Ramazan ayı boyunca iki öğün beslenmeye alışan vücudun dolayısıyla tembelleştiğini vurgulayan Dyt. Ongun, bayramda ölçüsüz besin tüketiminin hem sağlıklı hem de kronik rahatsızlığı olan kişiler için risk taşıdığını belirtti.
Ramazan bayramının ilk günü hafif bir kahvaltıyla güne başlanılmasını öneren Dyt. Ongun, gün içinde az ama sık sık yapılan ara öğünlerin faydalı olacağının altını çizerek şunları söyledi:
“Ramazan Bayramı’nın özellikle ilk günü daha dikkatli olunmalı. Önerimiz sütlü tatlılar olsa da bayramların vazgeçilmezi ağdalı tatlılar mutlaka tüketilecektir. Kadayıf, baklava gibi şerbetli tatlıların akşam saatlerinde tüketilmemesini öneriyoruz. Öte yandan bayram ziyaretlerinde sunulan ikramları geri çevirmemek için kontrolsüz besin tüketimi, hızlı kilo alımı gibi sıkıntılara yol açabilir. Bu nedenle kişi gün içerisinde kendisine mutlaka bir kota koymalı, hatta bayram ziyaretlerine yemeklerden sonra gitmeli. Sık aralıklarla yapılacak ufak öğünlerin yanı sıra su tüketimine de dikkat edilmeli. Günde en az iki litre su mutlaka içilmeli.”
UYKU SAATLERİNE DİKKAT
Oruç sonrası vücut metabolizmasının yaklaşık bir haftada normale döneceğini bildiren Dyt. Ongun, yemek sonraları yapılacak ufak egzersizlerin de önemine değindi. Dyt. Ongun, “Her dönemde olduğu gibi bayram süresinde de fiziksel hareketsizlikten kaçınılmalıdır. Bayramda alınan fazla kalorilerin yakılmasında günlük yapılacak en az yarım saatlik yürüyüşler fayda sağlayacaktır” dedi.
Kilosu müsait olanların bayramdan sonra daha dikkatli beslenmesi şartıyla üç günlük bayram süresinde tatlıyı abartmadan günde birer porsiyon şeklinde tüketebileceğini belirten Dyt. Ongun, uyku saatlerini de düzenlemenin önemine değindi. Dyt. Ongun, sabah kahvaltısının saat 9 buçuğu geçirmeden yapılmasında, akşam yemeğinin de saat 19.30’u geçirmeden yenmesinde fayda olduğunu ifade ederek ertesi gün metabolizmanın daha iyi çalışabilmesi için uyku saatinin en geç 24.00 olmasına özen gösterilmesini önerdi.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!