Karşıyaka Kent Konseyi, Büyük Şehir Belediyesi'nin Yamanlar'da kurmak istediği katı atık bertaraf tesisin yapılacağı Yamanlar'a bölgenin güzelliklerini ön plana çıkarmak için gezi düzenledi.
Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı ve Karşıyaka Kent Konseyi Başkanı Hüseyin Çalışkan, Karşıyaka Kent Konseyi üyelerinden Karşıyaka Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı Mustafa Kemal Öcal, Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Dernek Başkanı Karşıyaka Belediye Meclis Üyesi Birgül Çağrı ve bir basın ordusu ile şiddetli yağış altında Yamanlar dağını tırmandık. Bizi taşıyan araç yolda çamura saplandı. Araçtan çıkmamızla sırılsıklam olmamız bir oldu. Bize dağıtılacak yağmurluklar diğer araçta kalmıştı. Açıklamanın yapıldığı yerde isteyene yağmurluk, çizme verildi ama kameralar ile ses kayıt cihazları yağmurdan fazlası ile nasiplerini aldı. Gazetecilik bu. Gazeteciliğin cilveleri ve asıl keyif alınan yönü de bu bence zoru başarmak.
Tesisin kurulmasına karşı çıkanlardan biri de ben olduğuma göre oraya gitmek zorunluydu. Karşı çıkmamın nedenlerini tekrar yazıyor olsam da güncelleme adına sıkıntı yok bence.
Çöpler taşınırken döküntülerin yayılacağı endişem, İzmir'de yaklaşık 1.5 milyon insanın kullandığı Yamanlar Suyu kaynağının bulunduğu bölgeye yapılıyor olması, "İzmir'in çöplüğü nerede?", "Karşıyaka'da" denilerek Karşıyaka'nın çöp ile anılması, Torbalı'da düşünülürken karşı çıkılır çıkılmaz yönün hemen Karşıyaka'ya çevrilmesi, çöp denilince ilk akla gelenin Karşıyaka olması (Harmandalı'ya yapılırken de Harmandalı'nın o zamanlar Karşıyaka'ya bağlı olduğu unutulmamalı), Karşıyaka da geniş arsa üretiminin yapılamaz durumda olması, Karşıyakalıya sorulmaması.
Yerel seçimler öncesi, genel seçimlerde 2. Bölgede Ak Parti ile CHP arasındaki 110 bin oy farkının 90 bininin Karşıyaka'dan olması bilinmesine karşın bu olayın kaşınması kimlerin işine yarayacak? Bu kararda direnmenin ve çok kurcalanmasının aradaki farkı azaltmada doğrudan etki edeceği kesin. Bu kaşımanın da kimlerin işine yarayabileceği de şimdilik bende kalsın.
Çöpler bu yollardan buraya taşınacak olursa "çöplük!" kurmak çok zor. Bu yollarda iki aracın yan yana geçmesi olanaksız. Yolu genişletmek için ise tesise harcanacak kadar da yola yatırım yapmak gerek. Başka bir yerden yol yapılırsa o da büyük bir maliyet.
Karşıyaka Kent Konseyi Başkanı ve Karşıyaka Belediye Başkan Yardımcısı Hüseyin Çalışkan basın mensuplarına alanı gezdirirken ve açıklamalar yaparken Konsey Başkanı kimliğini ön planda tutmaya dikkat ediyordu. Tesisin kurulmasına karşı sonuna kadar direneceklerini söylüyordu.
Hacetepe ve ODTÜ'den bilim insanlarına hazırlatılan "yapılamaz" ya da "sakıncalı" raporun bulunduğu dosyaları basın mensuplarına gösteriyordu. Kapağı daha önce de görmüştüm. Asıl merak ettiğim dosyanın içindekilerdi. Raporun açıklanmasını istedik. "Belki daha sonra" dedi.
Çalışkan'nın , "Bölge ile ilgili raporları ODTÜ ve Hacettepe Üniversitesi vermiştir. Bu raporu görmezden gelmek doğru değildir" sözüne katılıyorum. Bu raporun bilim insanlarına hatır için yazdırılamayacağını düşünüyorum.
Çalışkan özetle karşı duruşunu şöyle açıklıyordu. "İzmir'in ve büyükşehirlerin çöp sorunu vardır. Tesislerin yapılması gerekiyor. Buna itirazımız yok. Ama yeri çok önemlidir. Kimse ‘ileri teknoloji' demesin. Ama doğaya zarar vermeyecek bir çöp tesisi zaten yok. Bu tesise Karşıyaka ve Yamanlar halkı da karşı. Diyalog ve uzlaşı ile yer bulmamız gerekiyor. Yamanlar'a yapılacak yeni yer ile Harmandalı'ndaki tesis ile arasında çok uzak mesafe yok. Arada 3,5 kilometre var. Harmandalı'nda yaşayan insanların ayaklarının dibinden başlarına getirilecek. Ayrıca çöp tesisini Bostanlı Barajı ile birlikte düşünmek mümkün de değildir. Bu alanda ayrıca yer üstü suları da önemlidir. Özel şirketler su depolama tesisleri kurmak istiyor. Ayrıca Karşıyaka, Çiğli, Bayraklı ve Konak'ın yarısı bu suları içiyor. Alanda yer altı suyu üç metrede çıkıyor. Tesis ile ilgili ‘sızdırmazlık' konusundan bahsediliyor. Gelen bir ton tesisin ne kadarı işlenecek, ne kadarı kullanılacak. Bunları bilmiyoruz. Tesisin yedek depolama alanı nerede olacak"
Çalışkan'ın bu açıklamalarını dinlerken kendimi "Nuh Tufanı"na kapılmış sandım. Yağmur çok şiddetli yağıyordu. Çalışkan açıklamalarına devam ederken gazeteci arkadaşlar da onu dinlemeye izlemeye çalışıyordu. Yağmurluk bizi korudu ama kameralarımız ve ses kayıt cihazlarımıza yağmur acımadı.
"Yamanlar Dağı'nda Melemen yeme gezisi "ne katılan gazetecileri taşıyan araç çamura saplandı. Gazetecilere dağıtılacak yağmurlukların diğer bir araçta olması nedeniyle gazeteciler ıslandı. Açıklama sırasında dağıtılan yağmurluklar, gazetecileri yağmurdan koruduysa da kameraları ve ses kayıt cihazlarını koruyamadı.
Yağmurdan ıslanmanın ödülü melemen ziyafeti oldu. Melemen, orada ekilen domates ve biberlerden hazırlandığı için çok ama çok lezzetliydi. Bence tesis yerine oraya organik tarım yapılması için projeler yapılsın.
Bu arada çöpü iyi bilirim. 7 köyün sahibi olan ailesini terk ederek Samsun'dan çıkıp Batman'a yerleşen Babamın yaptığı meslekti "çöpçülük". O meslekte 42 yaşında iken yaşamını kaybetti. O zaman ben 2 yaşındaydım. Aklım erdiğinden bu yana, Babamın yaşamını sonlandıranın çöplerdeki zehir olduğunu biliyorum.
Aziz Başkan'ın, insana zarar verecek bir şey yapmayacağına da inanıyorum. Karşıyakalıyı saran bu korkudan da kurtaracağını da umut ediyorum.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!