İKTİDARIN 2. BÜYÜK KOALİSYON ORTAĞI...
Yolsuzluğu ve rüşveti kendisine şiar edinmiş olan bazı girişimci ve iş adamlarının terör örgütlerinden sonra AK Parti iktidarının 2. Büyük koalisyon ortağı olduğunu iddia eden Tanrıkulu, şöyle konuştu: “Türkiye’de iktidar ile ortak çalışan girişimci ve iş adamı diyemeyeceğimiz bir güruh var. Bunların başında hepimizin bildiği bu yolsuzluk ve rüşvet olaylarıyla adeta özdeşleşmiş olan İranlı, şarlatan iş adamı kılıklı bir adam gelmektedir. Ama o bir semboldür. O ve onun gibilerin göründüğü kisvelerin arkasında başka bu tip insanlarda yatmaktadır. Bu sözde iş adamları, havuz girişimcisi olarak da adlandırabileceğimiz bu insanlar bugün bütün ihalelerin yüzde yüzünü alıyor. İktidarla veya yönetimle ilgili olan işlerin içerisinden de sürekli bunlar çıkıyor”
KOALİSYON ORTAKLARINI ÇOĞALTMAK MÜMKÜN
“Bu İktidarın bir başka suç ortağı da sözde racon kesmeyi bilen mafya liderleridir” ifadesini kullanan Tanrıkulu, sözlerine şöyle devam etti: “Bazı iktidar yanlısı havuz medyası dediğimiz televizyon kanallarında bu mafya bozuntuları televizyonda racon kesmekte ve en başta da MHP’nin duygu, gönül, akıl ve fikir birliği içerisinde yürüttüğü sosyal psikolojik alana taarruz etmektedirler. Zira bu iktidarın koalisyon ortaklarını çoğaltmak mümkündür”
YOLSUZLUK VE RÜŞVET
Türkiye’de yolsuzluk ve rüşvet iddialarının ayyuka çıktığını belirten Tanrıkulu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Milliyetçi Hareket Partisi bu tespiti geçen seneden yapmıştır.17-25 Aralığı yolsuzluk ve rüşvet haftası ilan ederek Türkiye’nin muhtelif bölgelerinde olmak üzere 9 ayrı şehrimiz de, 9 ayrı gurupla beraber aydınlatma toplantıları gerçekleştirdik. Bu etkinliklerimizin en önemlisi, etkilisi ve kalabalık olanı İzmir ilimizde gerçekleşti. Bu programın en önemli ayaklarından bir tanesi de Türkiye’de yolsuzlukla mücadele organının kurulmasıdır.”
ÇÖZÜM ÜRETİYORUZ DERKEN SORUN ÜRETİLMESİN
İktidarı sert bir dille eleştiren Ahmet Kenan Tanrıkulu, Aliağa gündemini de değerlendirdi. Geçtiğimiz günlerde; Cuma Ovası - Aliağa İZBAN hattının Bergama’ya uzatılması projesinin gerçekleştirilmesi aşamasında ve sonrasında Aliağa'nın ciddi sorunlarla karşı karşıya kalacağını açıklayan Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın tespitlerine tamamen katıldığını ifade eden Tanrıkulu, şunları söyledi: “Belediye Başkanımızın da dediği gibi Aliağa’nın ulaşım master planına ihtiyacı var. Buradan geçecek olan İZBAN meselesi belki Bergama hattına kadar gidecek, bir takım dertlere derman olacak ama çözüm üretiyoruz derken sorun üretilmemelidir. Belediye başkanımızın çözüm önerileri son derece akılcı, rasyonel ve pratiktir. Bu noktada bize de düşen görevde sayın belediye başkanımızın çözüm önerilerini Ankara’ya taşımak olacaktır. Aliağa’dan geçecek olan İZBAN kenti ortadan ikiye bölecekse, daha önce Çiğli’de yaşadıklarımız Aliağa’da da yaşanacaktır. Hem sosyal hayat yönünden hem ticari hayat yönünden ciddi sorunları beraberinde getirecektir. Bu nedenle oturulup ciddi bir şekilde master planının yapılması lazım. Türkiye’nin değişik yerlerinde nasıl yapıldıysa burada da bunun yapılabileceğini düşünüyorum”
TÜRKİYE’DA SANAYİ ANLAYIŞI VAHŞİ…
Aliağa'nın tam anlamıyla bir ağır sanayi bölgesi kimliği olduğunu, ama Aliağa’nın bu kimliğin bedelini çok ciddi bir şekilde ödediğini sözlerine ekleyen Tanrıkulu, “Burada çok ciddi bir kimya sektörü var. Demir Çelik haddaneler var. Yakın zamanda da termik santrallerle ilgili bir çalışma yapılacak. Farklı enerji sektörlerinde yapılacak olan yatırımlar da var. Rüzgâr enerjisi, buna benzer seracılık veya Aliağa Organize Sanayindeki sektörlerle ilgili olarak bir takım projeler var ama Menemen’den buraya kadar geçen hat üzerinden Menemen’den başlayan plastik organize sanayi ile devam eden bu sanayi filizi burada çok daha farklı bir alanda farklı bir şekilde büyüyebilir. Bu başta söylediğimiz ulaştırma ile entegre edilirse sanayinin en önemli alanı olan, maliyetinin en önemli kısmını teşkil edecek olan taşımacılık konusunda gerekli girişimlerde bulunabilinir. Aliağamıza büyük bir katma değer kazandırılabilir. Ama bunun bir maliyeti var. Burada yapılan sağlıkla ilgi araştırmalar göstermektedir ki Aliağa’da hem kansere bağlı çok ciddi hasta hastalıklar meydana gelmektedir. Bu nedenle de biz termik santraller ile mücadele ettik. Çakmaklı köyünde neredeyse bir direniş yapıldı. Arkası geldi ama bunlar bizleri durdurmaya yetmeyecek, çünkü bugünkü sanayi anlayışı vahşi bir sanayi anlayışıdır. Ülkemizde maalesef çevreyle uyumlu ekolojik, sosyal meseleleri çözülmüş bir sanayi modeli uygulanmıyor. Nerede ne varsa sadece maddi çıkarları düşünmek için bir model var, biz buna karşıyız”
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!