İzmirli Doruk Güngör tarihe geçti...

Yaşar Üniversitesi Spor Salonu, tarihi bir olaya sahne oldu. Yaşar Üniversitesi-İstanbul Kavram Meslek Yüksek Okulu Ünilig Erkekler Basketbol maçında, sahaya çıkan Yaşar Üniversitesi Grafik ve Tasarım Bölümü öğrencisi Doruk Güngör, Türkiye’de resmi maça çıkan ilk otizmli oldu.

Türkiye’de üniversite eğitimi alan bilinen 7 otizmliden biri olan Yaşar Üniversitesi Grafik ve Tasarım Bölümü öğrencisi Doruk Güngör, Selçuk Yaşar Kampusu Spor Salonu’ndaki Ünilig Basketbol maçında sahaya çıkarak tarihe geçti. Geçen yılın şampiyonu Yaşar Üniversitesi ile İstanbul Kavram Meslek Yüksek Okulu arasındaki Ünilig Erkekler Basketbol maçında 6 numaralı formasıyla sahaya çıkan Doruk, Türkiye’de resmi bir maça çıkan ilk otizmli oldu.

İzmirli Semra ve Ergin Güngör çiftinin oğulları Doruk, 1,5 yaşına kadar normal bir yaşam sürdü. Ancak o günden sonra zamanla içine kapandı, hareketleri değişti. Doruk Güngör’e 2,5 yaşındayken otizm teşhisi kondu. 3 yaşındayken okuma yazmayı öğrendi, 4 yaşına geldiğinde ise 4 işlemi söktü. 5 yaşına geldiğinde notaları anında deşifre ederek çalıp söyleyebiliyordu.

Türkiye’de henüz kaynaştırmalı eğitim yokken ailesinin büyük çabalarıyla akranlarıyla beraber ilkokula başladı. Herhangi bir tarihin hangi güne denk geldiğini birkaç saniyede biliyor ve telefon numaralarını da hafızasında tutabiliyordu. Ortaokul ve liseyi başarıyla bitiren Doruk Güngör, geçen yıl girdiği üniversite sınavında Yaşar Üniversitesi Grafik ve Tasarım Bölümü’nü yüzde 50 bursla kazanmayı başardı. Doruk, şu anda İngilizce hazırlık sınıfının öğrencisi ve 80-90'lar seviyesindeki notlarıyla, diğer birçok arkadaşının önünde.

Otizmli bir birey için çok zor olan basketbola küçük yaşta spor okulunda başlayan Doruk, 2010 yılında ülkemizde yapılan Dünya Basketbol Şampiyonası'nın İzmir ayağında gönüllü olarak görev aldı. Bu durum otizmli bir bireyin bu tür bir organizasyonlarda görev yaptığı ilk turnuvaydı. Türkiye Otizm Platformu Dönem Koordinatörü ve İzmir Otistik Çocukları Koruma ve Yönlendirme Derneği (ODER) Yönetim Kurulu Başkanı baba Ergin Güngör, Doruk’un Ünilig maçına çıkmasının, otizmli bireyleri ve ailelerini cesaretlenecek ve çocukları için yapabilecekleri daha çok şeyin olduğu konusunda teşvik edici bir etki oluşturmasını umduklarını söyledi.

“Doruk ilkokula başladığında belki bir daha almazlar diye ilk gün koltuğa oturtup önlükle fotoğrafını çektik” diyen baba Güngör, bugün geldikleri noktanın çok anlamlı olduğunu belirtti. Ergin Güngör, “Basketbol otizmli için çok zor bir spor, rakibi kendi oyuncularını topu takip etmesi gerekiyor. Salon gürültüsüne tahammül etmesi gerekiyor. Hepsine alıştı yıllardır yaptığımız çalışmalarla. Sese seyirciye ve takım oyununa alıştı. Şans ve imkanın yanı sıra, aslında hakları verildiği zaman otizmli bireylerin neleri başarabileceğini göstermek açısından çok kıymetli bir gün oldu. Doruk benim oğlum, otizm de benim oğlumun sorunu gibi görünüyor, ama birçok araştırma gösteriyor ki birçok rahatsızlık gibi otizm de artıyor. Doruk’a teşhis koyulduğu zaman otizm görülme oranı 10 binde 4’tü. Bugünkü rakamlar 88’de 1. Henüz nesil değişmeden bu noktaya geldi. Bence Doruk gibiler sadece anne babalarının değil, toplumun çocukları. Onların da diğer bireyler gibi insanlık hakları, eğitim hakları söz konusu ve bunlar yasalarla da sabitlenmiş durumda. Bütün toplumun görevi. Ne yazık ki özel gayretlerle çocuklarımız bir noktaya gelebiliyor. Bugün yaşananlar da özel gayretlerin sonucu. Üniversiteye girdiğinden bu yana 20 yıldır görmediğim ilgiyi, alakayı Yaşar Üniversitesi’nden gördüm. Burada Doruk gibi 2 otizmli gencimiz daha üniversite eğitimi alıyor. Tüm Türkiye’deki 7 otizmli öğrencinin 4’ü Yaşar’da. Doruk’un Yaşar Üniversitesi basketbol takımında olması sembolik gibi görünüyor, ama Doruk’a verdiği moral, burayı benimsemesi ve eğitim performansına büyük katkı sağlıyor. Diğer otizmli çocuklarımıza da aynı fırsatların verilmesini istiyorum” diye konuştu.

Yaşar Üniversitesi Basketbol Takımı Antrenörü Taylan Dündar ise Doruk’un basketbol oynadığını öğrenince böyle bir organizasyon yapmayı düşündüklerini belirterek, “Doruk’la basketbol oynarken karşılaştık ve otizmli bireyler için spor yapmanın ne kadar önemli olduğunu görme fırsatı bulduk. Basketbol takımı oyuncularımızla konuşunca bir Ünilig maçında Doruk’la sahaya çıkma fikri doğdu. Ünilig yönetimi ve federasyon da fikrimize olumlu bakıp destek verdi. Ailesinin de izniyle Doruk’la antrenmanlara başladık. Takım arkadaşlarıyla kaynaştı ve birlikte her şeyden önce keyifli vakit geçirdik. Sporda rekabetin, kazanma hırsının yanı sıra topluma faydalı olmak ve farkındalık yaratmak da temel düstur olmalı. Biz de fırsat verildiğinde otizmli bir bireyin neleri başarabildiğini göstermek, diğer otizmli çocukları olan ailelere teşvik edici bir unsur olmak istedik” dedi.