İlklerin takımı Karşıyaka’mızın bilinmeyen tarihinden yine bir ilki sizlerle paylaşıyoruz. İzmir’in kurtuluşu münasebetiyle İzmir mıntıkası tarafından düzenlenen “9 Eylül Kupası” ve tüm detaylarını sizlerle buluşturuyoruz. Keyifli okumalar.
110 yıllık, İzmir’in en kıdemli formasına sahip olan Karşıyaka Spor Kulübü’müzün tarihini araştırdıkça, aslında bilinenlerin, tabir-i caizse buz dağının görünen kısmı olduğunu, bilinmeyen bir çok hatıranın olduğunu anlayabiliyoruz.
Türk spor tarihinin kurucu unsurlarından olan kulübümüzün, bir çok branşta öncü olarak, Türkiye Cumhuriyeti gençlerine aşıladığı spor aşkı, yalnızca kupalarla sınırlı olamaz elbette. Ancak henüz Türkiye’de sporun gelişimi aşamalarında ortaya koyduğu faaliyetler, bu büyüklüğün fotoğrafını gözler önüne seriyor.
Biz de dur-durak bilmeden Karşıyaka tarihinin karanlıklarını aydınlatmaya devam ediyoruz.
O değerli hatıralardan birisini, 9 Eylül 1928 tarihinde, hem İzmir’in Kurtuluş Bayramı’nın, hem de Alsancak stadının beton tribünlerinin açılışı için, dönemin futbol federasyonu olan Türkiye İdman Cemiyetleri İttifakı(T.İ.C.İ.)’nin İzmir mıntıkası tarafından ortaya konulan bir kupa ile kutlandığını ve bu kupayı kazanarak müzesine götürme şerefine eriştiğini İLK KEZ tespit etmiş olduk.
Aslında, 1928 yılında 9 Eylül adına izafe edilen iki kupa maçı yapılmıştı. Birisinde Altay ile Altınordu arasında bir kupa maçı tertip edilmiş, hasılatı mıntıka için tahsis edilmiş 7 Eylül’de oynanması gereken maç bazı sebeplerden dolayı 14 Eylül Cuma gününe ertelenmiş ve o tarihte saat 16:30’da oynanan maçta beraberlik dolayısıyla 22 Eylül’de oynanan maçı Altay 2-1 kazanmış ve ilk kupayı almıştır.
Karşıyakamızın katıldığı diğer 9 Eylül Kupası turnuvasında, İzmir’imizin Cumhuriyet sonrası kurulan kulüpleri Altınay, Göztepe ve Sakarya ile düzenlediği, 14 Eylül Cuma günü oynanacak maçlarda, kupa sahibini bulacaktı.
T.İ.C.İ. İzmir mıntıkası heyeti başkanı aynı zamanda şehrimizin valisi Kazım Dirik Paşa’nın unutulmaz yardımları ile Alsancak stadyumuna yaptırılan beton tribünlerde, ilk kez görücüye çıkmıştı.
Çekilen kuralar ile ;
Saat: 13:00 – Karşıyaka Spor Kulübü – Altınay
Saat: 15:00 – Göztepe – Sakarya
Maçları oynanacaktı. Galip olanlar bir hafta sonraki Cuma günü final maçı sonucu ile kupayı kazanacaklardı.
KARŞIYAKA – ALTINAY MAÇI
14 Eylül 1928’de Alsancak stadının bazı kısımları açılmamış olsa da beton tribünlerin büyük bir kısmı ilk kez açılmıştı.
İlk maç Karşıyakamız ile Altınay takımı arasında başlamıştı. Kadromuz şu şekilde idi:
Rasim,Necati, İsmail, H.Turgut, Halil, Vahyi, Mehmed, Ercüment, Hamdi, Şerif
Hakem, mıntıka heyeti reisi olan Mamako namıyla maruf Saim(Seymener) idi.
Maçın her iki devresinde de Kaf Sin Kaf güzel oynuyordu. 20.dk’da Vahyi’nin pasıyla buluşan Şerif ilk golü kazandırmıştı. 1-0.
İlk yarının sonlarına doğru Vahyi bey’in kullandığı bir penaltı ile fark ikiye çıkıyordu. 2-0.
Ve maç bu sonuçla bitmiş, Karşıyaka adını finale yazdırmıştı.
Diğer maçta Göztepe, Sakarya ile berabere kalmış, tekrar oynanacak bir maç ile Karşıyakamızın finaldeki rakibi belirlenecekti.
22 Eylül 1928 tarihinde Alsancak stadında oynanan tekrar maçında yine galip gelen olmadığı için, ilerleyen günlerde oynanacak bir maç ile Karşıyaka’nın finalde rakibi belirlenecekti.
Göztepe ve Sakarya arasındaki 3.maçta da berabere kalınınca, kurallar gereği 4.maç oynanmayacak, kura çekilecekti. Üç maçta da daha iyi oynayan Göztepe olmasına rağmen, kurallar gereği kura çekilmiş ve Karşıyaka’nın rakibi Sakarya olmuştu.
Karşıyakamızın futbol şubesinin Cumhuriyet sonrası kurucularından, ilk kaptanı, ilk milli futbolcusu, ilk kürekçilerinden Vahyi Oktay’ın Galatasaray Lisesi’ne Beden Terbiyesi öğretmeni olarak atanması dolayısıyla bu maça çıkamamış ve Karşıyakamıza veda etmiştir. Sonrasında Galatasaray kulübü birinci takımında kaptanlığa kadar yükselmiştir.
VAHYİ OKTAY KİMDİR?
1 Temmuz 1905 tarihinde babasının askerlik görevi nedeniyle Selanik’te doğan Vahyi Oktay, Balkan Savaşları sırasında komutanlık binasının havaya uçurulması nedeniyle, babasının şehit edilmesi üzerine, annesi de 1914 yılında çocuklarını alıp İzmir’e geliyorlar.
Karşıyaka’nın yeniden canlandırıldığı 1922’den 1928 sonuna kadar hem sporcu hem de idareci olarak görev yapmıştır.
Daha önce yine Karşıyaka Haber’de detaylarını yazdığım hayatı ile ilgili gerekli düzeltmeleri yapan, bilgi ve belgelerini paylaşan oğlu Sayın Özdemir Oktay’a teşekkürlerimi iletiyorum.
KARŞIYAKA – SAKARYA MAÇI
Nihayet final maçına gelinmiş ve Karşıyaka – Sakarya maçı için 6 Ekim 1928 tarihinde Alsancak stadyumu dolmuştu.
Hakem Altınordu’dan Hüseyin bey idi. Maçtan önce favori gösterilen takım Karşıyaka’ydı. Ama Karşıyaka’nın en önemli oyuncusu Vahyi bey’in GS’a transfer olarak oynamayacak olması İzmir spor basınını tereddüt içerisinde bırakmıştı.
Karşıyakamıza ve 9 Eylül gününe çok önem veren Fahrettin (Altay) Paşa ve valimiz Kazım (Dirik) Paşalar ve eşleri hanım efendiler, Fırka Kumandanı Seyfeddin bey, Fırka mutemedi Salih bey ve Polis Müdürü Ömer beyler hazır bulunarak maçı izliyorlardı.
Maçta, oyunun başından sonuna kadar Kaf Sin Kaf hakimiyetini kurmuştu.
Ve maç Karşıyaka’nın 2-0 galibiyeti ile tamamlanmıştı. Bunun üzerine Fahrettin Paşa ve Valimiz Kazım Paşa sahaya inerek Karşıyaka’nın kazandığı 9 Eylül Kupasını takdim ederek, tebriklerini sundular.
İZMİRSPOR KULÜBÜNÜ OLUŞTURAN TARİHİ İKİ TAKIMI: ALTINAY VE SAKARYA KULÜPLERİ
28 Kasım 1930 tarihinde günlerce süren görüşmelerle, Altınay ve Sakarya kulüpleri birleşerek İzmirspor kulübünü oluşturmuşlardır.
Altınay 1923 yılında ve Sakarya 1924 yılında kurulmuştur. İzmir’in kurtuluşu sonrası spor hareketleri ile İzmir sporunda önemli bir yer alan, Eşrefpaşa gençleri tarafından tesis edilen bu güzide kulübümüz, bugün maalesef amatör kümede can çekişmektedir.
Umarız İzmir spor camiası bu güzide kulübümüzü düştüğü yerden kaldırabilir.
KAF SİN KAF TARİHİ DEMEK TÜRKİYE CUMHURİYETİ TARİHİ DEMEKTİR!
Kaf Sin Kaf tarihini araştırdıkça, yeni bilgileri aktardıkça aslında kulübümüz tarihinin Türkiye Cumhuriyeti tarihi demek olduğunu anlayabiliriz.
II. Meşrutiyetten itibaren, İttihad ve Terakki Cemiyeti kurmayları tarafından, paramiliter yapı haline örgütlenen Karşıyakalı gençlerin, Gâzi Mustafa Kemal Paşa’nın fikirleri öncülüğünde Kaf Sin Kaf’a dönüşümü ve bu dönüşüm ile birlikte kulübümüzün, Cumhuriyet İzmir’inde kurucularından olduğu spor ve beden eğitimi seferberliğinin anlamını ve anlattıklarını sizlere örneklerle, belgelerle, fotoğraflarla aktarmaya devam edeceğiz.
Bugün 10 Kasım.
Milletimizin kurtarıcısı Büyük Gâzi’yi rahmet ve minnetle anıyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!