Karşıyaka Haber Gazetesi’nin Aralık 2019 sayısında yayımladığımız, 07.05.1926 tarihinde Taksim stadyumunda oynanan, kulübümüzün ilk kez milli formayı giyen futbolcusu Vahyi bey’in Karşıyaka armasını, Avrupa’nın ortasında, Lviv Şehir Stadyumunda dalgalandırdığı ikinci maç.
İlk kez paylaşacağımız, Polonya Devlet Arşivlerinden bulup çıkarttığımız fotoğraflar, Karşıyaka tarihinin en önemli hatıralarından birini, Karşıyaka armasını yaklaşık yüz yıl önce Milli Futbol Takımımızın formasını giyerek, Avrupa’nın ortasında dalgalandırdığının en önemli tarihi vesikası oluyordu.
12.09.1926 tarihli Polonya – Türkiye Milli maçı.
Yer günümüzde Ukrayna sınırlarında bulunan Lviv.
O dönemde Polonya şehirlerinden birisi olan Lemberg(Lviv) Şehir Stadı.
Türk Milli takımımız bir Avrupa turnesine çıkıyor, Almanya ve Polonya’da çeşitli temaslarda bulunuluyor.
İlk kez Romanya maçında milli olan futbolcumuz Vahyi bey’in, milli takım tarihimizin 13. Maçında, Polonya ile maça çıkıyordu.
Kadroda kimler yok ki…
Fenerbahçe’den Zeki Rıza bey, Kadri bey, Alaaddin beyler.
Galatasaray’dan Burhan bey, Muslih bey, Rasim beyler. Vefa’dan Sami bey. Beykoz’dan Burhan bey. Velhasıl İstanbul Liglerinin en kuvvetli oyuncuları Türk Milli takımında.
Erken Cumhuriyet döneminde Türk Milli takımı İstanbul lobisi tarafından belirlenirdi. Milli takımı, teknik direktörümüz Billy Hunter, genellikle İstanbul takımlarından kuruyordu. İlk milli olan İzmirli futbolcu, Altay kulübümüzden Hamid bey olmuştur. 1924 Olimpiyatları için Türk Milli takımı ile kampa girmiştir.
İkinci defa İzmir’den Milli takıma seçilen büyük futbolcumuz Vahyi bey’den biraz bahsedersek, 15 Eylül 1905 tarihinde Karşıyaka’da dünyaya geldi.
1929 yılında memuriyet dolayısı ile kendisine gelen teklif ile Galatasaray'a transfer olmuştur. 1932 yılına kadar Galatasaray'da futbol oynamıştır. Futbolculuk yaparken aynı zamanda Galatasaray Lisesi Beden Eğitimi Öğretmenliği ve Müdür yardımcılığı yapmaktaydı. Galatasaray Spor Kulübü’nün 1063 nolu kongre üyesidir. 1938 yılında İstanbul Maarif(günümüzde MEB) Müdür yardımcısı olmuştu. İlerleyen yıllarda İstanbul Beden Terbiyesi Bölge Müdürlüğü yapmıştır. 1988 yılında hayata gözlerini kapamıştır.
Karşıyaka’da futbolculuğunun yanı sıra Tenis, Voleybol ve Basketbol takımlarımızda da görev almıştır. Hem takım kaptanlığımızı hem de genel kaptanlığımızı uzun süre yapmıştır.
İlk kez Karşıyaka kulübünün getirttiği dört tek Skif’lerde kürek sporu ile tanıştı. Bu sporu İzmir’de ilk defa yapanlardandır.
Oynadığı mevki çoğunlukla o dönem bahsedildiği şekilde “müdafi” olmuştur. Sol Haf(Orta sahanın solu) ve sol bek mevkiinde olduğunu araştırdığımız kaynaklardan anlayabiliyoruz.
Kulübümüzün Kurtuluş Savaşı sonrası yeniden canlandırıldığı dönemde, Karşıyaka Gençler Birliği’nin kurucularındandı..
Bana göre İzmir Spor Tarihinin en önemli futbolcularındandır.
İstanbul gazetelerinde Avrupa turnesi ile ilgili kendisinden “Milli takımdaki Yegâne İzmirli” olarak bahsedilen Karşıyakalı Vahyi Oktay, Polonya maçında Burhan bey’in 15.dk. da sakatlanması sonrası oyuna dahil oluyordu.
Fotoğrafta farklılığını ortaya koyan Vahyi bey, üzerinde süveter tarzı yeleğiyle ve saç tarzıyla dikkat çekiyordu. Zaten dönemin basını kendisini bu tarzı ile resmediyordu.
Vahyi bey, maçta büyük çaba göstermesine rağmen, milli takımımız mağlup oluyordu.
Bu maçtan sonra İstanbul Muhteliti ile Varşova Muhteliti arasında oynanan maçta da görevalıyordu.
Velhâsıl daha önce belirttiğim gibi Vahyi bey İzmir ve Karşıyaka’nın ilklerindendi. Karşıyaka tarihine geçmiş ve böylesine önemli tarihi bir olayı ilk kez yaşamış olan Vahyi bey’in semtimizde hatırlanmasına ve anılmasına vesile olacak bir anıtın veya adının bir yere verilmesinin çok kıymetli olduğunu düşünüyorum. Belediye Başkanımız Sayın Cemil Tugay’ın Karşıyaka’nın ilk milli futbolcusunun her zaman hatırlanmasını sağlayacağına ve unutturmayacağına inancım tam.
Ayrıca 8 Şubat 2019 tarihinde sonsuzluğa uğurladığımız Karşıyaka Spor Tarihi Müzesi kurucusu büyüğümüz Dr. Bülent Zeren’i vefatının sene-i devriyesinde saygı, minnet ve rahmet ile yâd ediyorum. Ruhu şâd olsun.
Tribünlerde her zaman dediğimiz gibi…
Yaşa – Varol Kaf Sin Kaf
Şanınla, Şerefinle…
Araştırmacı : Bedri Cumhur Doğu
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!