Öztürk, “Gelecek yıl kolay olmayacak. Ancak iyimserliğimizi kaybetmeden üretmeye, satmaya, taşımaya ve ülkemizin kalkınma hamlesine destek olmaya devam edeceğiz. Hükümetin ekonominin toparlanmasını sağlamak için atacağı yapısal adımların destekçisiyiz. Türk denizcilik sektörünün desteklenmesi ve milli gemi filosunun yenilenip büyütülmesi bize ciddi şekilde güç katacaktır. Türk denizcilik sektörünün 2019’da dalgalı denizleri aşacağına inanıyoruz” dedi.
Öztürk, “Dünya ekonomisi yavaşlarken, ülkemiz ekonomisi kritik bir dönemden geçiyor. Döviz kuruyla başlayan ekonomideki kırılma, yüksek faiz ve enflasyon sarmalıyla beraber üretimde ve dış ticarette ciddi ölçüde daralmaya yol açtı. Değerlenen kur ile beraber ihracatın artmasına karşın ithalatın azalması, ithalata dayalı yapıya sahip Türkiye’nin üretimini olumsuz etkiledi. İthalattaki gerileme, deniz ticareti ve taşımacılık sektörlerinin yanı sıra limanlarımızı da yavaşlattı. Yılın ilk yarısında canlı seyreden elleçleme rakamları, döviz kurundaki artış sonucu yerini düşük büyümeye bıraktı. Deniz Ticareti Genel Müdürlüğü verilerine göre ülkemiz limanlarında ilk 11 ayda 9 milyon 896 TEU konteyner elleçlendi. 2017 yılında 10 milyon TEU’yu geçen elleçlenen konteyner miktarının yılsonunda 11 milyon TEU’ya yaklaşması bekleniyor. Üç aydır ihracat yükünün ithalat yükünü geride bıraktığı İzmir Alsancak Limanı’nda ise ocak-kasım döneminde 565 bin TEU’luk konteyner elleçlendi. Yılsonu elleçleme rakamının geçen yıla yakın bir seviyede gerçekleşeceği tahmin ediliyor. Türk limanlarında elleçlenen her cinsten toplam yük miktarı ise ilk 11 ayda 420 milyon tonu geçti” diye konuştu.
Türk turizminin ekonomiye en pozitif katkıyı yapan sektör haline geldiğini belirten Öztürk, 2018’in 40 milyonu aşkın turist, 35 milyar dolar gelir ile tamamlanmasının öngörüldüğünü söyledi. Öztürk, “İzmir’e gelen turist sayısı bu yıl bir milyonu geçecek. Turizm pastasının yüzde 20-25’ini oluşturan deniz turizmi ise hedeflere güçlü bir destek sağlıyor. Deniz turizminin geliştirilmesi ve her yıl bir milyonun üzerinde turistin yolculuk yaptığı Ege kıyıları ile Yunanistan adaları arasındaki turizm ve ticaretin artması için önemli çalışmalar yapıyoruz. Ocak ayında ise Avrupa’nın en büyük denizcilik fuarı Boot Düsseldorf’a katılarak Türkiye’yi ve bölgemizin cennet kıyılarını tanıtacağız” dedi.
Kruvaziyer turizminde 2019’la beraber yükseliş döneminin başlayacağını açıklayan Öztürk, şöyle konuştu: “Bu yıl limanlarımıza 250 gemi ve 220 bin yolcu geldi. Bu rakamlar son 10-12 yılın en düşük rakamlarıydı. Gelecek yıldan itibaren sektörün canlanacağına ve 2022’den itibaren toparlanacağına inanıyoruz. Türkiye, 28 milyon yolcunun tercih ettiği 35 milyar dolar büyüklüğe sahip pazarda vazgeçilmez bir rotadır ve hak ettiği payı mutlaka alacaktır. 2019 yılı Nisan ayında dünyanın en büyük kruvaziyer fuarı olan Seatrade Kruvaziyer Fuarı’nda yerimizi alacağız. Türkiye’nin güvenli ülke, İzmir’in ve bölgemizin güzel bir coğrafya olduğunu anlatmaya devam edeceğiz. Bu çabalarımızın sonucunda İzmir’in yeniden Akdeniz’in parlayan yıldızı olacağına yürekten inanıyoruz”.
KÖRFEZ PROJESİ’NİN TAKİPÇİSİYİZ
Ege’yi lojistik merkez, İzmir’i limanlar bölgesi, Ege kıyılarını deniz turizmi ve su sporları noktası yapmak için çalıştıklarını ifade eden Öztürk, “Rekabetin ticaret savaşlarına dönüştüğü bir dünyada, Ege Bölgesi sanayicisinin ve ihracatçısının en büyük avantajı, tüm yük tiplerine neredeyse 365 gün hizmet verebilen İzmir Alsancak Limanı’dır. Bu nedenle İzmir Körfezi’nin güneyinde taranacak yaklaşım kanalı ile Körfezin kuzeyinde taranacak akıntı iyileştirme kanalından oluşan “İzmir Körfezi ve Limanı Rehabilitasyon Projesi”nin vakit kaybetmeden tamamlanmasının takipçisiyiz. TCDD Genel Müdürlüğü ve İzmir Büyükşehir Belediyesi işbirliği ile devam eden bu projenin İzmir’e daha büyük tonajlı gemilerin gelmesine ve Körfezin temizlenmesine büyük katkısı olacaktır. İzmir’in liman ve deniz kenti kimliği güçlendiği gibi ekonomisi de daha hızlı büyüyecektir” dedi.
Öztürk, şöyle devam etti: “Bölgemizin tarım ve sanayi ürünlerini denize indirmek için üretim bölgelerini bir an evvel demiryolu ve karayolu ile limanlara bağlamak zorundayız. İkinci fazının yakın zamanda bitmesi planlanan Kemalpaşa Lojistik Merkezi’nin bir an önce işletmeye açılması, kuzeyde bir lojistik merkez daha kurulması sonucu İzmir’in lojistik kıymeti artacaktır. Böylece ülkemizin küresel aktarma merkezi konumunu güçlendirme ve Çin’in Yeni İpekyolu Projesi’nde Türk limanlarının da yer alması fırsatını yakalayacağız”.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!