Açıklama şöyle:
"Kıymetli hemşehrilerim,
Çok üzgünüm, çok gayret ettik, olmadı…
Metro ve tramvay hatlarını işleten İzmir Metro A.Ş. ile Türk-İş’e bağlı Demiryol-İş Sendikası arasında 27 Şubat 2023’ten bu yana devam eden ve bu sabah 04.00’e kadar süren toplu iş sözleşmesi görüşmeleri ne yazık ki anlaşmayla sonuçlanmadı. Yetkili sendikanın kararıyla iki işletmede de grev başladı.
Toplu ulaşımda yaşanabilecek sıkıntıyı asgariye indirmek amacıyla ESHOT ve İZULAŞ otobüsleri ile İZDENİZ gemilerinin mevcut sefer sayı ve sıklıkları artırıldı. Ayrıca tramvay durakları geçici olarak otobüs durağı olarak kullanılmaya başlandı ve ESHOT, tramvay güzergâhları için hızla yeni hatlar oluşturdu. Metro güzergâhında çalışan otobüs hatları da ilave seferlerle güçlendirildi.
Gelinen noktayı özetlemem gerekirse;
1- Aylardır devam eden görüşmelerde, masada hep uzlaşmayı isteyen taraf olduk. Eşit işe eşit ücret anlayışıyla hareket ediyoruz. Bu doğrultuda belediyemize bağlı tüm şirketlerimizde uyguladığımız ücret politikasını burada da hayata geçirmeyi istedik. Metro ve tramvay çalışanlarımıza, belediye şirketlerimiz içerisindeki en iyi şartları sunduk.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Metro ve Tramvay Çalışanları için Toplu İş Sözleşmesi
Teklifimiz
· En yüksek giydirilmiş net ücret 25.009 TL
· En düşük giydirilmiş net ücret 22.105 TL
En yüksek net ücrette 12.157’den 25.009’a çıkan teklifimizle önerdiğimiz artış oranı %105’dir.
İstenilen
· En yüksek giydirilmiş net ücret 39.685 TL
· En düşük giydirilmiş net ücret 33.813 TL
Not: Bu rakamların içine yol, yemek ve izin ücretleri dahil değildir.
2- Şunun altını özellikle çizmek isterim. Biz, İzmir’in parasını İzmir’e hizmet için kullanıyoruz. Kentimizin ve hemşehrilerimizin ihtiyacı olan, hak ettiği yatırımları da bu bütçeden karşılamak zorundayız. Gönül ister ki daha yüksek maaşlar verelim. Ancak hem sorumluluklarımız ve zorunluluklarımız hem de ekonomik gerçekler, bu rakamlar çerçevesinde kalmamızı gerektiriyor. Çünkü devam eden ve yapacak olduğumuz daha çok yatırım var.
3- Çalışanlarımıza önerdiğimiz rakamların Türkiye şartlarında pek çok kamu kurumundan ve özel sektörden daha yüksek olduğunu görüyoruz. Bu açıdan baktığımızda, belki de Türkiye’deki tek kamu işçileri grevini İzmir hak etmiyor.
4- İşçilerin taleplerini duyurabilecek yöntemler varken doğrudan greve çıkılması, üstelik de hafta başı başlatılması kentimiz ve hemşehrilerimiz açısından ciddi mağduriyete neden olmuştur. Tüm bu koşullar içinde İzmirlilerin ve belediyemizin bu mağduriyetleri hak etmediği inancıyla sendika yetkililerini İzmir için sağduyuya davet ediyorum. "
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!