Kurallarımızı belirlerken söylemlerimiz ile vücut dilimiz / yüz ifademiz bir uyum içerisinde olmalı, senkronize hareket etmeli.
Ani kararlarımız , çocuğun o anki konforunu bozar.
Ve bunun ,biz yetişkinlerin vereceği tepki gibi olması, kaçınılmazdır :-)
Uyandığı gibi evden çıkmak... Parkta oynarken öncesinde
(5-10-15 dakika aralıkla) haber vermeden almak... ortamı gerebilir.
Yapılacak eylemler öncesinde söylemlerle yumuşatılmalı.
Fikri alınmalı ,söz hakkı verilmeli.
5 dakika daha gibi narin teklifini kabul edilmeli..
”Artık eve gitmeliyiz “ derken, net olmayan bir ses tonu ve kararlı göz teması olmazsa otorite kurulamaz.
Sürekli çatık kaş ve sert yönergeler çocuğun alışılmış normalidir ,gerçek bir tepkisel yaklaşımı ,herhangi bir durum gibi algılar ve dikkate almaz.
Günlük akışta , gülen gözlerle, ten teması ile, anlattıklarına/ sorularına, meraklı bakışlarla eşlik edersek,, sen varsın mesajı geri bildirimi olur.
Ben varım duygusunu hisseden çocuk ,varlığını ispat etmek için iktidar mücadelesi yaratmaz :-)
Gerekli (çocuğun ihtiyacı ve istediği kadar )ilgi ,zaman ,oyun ,ev işlerinde ortak etkinlikler içerisinde olan çocuklar ,
ortamı sabote etmez :-)
Seçenek sunularak alınacak kararlar, mücadelesiz /ağlama krizsiz sonuçlanır.
Kararsız bakışlar ,çocuğunuzun karar vermesi için geçerli bir sebeptir :)
sizin kararsızlığınız çocuğunuzun kendi kararını alıp ve hatta uygulamaya geçeceği kadar geniş bir zaman dilimidir .
İktidar mücadelesi siz tarafından sonuçlandıysa ve ağlama krizleri / atma/ vurma gibi davranışlarda zarar vermediği sürece, müdahalesiz bekleyin.
Sakinleştiği zaman farklı alanda ,farklı zamanda olayın kritiğini mutlaka yapın.
Örneğin: seni kızgın görmek beni şaşırtıyor evet seni seviyorum ve duygularına saygı duyuyorum .
lütfen sakin ve konuşarak halledelim… gibi .
Duygular da özgürlük davranışlarda sınırlar ve kurallar !mottosu ,
yine iktidar mücadelesinde yardımcı bir ebeveyn davranışıdır.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!