Almanya!.. 1945 yılı öncesi, ikinci dünya harbinin birinci derecede sorumlusu... Maceracı ve Alman halkını (gençlerini), kendisine uzunca bir süre hayran bırakarak, kötü ihtirasına alet eden Adolf Hitler, bütün Avrupa ülkelerine korku salarak, askeri gücünü kanıtlarken, hiç beklemediği bir taarruzla karşılaşmıştı!. Normandiya çıkartması!. Amerikalı general Dwight D. Eisenhower kumandasındaki müttefik güçleri, 1944 yılı Haziran-Eylül ayları içerisinde, Alman kuvvetlerini püskürtüp, Fransa içlerine kadar ilerlemeyi başarmışlardı!...
İşte, bu dönemden sonra, ruletin okları yön değiştirdi!. Almanya mağlup olmaya, milyonlarca Alman genci, hayatlarını kaybetmeye başlamıştı!. Hitler'in maskesi düşmüş, Almanların kendisine olan güveni ve sevgisi yok olmuş, nefrete dönüşmüştü!. Çünkü, kandırılmışlardı!. Aldatılmış olmanın bedelini, millet olarak, çok ağır ödemişlerdi!. Ülkenin enerji üreten genç insan gücü, oldukça zayıflamıştı!.. Sonuçta, 1945 yılı ortalarında, savaş, Almanya'nın, mağlubiyeti ile noktalanmıştı!. Harap olmuş bir ülke, nüfusu azalmış, morali bozulmuş bir millet, yeni bir mücadelenin, ilk adımlarını atmalıydı!. Öyle de oldu!. İlk adımlarını attılar!. Hem de, öyle bir adım ki, tüm dünya ülkelerine, örnek olacak nitelikte!...
Vee... Bu günkü "Almanya Mucizesi!.." ifadesini kullanmaya layık biçimde!... Peki: Nasıl oldu da, maddi manevi çöküntüye uğramış bir millet ve ülkeleri, bugünkü performansı yakalayabildi?. diye düşünüyorum, açıkçası!. Hem de, tüm Avrupa ülkelerinin lokomotifi konumuna gelebilecek şekilde!...Bu sorumun cevabını, Almanya'nın içerisinde yaşayıp, Alman milletine mensup kişileri tanıdıktan sonra, verebiliyorum!..Yani, hakiki Germany ırkının özelliğini tanıdıktan sonra!...
Azınlıkta kalan fanatik milliyetçi bir kısım Nazi heveslisi kalıntılar dışında, Alman halkı, gerçekten, MEDENİ YAPILARIYLA ve oluşturdukları sistemlerle, tüm dünya ülkelerine örnek seviyeye yükselmişler!...
Resmi kayıtlarını görüp, bizzat incelemiş değilim!. Ama, Avrupa Birliği'nin lokomotifi konumunda olan Almanya, duyumlarıma göre, 2018-19 bütçesini, 280 milyar ABD. Doları kadar, fazlasıyla kapatmış!. Yüzbinlerce mülteci, sığınmacı, muhacir vatandaşlar ile kendi öz halkını, kavgasız, gürültüsüz ve belli bir ekonomik standarta oturtabilen Almanya, fert başına düşen milli gelirde, 280 milyar ABD Doları bütçe fazlası verebiliyor!.. Bu başarısının sırrı nedir?. Diye merak edip, araştırdım!.. Şu sonuca vardım!...
Sırasıyla: 1- Birey olarak değil, millet olarak, birlikte zenginleşmeyi hedeflemişler!.
2- Devletin zenginleşmesini öncelikle benimsemişler!..
3- Asırlarca kullanılabilecek eskimeyen ve geleceği güven altına alan akılcı, dayanıklı, üretim ve ekonomik projeleri hayata geçirmişler!.
4- Her konuda, detaylı tespitlerle, mükemmel alt yapıları oluşturmuşlar!.
5- Eğitim, sosyal, kültürel, ekonomik ve hukuksal alanlarda, hak ve eşitlik kavramlarını ön plana almışlar!.
6- Oluşturdukları tüm sistemleri korumak için, ödün vermeden ve hiç aksatmadan, caydırıcı hukuki uygulamalarını, devam ettirmişler!...Yani, disipline önem vermişler!..
7- Ekonomik, ticari, siyasi ve hukuki alanlarda, dürüstlükten, asla taviz vermemişler!...
8- Fedakarlık olgusunu, öncelikle, devlet için benimsemişler!. Çünkü, devlet güçlü olursa, içerisinde barınan vatandaşlar (insanlar) da, asgari geçim seviyesine ulaşabilirler inancını korumuşlar!... Böylece de, ulus olarak, refah içerisinde, huzurlu ve mutlu bir yapıya kavuşmuşlar!.
9- Kurdukları mükemmel SİSTEMLERE rağmen, emniyet amacıyla, ikinci, üçüncü, dördüncü (B) planı biçiminde, alternatif olabilecek kurtarıcı projeler hazırlayıp, sistemlerin sağlıklı çalışmasını, güven altına almışlar!..
10- İşte, bütün bu özellikler ve daha sayılabilecek pek çok başarılar, ikinci dünya harbinden harap olmuş vaziyette çıkan Almanya'nın, bugünkü mucizevi yapısının tarifi olmuş!.. .
Bu yazıyı, neden kaleme aldım?. Diye soracak olursanız!..... İstiklal savaşından sonra, Rahmetli Deha, Gazi Mareşal Mustafa Kemal Atatürk liderliğindeki Türkiye de, o tarihte, mucizeler yaratmış ve bütün dünya ülkelerinin taktirine ve hayranlığına muhatap olmuştu!. Hem de, 11 milyon nüfusa sahip iken!. Şimdi ise, ne oldu da, ülkemiz, bugünkü parçalanmışlık, ekonomik bozukluk, sosyal ve kültürel çöküntü, eğitimde düşüklük, barışta ve uzlaşmada düşmanlık noktalarına geldi?...
Cevabı ise, ne yazık ki, hiç sevimli değil!. Çünkü: İnançlar bozuldu!. Dürüstlük yok oldu!. Sistemler çöktü!.. Sevgi, saygı ve güven, kayboldu!.. Siyaset, zararlı yapıya dönüştü!.. Parçalanmaya yönelik, düşmanlık TOHUMLARI atıldı!....
Bu kaostan kurtulmanın yolu, Almanya'nın, yeniden güçlenmek formülünü, kullanmaktan ve sistemlerini, örnek almaktan geçiyor diye düşünüyorum, açıkçası!... Umarım, bunu yapabiliriz ve başarılı oluruz!...
Saygılarımla!...
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!