Erdoğan'ın "İzmir'in susuzluk problemini biz çözdük" ve "İZBAN'ı biz yaptık" şeklindeki söylemlerini yanıtlayan Başkan Kocaoğlu, "İZBAN'da Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımı, çekerler hariç 450 milyon dolardır. TCDD de bu proje için ne kadar harcadığını açıklarsa, kamuoyu bilgilenir" dedi. Kocaoğlu, İzmir'in susuzluk sorununu çözdüğü iddia edilen Gördes Barajı'ndan İzmir'e su verilmediğini belirterek "Bundan sonra da verilmesi mümkün değil. Çünkü baraj delik çıktığı için su seviyesi yüzde 12'yi geçemiyor" şeklinde konuştu.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kasım ayı 7. Meclis Birleşimi'nde ESHOT Genel Müdürlüğü'nün 2019 Mali Yılı Performans Programı ile 2019 Mali Yılı Bütçe Tasarısı görüşüldü. Tasarıya göre, ESHOT'un 2019 yılı için giderleri 1 milyar 77 milyon 820 bin TL olarak kabul edildi. Ekonomik ve konforlu bir ulaşım hizmeti sunulabilmesi için İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ESHOT'a yönelik sübvansiyonunun 2019'da da devam edeceği belirtildi. Oylama öncesi tasarı üzerindeki görüşlerin dile getirilmesinin ardından soru ve eleştirileri cevaplayan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "2005 yılı başından itibaren Ulu Önderimizin sözlerinden ilham alarak İzmir'i demir ağlarla öreceğiz sloganıyla yola çıktık ve ördük de" diye konuştu.
Otobüsler kalabalık diyorsanız İstanbul'a bakın
ESHOT'un personel, yakıt, bakım onarım gibi çok sayıda giderinin karşısında yalnızca bilet gelirinin bulunduğunu, zarar etmesinin de doğal bir sonuç olduğunu dile getiren Başkan Aziz Kocaoğlu, "Bu durum bütün belediyelerin lastik tekerlekli taşıma yapan kurumları için geçerlidir. ESHOT, ulaşım konusunda her bakımdan ülkemiz için örnek bir kurum. Günde 1 milyon 100 bin kişiyi işine, okuluna taşımakta, toplu ulaşımım yüzde 55-56'sını çekmektedir. Otobüslerdeki yolcu yoğunluğundan bahsedecekseniz, çok uzağa değil İstanbul'a gidersiniz, İzmir'deki otobüslerin dolu mu, boş mu olduğunu o zaman kıyaslarsınız. Bırakın otobüsleri, metrobüs denilen o sıra dışı işte bile insanların nasıl pestil gibi yolculuk ettiğini görmelisiniz. Ulaşım konusu, Büyükşehir Belediyesi'nin en büyük sübvansiyon kalemidir. Bu açık çok daha fazla olabilirdi. Ama biz raylı sistemdeki yolcu sayısını 70 binden 700 bine çıkararak zararımızı 10 kat azaltmış durumdayız. 4 milyonluk kentte günde 700 bin kişiyi raylı sistemle taşıyoruz. İzmir'de faal olarak 179 km raylı sistem çalışıyor. Ankara da, İstanbul da büyük şehrimiz. İkisiyle de kıyaslayın. İstanbul'un nüfusu İzmir'in 5 katıdır. O zaman orada İzmir'dekinin 5 katı raylı sistem olması lazım ama yok."
Buca Metrosu 1 yıldır onay bekliyor
Metroyu Üçyol'dan Tınaztepe'ye ulaştıracak projeyi onay için 2017 yılının Aralık ayında Kalkınma Bakanlığı'na teslim ettiklerini ve 1 yıla yakın süredir onay beklediklerini söyleyen Başkan Kocaoğlu, "Ondan önce de Altyapılar Genel Müdürlüğü'nde uzun süre çalışma yapıldı. 2017 Aralık ayında Kalkınma Bakanlığı'na gitti. O günden beri orada. Projeyi hazırladığımızda o zaman için çok da uygun bir fiyata, bugünün üçte biri fiyatına kredi de bulmuştuk. O günden beri bizim onayımız çıkmadı. Bugün Kalkınma Bakanlığı da kapandı. Şu anda Cumhurbaşkanlığının ilgili üst kurumunda Buca Metrosu onay beklemektedir. İktidar partisi meclis üyeleri olarak İzmir'e hizmet etmek istiyorsanız, bizim bu onaylarımızın çıkması için çaba göstermeniz gerekir" dedi.
İZBAN'a 450 milyon dolar harcadık
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisinin grup toplantısında, "İZBAN bizimle yapıldı, bunlar yapmadı ama havasını atıyorlar" ve "İzmir'in susuzluk sorununu biz çözdük" söylemleriyle gündeme taşıdığı konulara açıklık getiren Başkan Kocaoğlu, şunları kaydetti: "Bizim devlet kurumlarına, devlet büyüklerine söz söylememiz mümkün değildir. Ama Sayın Cumhurbaşkanı'na kim bilgi veriyorsa yanlış ve eksik veriyor. İZBAN'da İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yatırımı, çekerler hariç 450 milyon dolardır. Devlet Demiryolları da bu 136 km lik Selçuk-Aliağa arasındaki hatta 2002 yılından bu tarafa kaç para yatırım yaptığını söylerse, kimin ne kadar para harcadığını ortaya sereriz, kamuoyu bilgilenir. Şeffaflık da budur. İzmir gibi bir kentle ilgili Sayın Cumhurbaşkanı'na kim o bilgiyi verdiyse, bu olmayacak bir şeydir. Partili Cumhurbaşkanı olabilir ama benim de cumhurbaşkanımdır. Ama İzmir'e 'kokuyor' gibi söylemlerde bulunmak Sayın Cumhurbaşkanı'nın tarafsızlığına gölge düşürür. 1963 senesinde İstanbul'a liseyi okumaya gittim. Ben 15 yaşındayken Kurbağalıdere denen yer kokuyordu, hala kokuyor. 56 senedir kokuyor. İzmir de kokuyordu. Büyük Kanal'da emeği geçen herkesten, bütün belediye başkanlarımızdan Allah razı olsun. Artık o sorun kalmadı. Bu algı yönetimidir. İzmir kokmuyor. İzmir kokuyor diye propaganda yapanlar, 31 Mart akşamı cevabını görür."
Gördes delik çıktı ama parasını ödüyoruz
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, İzmir'i susuzluktan kurtardığı iddia edilen Gördes Barajı'ndan kente su verilmediğini de belirterek şöyle devam etti: "Bu yılan hikayesine dönen Gördes Barajını da bugün konuşmak istiyorum. Gördes Barajı bundan 40 küsur sene evvel DSİ ile İzmir Belediyesi arasındaki protokol çerçevesinde, İzmir'in su ihtiyacını karşılamak üzere yapılan bir çalışmadır. 2010 yılında 27 milyon metreküp su alınmıştır. Sonra baraj delik çıkmıştır. Barajın suyu boşaltılmıştır. Belli bir kısmına kadar membranla kaplanmış, tekrar doldurulmaya başlanmış. O tarihten bu yana Gördes Barajı'nda toplanan su seviyesi yüzde 12'yi geçmemiştir. Geçtiği anda su kaybı olmaktadır. Gördes Barajı'nın tekrar ele alınması ve yapılması gerekir. DSİ, 2010 yılında su aldım diye, 30 yıllık ödeme planı başlatarak bizden 300 küsur milyon lirayı talep etmektedir. Su almadığımız halde ihtilaf çıkarmayalım diye 2016-2018 dönemi için 27 milyon TL parayı ödedik. Su verilemediği için Belkahve'ye yaptığımız arıtmayı bile deneyemedik. Müteahhitten işi teslim alamadık. Şu anda da bize su verilememektedir. Pompalarda olan arızalar giderilse ve Gördes Barajı'ndan Belkahve'ye gelecek suyun hattı yapılsa bile, yine suyu veremeyecekler. Ama biz parayı ödüyoruz. Dedik ki, uzlaşalım. Bu almadığımız 5 yıllık suyu da önümüzdeki 20 senenin üzerine koyalım, hiç değilse barajın borcunu ödeyelim. Dolayısıyla 'İzmir susuzdu, biz su getirdik' bilgisi Cumhurbaşkanı'na yanlış ve eksik veriliyor. Bu üçüncü oldu. Daha önce cevap vermedim ama artık usulü münasiple söylemek zorunda kaldım.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!