Milli Mücadele Kahramanı, İlk Kalecimiz Kenan Bey
Bugün Dünya Karşıyakalılar Günü… 19.12 tarihi ile “Karşıyaka Türk Mümarese-i Bedeniyye Terakki Kulübü”nün kuruluş tarihi olan 1912 senesine nazire yapan bize göre yılın en güzel günü…
Her yıl 19 Aralık’ta kutlanmaya başlayan “Dünya Karşıyakalılar Günü” münasebeti ile bizde yeni bir proje ile dünyanın herhangi bir yerinde “Biz Karşıyakalıyız” diye haykıran Karşıyaka sevdalılarına, 108 yaşındaki Karşıyaka Spor Kulübü’müzün tarihinden ilk kez duyacağınız hikâyeleri naçizane aktarmaya çalışalım istedik.
“Türk Sporu”nun memleketimizde gelişimini incelediğimizde, memleketimizde tamamen gayrı Müslim ve Levantenlerin söz sahibi oldukları sportif ortam dolayısı ile biraz daha geç gelişmesine neden olmuştu. İşgal yılları, savaşlar, yoksulluk gibi diğer etkenler de bu durumun sebeplerindendi.
1912’ye gelinceye kadar bu süreç bu şekilde devam etmişti. 1912 yılında İzmir’in kuzeyinde bir grup genç, bugünkü Çocuk Yuvası’nın bulunduğu arazide Karşıyaka’nın Rum gençlerinden oluşan futbol takımını izlemekle yetiniyordu. Oynamak istiyorlardı ancak ne maddi durum ne de manevi ortam buna müsait değildi. Her ortamda hor görülmüşlerdi.
Ta ki 1 Kasım 1912’ye kadar.
1 Kasım 1912 tarihinde İzmir şehrinin kuzeyinde bir devrim olmuştu.
Hava hafif yağmurluydu.
Karşıyakalı komşumuz Omiros’un arazisinde zeytin ağacı altında toplanan bir avuç delikanlı, aralarında para toplayarak bir meşin yuvarlak almışlardı. Ve birbirlerine söz vermişlerdi.
“Eğer bir mücadele var ise biz de bu mücadelede yer alacağız, vazgeçmeyeceğiz” diyerek, bu büyük sevdanın tohumunu atmışlardı.
1914 sonlarında “Müdafaa-i Milliye Cemiyeti”nin kurucuları artık yok sayılmayı kabul etmeyerek memlekette top yekûn bir seferberlik başlattılar. Ve “Karşıyaka Müdafaa-i Milliye Cemiyeti” saflarında kulübümüz ortaya resmen çıkıyordu. Yıllar yılları kovaladı, savaşlar devam etti. Kulüp mütareke dönemi dağıldı, tüm kurucularımız memleket için hizmet etmek maksadıyla çeşitli görevlendirmeler çerçevesinde bu Kuvâ-yı Milliye saflarında Kurtuluş Savaşında savaştı.
İşte bu ilk yazımızda anlatacağımız hikaye kulübümüze ve şehrimize âşık olmuş, Cumhuriyet dönemi sonrası ilk kalecimiz ve Kuvâ-yı Milliye kahramanı Kenan bey efendinin hikayesidir.
Kenan bey (Or), o sezon(1922) namağlup ve gol yemeden İstanbul Ligi şampiyonu olmuş Fenerbahçe Futbol Takımı’nın kalecisiydi. Hatta dönemin, Fenerbahçe Kulübü Fahri Başkanı, Halife Abdülmecid'in oğlu Şehzade Ömer Faruk Efendi, bu takımı tebrik etmek için buluşmuşlardı. Bu buluşmadan 2 ay sonra, Fenerbahçeli futbolculardan takım arkadaşları Şehit Nâhit (Çokbaşaran), Kâmil (Rona), Ethem (Bellisan), ve Dr. Refik (Kuntol) ile beraber Anadolu'ya gidiyor ve Sakarya Cephesi'nde subay olarak görevlendiriliyorlardı. Kaleci Kenan, daha sonra Albaylığa kadar yükselirken, Mustafa Kemal'in 1922 Temmuz ayında Akşehir'de yaptığı, kritik toplantıda da yer alıyordu. Hatta Mustafa Kemal Paşa’nın Büyük Taarruz kararını aldığı Akşehir’de gizli bir toplantıda komutanları bir araya getirmek amacıyla, 28 Temmuz 1922’de düzenlenen futbol maçı, ülkemizin kaderini değiştiren tarihi bir olaydır.
Atatürk Nutuk’ta bunu, “28 Temmuz 1922 günü öğleden sonra yaptırılan bir futbol maçını görmeleri ileri sürülerek, ordu komutanları ve bir takım kolordu komutanları Akşehir’e çağrıldı. 28/29 Temmuz gecesi, komutanlarla genel olarak saldırı konusunda görüştüm” sözleriyle ifade etmektedir.
1920 – 1922 tarihleri arasında Fenerbahçe’nin kaleciliğini yapan Kenan bey, 1922 yılında Üsteğmen olarak Milli Ordu’ya katılmış, yukarıda bahsettiğimiz Akşehir’de düzenlenen futbol maçında kaleyi koruyan milli mücadele kahramanı Kenan bey’di.
İzmir’in büyük istirdâtına (kurtuluşu) müteakip İzmir’e yerleşmişti. İzmir’de 1924 ve 1925 yıllarında, yeniden canlandırılan Karşıyaka Gençler Birliği kulübümüzün kalesini koruyordu. 1925 yılında organizasyonu ile Fenerbahçe takımının ilk yurt içi seyahatinin yapılmasını sağlayan Kenan Bey, Akdeniz Üs Komutanı ve aynı zamanda Türkiye’nin ilk futbolcularından Fenerbahçe’li Fuad Hüsnü beyden yardım isteyip Fenerbahçe’nin İzmir’e Gülnihal Vapuru ile getirilmesinde büyük rol oynuyor.
1924-25 İzmir Mıntıkası Futbol Ligi Yarı Final Müsabakası ve Hatalı Paylaşımlar
Paylaşacağım fotoğraf hatalı olarak üzerine “1923 – Karşıyaka Spor Kulübü” yazılmışsa da fotoğrafın kısaca öyküsünü anlatalım.
Fotoğraf 22 Ağustos 1924 tarihine ait.
Karşıyaka Spor Kulübü’nün ortaya çıkmasına henüz yaklaşık bir sene var. O dönem kulübümüzün adı Karşıyaka Gençler Birliği. Kulübümüzün o dönemki başkanı olan kurucularımızdan Kadızâde Zühtü bey, kulübümüzün Cumhuriyet sonrası ilk futbolcuları; Mamako ismiyle maruf Saim bey, ilk milli futbolcumuz Vahyi bey, İsmail bey ve Necati bey fotoğrafta seçilebiliyorlar.
Fotoğraf, 1924-25 yılı İzmir mıntıkası yarı final müsabakasından öncesine ait. Altınordu ile üç defa maç yapmamıza rağmen yenişemediğimiz için, dördüncü maç oynanıyor.
Maçın hakemi İdman Ocağı’ndan Said bey. Maçta Karşıyaka’mız Necati beyin muazzam golü ile 1-0 öne geçiyor, fakat Altınordulular golden sonra ofsayt olduğu gerekçesiyle itirazlarda bulunuyor. Hakem golü veriyor. Yapılan lobi faaliyetleri ile usüle uygun şekilde Tayyare takımından Selahattin beyi transfer etmiş olan Karşıyaka Gençler Birliği’ni futbol heyetine şikâyet ediyor. Halk galeyana gelerek sahaya iniyor ve maç yarıda kalıyor. Futbol heyeti maçın nihai sonucunu ayrı bir toplantı ile belirliyor. Futbol heyetinin kararı ile maç geçersiz sayılıyor ve Altınordu finale yükselen takım oluyor.
Kenan bey 1924 ve 1925 yılları İzmir Ligi’nde Karşıyaka Gençler Birliği forması altında sayısız maça çıkmış, 1924’te yarı final, 1925’te ise final maçlarında kalemizi korumuştu. Milli mücadele kahramanı, Kaf Sin Kaf’ın ilk kalecisi Kenan bey’i rahmetle anıyorum.
Ülkemiz tarihinde çok önemli yer teşkil etmiş olan Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş gibi İstanbul Liginde bağımsızlık mücadelesi vermiş takımlar gibi İzmir’de Karşıyaka ve Altay bu mücadeleyi veriyordu. Aslında tüm bu saydığımız takımların amaçları, hedefleri gençleri spora yöneltip, dostluğu, sporu ve paylaşımı yeni kurulan bir ülkenin gençlerine aşılamaktı. Aslında kuruluşları birbirini takip eden bu Türk kulüplerinin yalnızca forma renkleri farklıydı. Hepsi aynı amaca hizmet etmişlerdi. Ve öncü olmuşlardı. Onlar ırkçı değillerdi, işgale direnmişlerdi, sadece adalet istemiş ve hakları olan bağımsızlığı talep etmişlerdi.
Ve yüz yıldan fazladır mücadeleye devam ediyorlar. Belki İstanbullu dostlarımız bu mücadelede sportif anlamda daha fazla başarılı olmuş olabilir. Ancak bizim için sportif başarıdan daha önemli olan bir şey var ise o da mücadele etmektir. Yazar ve fikir adamı Samuel Beckett’in dediği gibi "Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil. Daha iyi yenil."
Bu vesile ile bize bu sütunlarda Karşıyaka’nın bilinmeyenlerini aktarma imkânı veren Avni Erboy ağabeyimin, bu yazıların sizlere ulaşmasında kıymetli emekleri bulunan Mert ve Yiğit Erboy kardeşlerimin, sosyal medyadan yazılarımız ve aktardıklarımız ile alakalı olumlu-olumsuz fikirlerini aktaran kıymetli hocalarımızın ve kalbinde Karşıyaka sevgisi olan tüm Karşıyakalıların 19.12 Dünya Karşıyakalılar Gününü kutlarım.
Biz Karşıyakalıyız.
Araştırmacı: Bedri Cumhur Doğu
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!