Mum gibidir öğretmen. Etrafı aydınlatırken kendi erir gider. Zordur öğretmeni anlatmak. Öğrenciler, onun için yetiştirdiği nadide çiçeklerdir. Zaman zaman kopan fırtınalar, yağan şiddetli yağışlar, fidan tarlasındaki işini zorlaştırıyor. Bilgisiz ama çokbilmişlerin içinde, kendini yönetemeyenlerin emrinde kalıyor zaman zaman. Mum misali eriyip giderken etrafını aydınlatmaya devam ediyor.
Ceyhun Atuf Kansu “Dünyanın Bütün Çiçekleri” şiirindeki mısralarında ne güzel anlatmış öğretmeni.
...
Ben mezarsız yaşamayı diliyorum,
Ölmemek istiyorum, yaşamak istiyorum,
Yetiştirdiğim bahçe yarıda kalmasın,
Tarumar olmasın istiyorum, perişan olmasın,
Niçin yaşadığımı ben onlara söyledim,
Beni bilse bilse çiçekler bilir dostlarım
Çiçeklerde açar benim gizli arzularım.
Dünyanın bütün çiçeklerini diyorum.
Okulun duvarı çöktü, altında kaldım,
Ama ben dünya üstündeyim, toprakta,
Yaz kış bir şey söyleyen sonsuz toprakta,
Çile çektim, yalnız kaldım, ama yaşadım,
Bilir bunu bahçeler, kayalar, köyler bilir.
Şimdi sustum, örtün beni, yatırın buraya.
Dünyanın bütün çiçeklerini getirin buraya.
1979 yılının Ekim ayının sonlarıydı. Mardin’in idil ilçesinin sınır köyündeki Tılsakan köyü ilkokulunda başladım öğretmenliğe. Su yok, elektrik yoktu. Köylüler yağmur sularının birikmesi için açtıkları kuyulardan su çekiyorlardı. Ben de oradan su alıyordum. Kuyudan su ile birlikte kurtçuklar ve toprak çekiyordum. Suyu kaynatıp içiyordum, köylü bu sulardan ölmezse ben de ölmem diye düşünerek. Kaynatıp içmek, kullanmak zor gelince köylülere sordum. Suyu bir süre bekletince kurtçukların, toprağında dibe çöktüğünü öğrendim. İşim kolaylaşmıştı. 5 km uzaklıktaki benzinlikten aldığım gaz yağı, köylünün pişirdiği tandır ekmeği, yumurta, peynir ve tereyağı… ile yaşamı sürdürmek zor olmamıştı. Maaşımızı almak için gittiğimiz ilçede karşılaştığımız köy öğretmenleri ile konuştuğumuzda onlara göre konforlu bir yaşam sürdürüyormuşuz!
“Öğretmenlik yapılabilecek en kolay mesleklerden biri, yazın 2 ay, sömestr de 15 gün tatil… Eee, daha ne olsun?” Diyenler şunları da bilmeli.
Öğretmen günde 6 saat ayakta verdiği dersin dışında, o derslere hazırlık ve sınav değerlendirmeleri için bir o kadar da zaman harcıyor. Arkadaşları ile oynarken düşen öğrencisini düşünürken uykuları kaçar.
Öğretmen sürekli sakin olmak zorundadır. Sinirleri ne kadar gerilirse gerilsin, öğrenciler onu ne kadar çileden çıkarırsa çıkarsın bir öğretmen her zaman sakinliğini korumak zorundadır.
Öğretmenler öğrencilerine model olmak zorunda. Almakta zorlandıkları giyimi, kuşamı ve davranışları ile.
Velilerle uğraşmak şimdilerin en zor işleri olmuş.
Evde bir çocuğuna hâkim olamayan veli, öğretmenin çocuğu gibi onlarca öğrenci ile gün boyu zaman geçirdiğini unutur. Yapamadıklarını öğretmenden bekler. Çocuğunu evde ergen, okulda çocuk görür. Bilgisiz ama çokbilmiş velilerin, öğretmenliği öğretmeye kalkışmalarını da sineye çeker. Veli çocuğunu kayıt etmek için öğretmen seçer. Öğretmenin veliyi seçme lüksü yoktur.
Masa başında hazırlanan yönetmeliklere uymak, arkasına birilerini alarak atanan yöneticinin kaprislerini çekmek zorundadır. Öğrencilerin sosyal davranışları da öğretmenin sorumlulukları arasında.
Öğretmenlikte vicdani muhasebe her şeyin üstündedir. Teknolojiyle de içli dışlı olmak zorundalar. Bir bilgisayar almak için bir yıl taksit ödemek, gelişmeleri takip etmek için internet paketi için çok para ödemek zorunda.
İnsanlar ile iletişim kurmak çok zor. Bir birey yetiştirmek, onu eğitmek ise çok daha zor.
Bu zorluğu başaran elleri öpülesi öğretmenlerimin “Öğretmenler Günü” kutlu olsun.
SEN DE DÜŞÜNCELERİNİ PAYLAŞ!