, koca bir imparatorluk, sefalete mahkum edilmişti. Çünkü, psikopat ruhlu ve fakat siyaset alanındaki üstün zekası ile güçlü hitap ve ifade tarzını mükemmel kullanabilen  bir kişi, koskoca bir milleti pençesine almıştı. Tıpkı, kartalların, balıkları yakaladığı gibi!... Beyinler yıkanmış, uçurum hazırlanmış, dünyaya hakim olmak hayalleri kurulmuştu. Alman ırkı boşluğa doğru yürüyordu. Nihayetinde, milleti pençesine alan liderin gerçek kişiliği, kötü niyeti ve başarısızlığı anlaşılınca, 1945 yılı ortalarında Almanya, Adolf Hitler'den kurtuldu. Acılarla yoğrulan Alman halkı, yaşamın, medeniyetin, dürüstlüğün, çalışkanlığın ve bilinçlli olmanın önemini çok iyi anladı. Böylece, bu günkü Almanya doğdu. Yeniden bir lokomatif meydana geldi. Ekonomisi güçlü, MEDENİYET ölçüsü yüksek, bilinçli, bilgili, dürüst ve kandırılamayacak seviyedeki toplum yapısıyla, Avrupa'nın lideri olmayı başardı.
Hatta, dünyaya örnek oldu...
Sonuçta, şunu söylemek gerek!..
Tarih, tekerrürden ibarettir!..
İbret verici örnekleri alamayanlar, bunu yaşayarak öğrenirler...
Çünkü, eskiye önem vermeyenler, yeniyi yaşatamazlar.
Dünya tarihi, bu tür hatıraların izlerini halen korumaktadır.
Korumaya da devam edecektir.
Taa ki: Yeni yeni ve "hep ben bilirim, benim dediğim dedik, öttürdüğüm düdük" diyerek olamayacak hayal peşinde koşan liderler, devlet adamları, siyasiler, öğrenene kadar!..
NOKTA!..