Tam kapanmaya doğru gidiyoruz. Bilim kurulu büyük olasılıkla 23 Nisan-17 Mayıs arası tam kapanmayı önerecek gibi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı ve sonrası tatil ile Ramazan Bayramı’nın son gününe kadar tam kapanmanın olacağını bekliyorum. Vaka ve ölüm sayısının korkutucu boyutlara ulaşmasının, bunu gerektireceğini düşünüyorum. Günde yüzlerce insanımız yaşamını kaybediyor. Yoğun bakımlar, acil servisler dolup taşıyor…
İnsanlığı esir alan pandemide bir de ‘çift mutant’ Covid-19 varyantı çıktı. Hindistan’da ortaya çıkan, daha sonra İngiltere’de ve ABD’nin California eyaletinde görülen Covid-19’un iki kez mutasyona uğramış varyantının uluslararası seyahatlerle bulaştığı söyleniyor. Şimdiye kadar yüzden fazla kişide görülmüş.
İşimiz zor. Zorlaştırmak için elimizden geleni de yapıyoruz.
Salı akşamı itibari ile bir günlük vaka sayısı neredeyse bir ilin nüfusunu buldu. Türkiye’de vaka sayısı şimdiye kadar 4,5 milyona yaklaştı. İyileşen sayısı ise 4 milyona yakın. Türkiye’de şimdiye kadar aşı olanların sayısı (2. Aşı olanlarla birlikte) 20 milyon, İzmir’de yaklaşık 1,5 milyonu buldu.
Bu kaosu hijyen, maske, sosyal mesafe kurallarına uymamanın sonucu olarak görüyorum. Yoğun bakımlara gidileceğini düşünmeden dışarılarda gezmelere devam ediliyor. Kamu yöneticileri rehberlik etmekten, denetlemekten yoruldu. Valisi, kaymakamı, kurum yönetici ve personeli dışarıda insanları uyarmak için yaşamlarını riske atarken, hastanede sağlık çalışanlarımız ölümle burun buruna, yaşatmak için yaşamlarını riske atarken sorumsuzlar dışarda gezi muhabbetinde.
Dost sohbetlerini, sevdiklerimizi kucaklamayı, şehrimizi, ülkemizi gezmeyi hepimiz özledik. Zaman bu özlemi gidermenin zamanı değil. Biraz daha dişimizi sıkmamız lazım. İsrail maskesiz yaşama başladı. Biz neden başlamayalım ki? Aşı uygulaması şimdi 55 yaş üzeri insanlarda başlayacak.
Bulaşın genç yaştakilerde de görülmeye başlanması endişelendiriyor. Mayıs sonuna kadar herkesin aşılanması durumunda belki İsrailliler gibi dışarıya çıkabileceğiz. Bir yıldır gideremediğimiz özlemlerimizi giderebileceğiz.
17 yerli aşı çalışmasının 8’inde umutlu bekleyiş sürüyor. Kayseri Erciyes Üniversitesi’nde ikinci faz denemelerine başlandı. İnşallah olumlu sonuç alınır da aşıda da dışarıya bağımlılığımız kalmaz.
Dost muhabbetleri, çalışma derken evi otel olarak kullanan biri olarak, bir yıldır 6 metrekarelik balkonum yaşam alanım oldu. Kapabileceğim virüsü başkalarına bulaştırmak istemeyişimden evden çok ama çok zorunlu olmadıkça dışarı çıkmıyorum. Bizler çevremize karşı sorumluluklarımızın bilincinde olmalıyız. Pozitif olduğumuzu bildiğimiz halde dışarıda veya içeride virüsü bulaştırıp ölümüne sebep olacağımız insanların katili olmuş oluruz.
28 Nisan’da ikinci aşımı olacağım. Aşının yararının yan etkilerinden çok daha fazla olacağına inananlardanım. Hastanelerdeki doktor ve sağlık çalışanlarının durumunu gördükçe, o insanların hakkını nasıl ödeyeceğiz diye düşünüyorum. Bana göre hükümetin onları ekonomik olarak sevindirecek bir karar alması, pandemiden sonra en güzel tatil olanağını sağlaması gerekir.
Ben çok kez tanık oldum. Hastaların yanı başında öksürüp aksırsa da bu güzel insanlar hastasına bakmayı ihmal etmiyorlar. Onlar ki yaşamlarını yaşatmaya adayan insanlar. Sağ olsunlar var olsunlar.
Bazı ülkeler aşı bulmak için çırpınırken, bazıları da ısmarladıkları ama güvenlik kaygılarıyla kullanamadıkları aşıları (özellikle Oxford-AstraZeneca ve Johnson & Johnson aşıları) için ne yapacaklarını düşünüyor.
Sonsöz: “Kendine iyi bak. Bir daha hiçbir ana doğurmaz seni” Ahmed Arif
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!